Ömer'in bile sıkıntıdan ofladığı bir ders düşünün. O derece sıkıcı bir ders... Bizim Süslü Nuriye'nin dersi tapkiiiiiii. Caner Bartu 'yu çıldırtıyor, Nisa ise sınıfta dersi dinleyen tek kişi gibi gözüküyor.
"Mööööö Nisa"
Bana baktı, göz devirdi ve geri önüne döndü. Hayır yani bu nasıl bir sabırdır yiğidim. Kadın konuşmuyor ağzıyla random geçiyor mübarek. Ekşın ekşın ekşın. Yok olmadı, demek ki sadece Selena'da işe yarıyormuş. Canım müdürellam, melaike misin yavrum sen yaa?
Evet sizin de tahmin edebileceğiniz üzere müdüremcim sınıfa girdi. Arkasından adeta şampuan reklamlarından fırlamışcasına güzel saçlı bir çocuk... Hoşsun but kotam doldu ciğerim.
"Heeyy 10-İ bakın sizi kiminle tanıştıracağım, yeni sınıf arkadaşınız. Aynı zamanda benim yeğenim olur kendisi. Ben çıkayım, siz de tanışın."
Bizim Süslü Nuriye çocuğu gözüyle şaaptı adeta. Sonra da yılışık yılışık
"Ayyy canım kendini tanıtsana bize"
Çocuk hocanın dudağındaki o ilkokul çocuğu resminin boyaması kadar kötü sürülmüş rujdan gözünü zar zor kaçırdı. Yüzündeki o tiksinme ifadesi görülmeye değerdi. O an göz göze geldik.
"Şeyyy tabi hocam. Ben şey. Demi?"
~Bu çocuk az önce adını mı unuttuuuuuu?! 😂 ~
"Emre"
"Tanıştığıma memnun oldum ben de Nuriye, not konusunda sıkıntı yaşamazsın emin ol." dedi göz kırparak.
Çocuk 'ne diyo la bu değişik' bakışları atarken o mükemmel ötesi harika efsane hipe- ne diyorum lan ben? Ağzını açtı konuştu işte.
"Hocam ben nerede oturacağım?"
"Caner, kalk ordan yavrum. Cengiz'in yanına geç. Sen de Bartu'nun yanına otur Emreciğim."
Çocuk sınıfta hareketlenmenin nerede olacağını görmek için tekrar bize döndü. O sırada Caner itiraz edecek gibi oldu ama baktı bizim çakma Angelina 'jöle ' sevdi çocuğu, vazgeçti itiraz etmekten. Çocuk ağır adımlarla önümdeki sıraya ilerlerken Bartu'nun sinirden ışın fışkıran gözleri ile karşı karşıya kalmayı beklemiyordum açıkçası.
Çocuk sıraya oturdu ve elini ona uzattı.
"Emre ben :)"
"Hıhı on saat düşündükten sonra tahtada söylemeyi becerebilmiştin, duydum."
"Ov pekala zaten ben de adını duymuştum hocadan Bartu."
"Daha ne kadar konuşursun tahminen?"
Neye sinirlendi ki şimdi bu? Hayır yani where is the amaç Bartu? Sal şu çocuğu.
() () () () () ()
"Yazıyoruz tahtadakileri çocuklar."
O anda gözüm Emre'ye takıldı. Bartu'ya bakıyordu, sanki bir şey söyleyecekmiş de çekiniyormuş gibi bir hali vardı. Arkasına döndü ve 0.5 ucumuzun olup olmadığını sordu.
"0.5 kalem kullanmıyorum ama 0.5 ucum var yağuşuhlu."
"Efendim?"
Nisa durumu toparlamak istercesine kalemliğimi alıp uç kutusunu uzattı.
Çoooook kibar bir şekilde teşekkür etti. - O nasıl oluyor bilmiyorum -
"Rica ederim ne demek :)))"
Emre, sadece Nuriye'nin değil bizim sınıftaki kızların da dikkatini çekmişti anlaşılan. Herkes bir saç baş düzeltip üstünü düzenleyerek teneffüste Emre'nin yanına geldi.
"Yaa sen ne tatlı çocuksun böyle?"
"Hıhı teşekkür ederim."
"Gözlerin lens mi yoksa orijinal kahverengi mi?"
"Şampuanının markası ne?"
"Hangi burçtansın?"
"Yanıma oturmak ister misin?"
O ise hiç kimsenin beklemediği bir refleksle arkasına döndü ve kantine kadar ona eşlik edip edemeyeceğimi sordu.
~Ay ben şok ~
"NE? Ben? Aynı benden mi bahsediyoruz?"
