13.

212 128 275
                                    

Iyi okumalar ballarım💕💙📖📖

Yavaş yavaş uyanmaya başladım. Ensemde hissettiğim acıyla inledim. Gözlerimi açtım ama etrafı hala bulanık görüyordum. Birkaç defa gözlerimi yumup açtım. Görüntü yavaş yavaş düzeliyordu. Elimi kıpırdattım sonrada kollarımı ama hareket etmiyorlardı. Gözlerimi sımsıkı kapatıp başımı iki yana salladım. Gözlerimi açtığımda her şey netleşmişti. Birileri beni duvara sabitlemişti. Kollarımda zincir vardı. Bu zincirler duvara montalanmıştı. Kimbilir kaç saat ya da kaç gün böyle ayakta bağlanmıştım. Etrafta göz gezdirdim. Bir odadaydım. Oda genişti ve boğuk bir havası vardı. Hiç penceresi yoktu. Odayı aydınlatan sadece tek ışık vardı. O da tavandan sarkan ampuldü. Oda neredeyse boştu. Bir lavabo ve klozet dışında hiçbir şey yoktu.

Tam 5 dakika hiç durmadan zincirlerden kurtulmaya çalıştım ama hiçbir işe yaramadı. Ensemde hissettiğim acı daha da artmıştı. Biraz sakinleşip derin bir nefes aldım.O anda başımdan aşağı kaynar sular döküldü sanki.

Çocuklar, onlar neredeydi? Ya o adamlar onlara zarar vermişse? Umarım... Umarım hiçbir şeyleri yoktur. Ben bu düşüncelere boğulmuşken sağ tarafımda olupta hiç fark etmediğim kapı açıldı. Içeri 3 adam girdi. Hepsi de iri yarıydı. Öndeki adam diğer ikisine bir şeyler söyledi. Adamlar kafalarıyla onaylayıp kapının önünde nöbete durdular. Öndeki adam yanıma geldi. Beni baştan aşağı süzüp sırıttı.

"Merhaba Doğa, ben Kwan. Tanıştığıma memnun oldum."

Elini uzattı sanki kollarımın bağlı olduğunu fark etmemiş gibi masum ayağına yattı.

"Aa ben özür dilerim. Unutmuşum kolların bağlıydı senin."

Dediği şey çok komikmiş gibi kahkaha attı.

"Bu arada ne kadar seksi göründüğünü söyledim mi? Benim olmanı çok isterdim.Seninle..."

Kapıda ki adam içeri girdiğinde sustu. Adam kulağına bir şeyler söyledikten sonra çıktılar. Hala biri o kapının önündeydi.

Bizi yakalayanlar kesinlikle Selçuk'un adamlarıydı. Içimde öyle bir his var ki çok kötü bir şey olacakmış gibi. Içimde yer eden korku gittikçe daha da büyüyordu. Tıpkı o gün ki gibi. Annem ve babamı kaybettiğim gün hissettiğim korku yine filizlenmişti. Anlaşılan hayat yine beni kıskanmıştı. Ya canımı alacak ya da sevdiklerimi. Ben bütün acılarımı yutup mutluluğa yer açmıştım kalbimde. Belki birazcık mutlu olabilirdim diye acılarımı yutmuştum. Acıyı o kadar iyi tanıyordum ki bugün yine kendini hissettirdi. Ne kadar mutlu olmaya çalışsam acı yine kendini gösteriyordu. Bu hayatta ne kadar gülürsem onun 10 katı acı çekiyordum. Umarım bu sefer ki hislerim beni yanıltır.

Kapıya baktığımda bir kaç adam ellerinde silahlarla çocukları içeri soktu. Kızlar çok bitkin görünüyorlardı. Bunu onlara yapan pislikleri öldüreceğim. Sinirle öne atıldım ama kollarımdaki zincirler beni engelledi. Kollarım bu ani hareketimden dolayı çok acımıştı. Çıkardığım ses çocukların bana bakmasını sağladı. Herkes perişan bir haldeydi.

Ozan beni fark ettiğinde yanıma gelmeye çalıştı ama önünde ki silahlı adam onu engelledi. Çocukları tam karşıma dizdiler. Hiçbir şey anlamıyordum ne yapmaya çalışıyorlardı?

Içeri bir adam girdi. Kıyafetlerine bakılırsa patronları olması gerek. Ve düşündüğüm de doğruydu. Adam içeri adım atar atmaz silahlı adamlar önünde eğildi. Adam çocuklara göz atıp sonra yanıma geldi. Beni baştan aşağı süzüp,

"Çok yakışmış sana bu zincirler Doğa. Selçuk görseydi çok mutlu olurdu."

Sinirle kaşlarımı çattım.

UMUDUM SENSINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin