4.Bölüm

45 4 0
                                    

Ertesi gün okula gittiğimde ilk ders edebiyattı. Aslında dersin ismi tam anlamıyla beni yansıtıyor. Edebi - yat. Sınıftaki tek oturan tek öğrenciyim. Önümde de Bartu - NAĞMIDİĞER GÖT LALESİ - ve arkadaşı Caner oturuyor. Ben bunları düşünürken bulaşık önlüklü bacı hazretleri aman Bartu Bey teşrif ettiler. Yerine geçerken bana "Eğer önlükten herhangi birine bahsedersen kafanı salçaya çeviririm domates kafa" der gibi bakışlar attı.

~Bana öyle bakma, anlayacaklar. QGSSGBDFHVS ~

İÇ SESCİĞİM Bİ SESSİZ OLSANA GERİZEKALI.

Bizim edebiyat hocası sonunda derse girebildi. Kafasındaki saçlar hafif seyrelmiş, kısa boylu bir adamcağız ve edebiyat hocası olmasına tepki gibi peltek konuşuyor.

Aha da beni gösteriyor.

"Ten kimsin evladım?"

"Ben yeni geldim hocam"

"Oo hot geldin bite kendinden bahteder mitin?"

~Cold geldim dememeliyim, bite değil pireye bahsetsem olmaz mı dememeliyim DBXDVCDD ~

"Tabi hocam, Sıla ben. Mersinden babamın işi dolayısıyla buraya geldik. Sanırım bu kadar."

"Ha bi de 'şey' demeyi çok seviyor."

Arka planda duyulan Bartu 'nun sesi kendi de dahil herkeste büyük bir şok dalgası yarattı.

Tüm sınıf :OOOOOOOOOOO
İÇ SESİM :OOOOOOOOOOOO

Onu duymamış gibi davranıp yerime oturdum ve derse başladık.

"Evet toduklar bu tonu da bu tadar, ünlü bir tairin ünlü bir tözünü örneklendirebilir mitiniz?"

Ön sıradan adının Ömer olduğunu öğrendiğim bir çocuk ayağa kalktı ve dedi ki:

"Hocam Nazım Hikmet'in bir sözü var bilir misiniz? At yalanı si-"

Yanında oturan arkadaş ağzını eliyle tuttu ve bir kaosa engel oldu.

Bu sefer de kıvırcığın biri kalktı ayağa :

"Hocam kimin söylediğini tam olarak bilmiyorum ama ünlü bir şairden başka kimse bu sözü söyleyecek kadar yaratıcı değildir diye düşünüyorum. Seni sevmek ölümse koyayım gö-"

İyi ki susturuyorlar bu çocukları ha.

Caner kalktı bu sefer de :

"Sanat toplum için, sen benim için, başkasına varırsan, ağlarım için için."

"Bu hangi tairin tözü toduğum?"

"İmza Caner Yağız Dikmen"

"Hey allahım yarabbim ya! Dütgün örnek verebilecek biriti yok mu?"

O sırada Bartu kalktı ayağa:

"Ben varım hocam"

"Buyur toduğum teni dinliyoğuz."

"Ne kadar seviyorsun dersen nar kadar derim, dışımdan yalnız ben görünürüm içimden onlarca sen dökülür."

Anağğ bizim göt lalesine bak sen.

"Aferin toduğum tana"

O sırada zil çaldı, sınıfın içinde her teneffüs olan o büyük gürültü yayıldı. Ben ise cam kenarına geçip bahçeyi izlemeye başladım. Evet, arkadaş edinmem gerektiğinin farkındayım ama nerden bulacağım ki? Belediye dağıtmıyor sonuçta! O sırada oturduğum sırada bir kıpırdaşma hissettim. Arkamı döndüğümde bir kızın yanıma oturduğunu gördüm. Gülümseyerek bana bakıyordu. Ve mükemmel ötesi gamzeleri vardı.

"Selaam tanışalım mı?"

"Oluur, Sıla ben."

"Ben de en yakın arkadaşın"

"Hı?"
Aynı anda kahkaha atmaya başladık.

"Adım Nisa, uzaktan gördüm de hiç arkadaşın yok galiba."

"Siz benim hiç arkadaşım yok sanıyorsunuz ama cidden yok. Aslında iyi başlamıştım cümleye ama olmadı işte olmayınca olmuyor demek ki."

"Bundan sonra en yakın arkadaşın benim. Ve yan yana oturacağız. Olur mu?"

"Olmaz mı? Hem de çok güzel olur."

"Ders kim?" (Bu da yeni bir soruş tarzı tabi)

Biraz düşündü "İngiliççe"

Hoca sınıfa girdi. Çakma sarışın, dudağında 10 kilo kırmızı ruj olan biri.

"Adı süslü nuriye" dedi Nisa.

"Tatlı değil miydi o yaa? He o sütlü nuriyeydi."

"Manyak yaa BDGHFSWADJ"

Yine Ömer ayağa kalktı, BİSMİLLAHİRRAHMENİRRAHİM

"HOCAM KİSS ME NE DEMEK?"

"Öp beni"

"Abovv hoca yoldan çıktı"

Hocamız sadece göz devirdi ama sınıfça karnımız ağrıyana kadar güldük.

Dersin işlenişi son hız devam ederken Bartu arkasına döndü :

"Sıla şu dersi kaynatsana az."

"What dedin gülüm? Ben ne alaka?"

"Sende tam o tip var çünkü!"

"Tamam ya bende o iş."

"Hociiiğğğaaamm"

"Efendim kızım."

"Special ne demek?"

"Özel"

"Yaa hocam ne olur söyleyin, valla kimseye söylemem."

"Kızım özel dedim ya"

"Hocam ALLAH ÇARPSIN, ANAM BABAM ÖLSÜN, ÜSTÜME METEOR DÜŞSÜN Kİ kimseye söylemem."

~Sen iki gün önce Bartu 'ya meteor demedin mi la? Lütfen bu kadar belli etme bazı şeyleri? QGSSGBDFHVS ~

"Kızım seni dayın mı doğurdu?"

O sırada zil çaldı. Bartu ayağa kalkıp tam gidiyordu ki arkasına döndü :

"Teşekkür ederim." Ve göz kırptı.

Salak yaa yemin ederim salak. Bakayım valla salak.

Nisayla konuşmak için döndüğümde başını ellerinin arasına almış, gözlerini kocaman açmış ve sırıtan bir Nisa görmeyi beklemiyordum.

"Bence bu çocuk seni seviyor."

"Yok ebesinin nikahı!"

¶¶¶¶¶¶¶¶¶

Heeyy Beni BekleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin