11.

286 135 209
                                    

Merhaba arkadaşlar uzun bir aranın ardından yine sizinleyim. Bu arada fark ettiyseniz kitap kapağımı değiştirdim. Bu kapağı benim için hazırlayan taehoof 'a teşekkür ederim.

Iyi okumalar ballarım.📖😄

Uyandığımda aşağıdan büyük bir gürültü koptu. aşağıya indiğimde birileri salonu altına üstüne getirmişti. Etrafa göz gezdirdiğimde kimsecikler yoktu. Salon bayağı dağılmıştı. Arka bahçeden ses gelince o tarafa doğru yavaş ve sinsi adımlarla gittim. Biri duruyordu bahçede. Elinde bir poşet vardı. Içinde evde bulunan pahalı eşyaları gördüm. Hırsızdı anlaşılan. Eline daha dikkatli baktığımda annem ve babamın çerçeveli fotoğrafını tutuyordu. Çerçevesi altın olduğundan almış olmalıydı ama annem ve babamın burdaki tek fotoğrafıydı almalıydım hemen. Arkasından minik adımlarla gittim. Tam yakalayacağım sırada arkasına döndü elindeki taşla kafama vurdu. Ben yere düştüğümde o kaçmaya başlamıştı bile.

Başım kanıyordu ama pes etmedim. Babam ve annemin fotoğrafını almalıydım. Arkasından koştum az kalmıştı yakalamaya tam yakalıyordum ki önüme çıkan kişiye çarptım. Yere kapaklanmıştım. Adımın seslenmesiyle arkama baktım.  Bu Tae'ydi arkasında BTS duruyordu. Hepsi şok içinde bana bakıyordu. Tae elini uzatıp beni ayağa kaldırmaya çalıştı. Hırsıza baktığımda kavşağı dönmüştü. Hemen ayağa kalkıp peşinden koştum. Diğerleride arkamdan geliyordu anlaşılan ayak seslerinden anlamıştım. Bir kaç sokak daha koştum onu bulmuştum. Ama bir süre sonra gözden kayboldu. Kahretsin anneme ve babama o kadar bağlıydım ki onların bu resmiyle avutuyordum kendimi. Yere çöküp ağlamaya başladım. Başımda dönüyordu. Ağlayarak,

"Lütfen...Lütfen fotoğrafı geri getir Yalvarırım ondan başka anım yok lütfen... Özür dilerim anne özür dilerim baba bir anımıza bile sahip çıkamadım."

Hıçkırarak ağlıyordum. Birinin omzumu tutmasıyla arkama döndüm. Bu oydu... Hırsız karşımdaydı. Elindeki çerçeveyi bana uzattı. Çerçeveyi alıp içindeki fotoğrafı çıkarttım çerçeveyi hırsıza verdim. Bana öyle bir bakıyordu ki bir an korktum. Elini yüzüme götürüp göz yaşımı sildi. Kendimi geri çektim.

Hırsız"Ben... Ben özür dilerim. Gerçekten özür dilerim. Sadece biraz paraya ihtiyacım vardı. Annem ve babam olmadığından kardeşime ben bakıyorum. Çalıştığım şirket beni kovdu. Kardeşim kanser onun ilaç parasını karşılayamadığım için hırsızlık yaptım. Buna ihtiyacım vardı. Yoksa hiç hırsızlık yapmadım."

Çocuğun gözleri dolmuştu. Gözünden düşen bir yaşla yalan söylemediğini anladım.

"Keşke bunu dolaylı yoldan yapacağına direk benden isteseydin. Seve seve yardım ederdim. Seni polise şikayet etmeyeceğim merak etme. Yardım edeceğim sana. Telefonun var mı?"

Telefonunu çıkarıp uzattı. Numaramı kaydettikten sonra kendi telefonuma onun numarasını kaydettim.

"Özür dilerim. Sana vurmak istememiştim. Sadece bir an korkudan ne yapacağımı şaşırdım. Elimdeki taşla kafana vurdum. Ben çok değiştim. Gerçekten özür dilerim."

"Tamam sorun yok ben gayet iyiyim. Kafamın kanadığına bakma sen." Gülümseyip,

"Ben Doğa. Senin adın ne?"

"Ben Min Joon. Bari hastaneye götüreyim seni. Kötü görünüyorsun. Özür dilerim Doğa."

"Ahh... Sorun değil ben gayet iyiyim. Sen git birazdan bizimkiler bulur beni Hadi git... Git hadi."

Çöktüğü yerden kalkıp gitti. Ayağa kalkmaya çalıştım ama hala başım dönüyordu. Oturduğum yere uzandım. Ayak sesleri geliyordu. Gözlerimi kapattığım için göremiyordum. Biri gelip beni kucağına aldı. Gözlerimi araladığım zaman Tae olduğunu gördüm. Diğerleride arkasındaydı. Endişeliydiler. Namjoon telefonla konuşuyordu. Galiba bizimkilere haber vermişti. Tae'ye bakıp,

UMUDUM SENSINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin