Sonsuza dek veda ettiğimiz halde hala kabul edemiyorum bu gerçeği... Belki de ilk defa bir bölümü ağlamadan yazdım. Boğazımda büyük bir yük hissetsem de. Onlar bir dizinin başına gelebilecek en güzel çiftlerdi. Mektuplara devam edeceğim fakat bu gücü kendimde bulamıyorum. Lütfen birkaç yorum bırakın olur mu? Keyifli okumalar...
***
Benim sizin omzunuzda sizin benim omzumda ağlamamızın üzerinden saatler geçti. Siz gittikten sonra bir ağacın dibine oturup düşündüm. Söylediğiniz cümle ve güzel sesiniz hala kulağımda yankılanıyor. Hala çimenin üstünde duran silaha gidiyor gözlerim. Şimdi vursaydım bu defa yetişemeyeceksiniz lakin yapmıyorum. Sizin bedel ödemek dediğinizin ne demek olduğunu çok iyi biliyorum Küçük Hanım. Geceler boyunca ağlayıp şimdi yaptığım gibi yazdığım mektuplarda gizli kefaleti. Ben siz yokken ödemeye başladığım o bedeli hala bitiremedim. Tek tek sayabilirim size. Sizi sevmenin, ihanet etmenin, gözlerinizi görmeden nefes almanın, düşünmekten uyuyamamanın... Bunların hepsi bedel. Sizinle ilk gün karşılaştığımızda anlamalıydım aramızdaki kör düğümü, hiç başlamamalıydı bu sevda. Omuzlarımda ihanetin yükü, kalbimde siz varken bedenim daha ne kadar dayanabilir? Haydi dayandı diyelim, ruhumdaki çoraklık ne zaman diner? Yaşadıklarımız gözlerimin önünden geçip duruyor. "Öyleyse beni de vurun." deyişinizi duyduğumda ürperiyorum. Ellerim titriyor, aldığım her nefesi hak etmediğimi düşünüyorum. Eve bıraktığım mektubu okuyan miteramın halini düşünüyorum. Onlar beni öldü zannediyorlar. Şimdi geriye dönsem ihanetten yargılanacağım. Ya idam edileceğim ya da kurşuna dizileceğim. Bunları görebilme ihtimaliniz korkutuyor beni. İsterim ki sizi seven, her zorluğa katlanan şu kalbimi yaptıklarımı hatırlayın, kurşuna dizilen bedenimi değil. Siz eğer bana mani olmasaydınız bunları görebilme ihtimaliniz olmazdı.
Size bunu yapamam. Son nefesimi vermeden önce gözlerinize bakamam. Daha fazla acı çekmenize göz yumamam. Bu yüzden gitmem gerekiyor buralardan. Tek dileğim evdeki mektuplarım olmasa bile bu mektubun elinize geçmesi ve size olan hislerimin bir kağıtlık değil, romanlar gibi sayfalarca olmasını bilmeniz. Emin olun gidebileceğime güveniyorum. Adım seslerinizi duymadan birkaç saniye öncesine kadar...
"Bu son gelişim. Size bunları getirdim."
Boğazımdaki düğümü yok saymaya çalıştım.
"Sağ ol."
"Yalnız benim hemen gitmem lazım. Şehir feci durumda size hacet kalmadı, kardeşi kardeşe kırdırıyorlar."
Nasıl söyleyeceğimi bilemedim ilk başta.
"Hilal ben bir mektup bırakmıştım eve onu bulmuşlardır çoktan."
Gözlerinize bakarak mektup kelimesini zikretmek bile heyecanlandırıyordu beni.
"Benim öldüğümü düşünüyorlardır muhtemelen. Gitmem lazım benim."
"Nereye? Nereye gideceksiniz?"
Sizinle gitmek istediğim hiçbir yere sizsiz gitmeyeceğim. Belki yıllar sonra dönüp sizi bulabilirdim. Belki birinin karısı olurdunuz... Ya da yine hastanede?
"Bilmem. İlk gemi nereye götürürse oraya, kimsenin beni tanımayacağı bir yere."
Bir an karşı çıkacağınızı düşündüm fakat sadece nefes almam size yetiyor olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kağıt Evler
Fiksi PenggemarBu hikayede dizinin ilk sezonun bölümlerine göre verilen HiLeon sahnelerinden yola çıkarak Leon'un hislerini anlatacağı bir mektupların toplandığı bir hikaye olacak. Tabi ki buradaki Leon biraz farklı hayali sahneleri de içerecek olan mektuplar Bölü...