Akşam olmuş, ben çadırımı o Bartu denen göt lalesinin çadırının içinde bulmuştum. Sahi onlar bir gitti gidiş o gidiş! Neredeler acaba?
Buraya doğru yaklaşan üç karartı kısa süreliğine korkmama neden olsa da gelenlerin Deniz, Bartu ve Caner olduğunu anlamam uzun sürmedi. Penguen gibi yürüyor, salak salak gülüyorlardı. Beni fark etmeden çadırıma - evet benim çadırıma! - giriş yaptılar. Lan zaten çadırın kapısının önünde dikilip sizi bekliyorum gece gece, insan bir selam verir. Tam bunları düşündüğüm sırada burnuma gelen koku her şeyi tek tek çözüme kavuşturdu.
"İçtiniz mi oğlum siz ya!?"
Beni duymuyor gibi hareket ediyorlardı.
"Bartuu dün akşam bize gelsene! Mısırım anne patlatır, film yeriz beraber."
"Yaa seni şapşik benim sevgilim var bir kere! Dimi denizaşkım?"
~GÜLERSEMÇARPILIRIMGÜLERSEMÇARPILIRIMGÜLERSEMQ ĞHTJFTHGF+HGGGFFGHH~
İÇ SESCİĞİM Bİ SUS YA Bİ SUS!
"Yiiiaaaa Bartuuuğğğğğ!"
Olayın tek güzel tarafı benim bütün bunları videoya almış olmam ve bu görüntülerin çok büyük şantaj malzemesi olması.
Hepsinin çok kısa aralıklarla sızmasının ardından ben de Nisagilin çadırına doğru yol aldım.
Sabah bizi uyandıran şey Caner 'in o mükemmel (!) çığlığı oldu.
"Bartu Allah senin belanı versin! Gitti namus, ben senin bildiğin erkeklere benzemem tamam mığh? Evlenmeden olmaz. Yaa hayır dur bi saniye, olan oldu biten bitti demi?! Benimle evlenmek zorundasın!"
"Caner salak mısın oğlum ne evlenmesi?"
"Bartu ben hamileyim!"
"Yaa Caner dur bi! QGSSGBDFHVS. Hiç bir şey olmadı tabiki sizin aranızda. Sadecee..."
"Sadece ne SILA?! Sadece ne!? Yoksaaa, yoksa bebeğimin babası Deniz mi?!!!"
"Şeytan diyor... Neyse"
"Yaa bi susun" diyerek elimdeki videoyu başlattım.
"Oh be rahatladım, en azından hamile değilim."
"Bu çocuk gerizekalı yaa cidden. Harbi harbi beyin yoksunu."
=) =) =) =) =) =) =) =)=) =)=) =) =)=)
Sonrasında hep beraber kahvaltı yapmaya, kamelyaya yöneldik.
"Bartucuuum aç hadi ağzını uçak geliyor."
"Yaa Caner bi defol git. Yoksa o uçağı senin müsait bir yerine girdireceğim. Yaa Allahını seven üstüme toprak atsın yaa. Bu çocuktan başka türlü kurtulamayacağım çünkü galiba"
"Bartucuuum aybediyon beni kaybediyon haa."
"Lan hâlâ Bartucuuum diyo! Gel lan buraya!"
Caner topuklarını kıçına vura vura kaçmaya başladı. Bartu da ayağındaki parmak arası terliği çıkarıp ona fırlattı.
"Deymedi ki deyme- aaahh kafam. Ama bu çok acıdıığğ."
"Tüh bee, şansa bak. Ben de terlik seni sevsin diye fırlatmıştım zaten!"
