tarihlerimizi yorum olarak bırakıyormuşmuşuz ☺️
***
Düzensiz nefes alışverişinin sesini duyamayacak kadar hızlı koşarken etrafa saçılan çamur onu hiç rahatsız etmiyordu. Yönünü gösteren sokak lambalarını takip etti. Ne kadar ışık,o kadar iyi.
"Gel ulan buraya!"
Ani bir köşe dönüşüyle tökezletti adamı Erem.Buralarda hiç işi olmamalıydı.
Yıkık dökük evin bahçesine geldiği gibi kendini köpek kulubesine attı."Uğraştırma kızım beni!"
"Uğraşsana!" diye çığırdı son gücüyle.
Çığlığı ardından Kara, bahçe kapısından hızla koşup saldırdı.
Nihayet sakinleşebilmişti."Her gelişte aynı şey."
Ortalık sakinleşmişti. Kara da birazdan burada olurdu. Saçlarını hızla toplayıp kapıdan içeri girdi. Gıcırtıyı duyan Suzan hemen koştu kapıya.
"Hoşgeldin kızım!"
"Ben pek hoş bulamadım anne."
"Yine şu puştlar mı? E kızım sen niye geliyorsun bu saatte buraya!" derken Erem'in eli annesinin boynuna gitti.
"Bu yüzden olabilir mi?" Dedi annesinin boynundaki geniş morluğa dikkatle bakarken.
Eremin elini çekti Suzan. Derin bir nefes verdi.
"Olur kardeşler arasında öyle şeyler."
Dayanamıyordu, annesi gözler önünde her gün şiddete maruz kalıyor, üstelik hiçbir şey de demiyor,yardım dahi istemiyordu.
"Aynı şeyi karı koca için de söylüyordun. Şimdi ne oldu, dışarıya bile çıkamıyorsun..."
"Kes sesini Erem !"
Sinirle püskürürken birden durdu ve sinirden ritmi değişen nefesini düzene sokmaya çalıştı.
"Gördün, iyiyim veya değilim. Artık gider misin?"
"Anne."
"Git dedim Erem. Haydi!"
"Ne bokun varsa ye." diye mırıldanıp çıktı kapıdan.
¦
Arabasından indi, topuklarının sesi eşliğinde evine girdi.
"Hoşgeldiniz Erem Hanım."
Hiç duymadan merdivenleri çıkarken çalışan kadın tekrar konuştu.
"Erem hanım, babanız ve Banu hanım sizi yemek odasında yemeğe bekliyorlar."
Gözlerini kapatıp açtı Erem. Sakinleşmeye çalışır gibiydi.
Doğruca ilerledi koridorda. Sonunda vardı. İstemsizce yüzü buruştu. Kim saçını bu kadar iğrenç bir tonda boyardı ki?"Eremciğim, haydi gel şöyle." dedi Banu ağzını temizlerken.
Babasına anlamsızca bakarken konuştu.
"Baba, bir şey varsa söyleyin, uyuyacağım."
"E gel bir yemek yiyelim Eremciğim." dedi tekrar Banu. Altın sarısı saçlarını geriye atıp yeni gerdanlığını gözlere sunarken.
"Eremciğim, otursan daha iyi olur."
"Ben hangi dilde konuşuyorum baba?"
Gerginliği sürerken servis yapan kadın da kulak misafiri oluyordu,halinden de memnun gibiydi.
Banu tam ağzını açmışken Erem'in bakışlarıyla sustu.Konuştu Necdet.
"Bunu daha detaylıca konuşmak isterdik fakat biraz aceleye gelmesi gerekti. Biz buradan taşınıyoruz."
"Madrid'e!" diye ekledi Banu.
Ellerini serbest bırakıp sırıttı Erem bir süre.
"Yediğiniz bokları görmemem için mi?"
Suskunluğu devraldı bi an oda.
"Erem , bunlar hiç hoş ithamlar değil."
"Gerçekler hoş değil, doğru." dedi ve ekledi Erem.
"Beni gönderemiyorsunuz, siz gitmeye karar verdiniz. Güzel plan.""Erem, laflarına dikkat et!" diye bağırıp ayağa kalktı Necdet.
Hiç çekinmeden babasına daha da yaklaşıp konuştu.
"Keşke sen de şu pis nefsine bir dur diyebilsen. Malum, bu kaçıncı karın?"
"Ne diyorsun be sen? Hatsiz!" diye çemkiren Banu, Erem'in umrunda dahi değildi.
O sadece babasıyla hesaplaşıyordu.
"Annemin yanından geldim baba."
"Erem..."
"Sus baba,ben konuşacağım." Dedi ve devam etti.
"O orospu çocuğu yine dövmüş, e şaşırmadık tabi alıştık. Her şeye alıştık. Anneme nafakayı düşük miktarda vermek için gelirini düşük göstermeye çalışan babamın yeni karılarına en gösterişli arabaları, evleri, takıları almasına da alıştık. Alıştık, ama unutmadık baba. "
Banu'ya döndü bıkkınca.
"Sen de çok heyecanlanma istersen, Madrid'te senden daha usta fırsatçılar tanıyorum, işin bir hayli zor."
Kapıya doğru yürüdü ve son kez masaya dönüp konuştu.
"İyi geceler canım ailem, sizlere afiyet olsun."
***
Evet, sonunda herkese merhaba! 3 yıldır deneyip, derleyip, ardından sildiğim ufak roman denemelerim sonunda bu sefer karşınızdayım.
NEPENTHE'nin kurgusunun büyük bir kısmını yaptım, hatta yazdım. Yaklaşık 1 yıldır üzerinde çalışıyorum. Tüm cesaretimi toplayıp sonunda yayımlama kararı aldım ve gerçekten çok mutluyum. Dışarıdan düşünülenin aksine, benim Wattpad okuyucularından çok büyük umudum var!
Yorum ve oylarınız bekliyorum! ❤️e ufak bir sorum olacak : sizce karakterleri mediaya koymalı mıyım? Yoksa okuyucunun yani sizlerin hayal dünyasına mı kalsın? Cevaplarsanız sevinirim :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEPENTHE
Teen Fiction* Nepenthe: Mutluluğu getiren, acıyı ve üzüntüyü yok eden ilaç. * Beni ilk gördüğün günü hatırlıyorum. Hasretle, özlemle bakıyordun gözlerimin içine dumanlı ela gözlerinle. Bir gece yarısı karanlığın ele geçirdiği o sokakta ışıl ışıl aydınlatıyordu...