Tamam harika bir uyku geçirmedim ama yine de rüyalar yoktu en azından.Sabah uyandığımda babam çoktan işe gitmişti.Teyzem ve Gülce ile kahvaltı yaptıktan sonra teyzeme bana birşey söylemesine izin vermeden odama gittim. Bitirmem gereken bir kitap var çünkü. Son kamelya gerçekten oldukça etkileyici bir kitap. Kitabımın sayfaları çoktan zihnimi ele geçirmişti. Flora'nın hayatını okurken kendimi onun yerine koyduğumu fark ettim. Hayatım şimdi ki gibi olmasaydı ve Flora gibi olsaydım. Belki daha iyi olurdu. Trajik bir hayat. Umudu var ama. Benim var mı?
Beynim bir anda düşünmeyi bıraktı.Zihnimi kara bir sis sardı.Yine geçmiş.
Anneannem,dedem ve diğerleri teyzem yokmuş gibi davranıyordu.Sanki hiç öyle birisi olmamış gibi.Ben onlarla ilgili birşey söylediğimde ise;
-Birce onlar senin baban ve teyzen olabilir ama bizim için öldüler.Konuyu kapat.Onlardan bahsetme.
diyerek çenemi kapatıyorlardı.
Hayatım yavaş yavaş eski düzenini dönüyordu. Okul devam ediyordu. Ders çalışmaya devam ettim. Boş vakitlerimde babamın aldığı bisikletle dolaşırdım. Arkadaşlarım aynı sokakları defalarca turlardık ve bundan çok zevk alırdık.Rüzgarı saçlarımın arasında hissetmek tarifsiz bir his. Insan özgür hissediyor.Sanki herşey istediği gibiymiş ve çok mutluymuş gibi. Rüzgarı o kadar çok severdim ki. Yüzüme çarpmasi için bisikletimi hep hızlı sürerdim. Başarırdım da. Eve döndüğümde yanaklarım kıpkırmızı ve buz gibi olurdu. Bu beni mutlu ediyordu.
Okul bitti. Artık yaz tatili vaktiydi. Korkuteli Antalya'ya göre biraz daha serin olduğu için Antalya'dan bir sürü insan gelirdi. Nüfus ikiye katlanırdi. Her yer daha eğlenceli olurdu. Lunapark kurulurdu. Her gece dondurma getirirdi dedem. Annem Belma beni her yere götürürdü. Arkadaşlarimla hava kararıncaya kadar dışarıda olurduk.
Korkuteli'nin bir delisi vardı. Aşkından delirmiş Adnan. Korkardık.Bir akşam dışarıda oynarken erkek arkadaşlarımdan biri "Adnan geliyor! Kaçın bizi yakalayacak!!" diye bir yaygara kopardı. Hepimiz arkamıza bile bakmadan kaç sokak koştuk bilmiyorum. Bir yandan ağlıyorduk. Çığlıklar atıyorduk. Camdan bakan insanlar bize gülüyordu çünkü Adnan çoktan peşimizi bırakmıştı. Komikti. Eve geri dönerken ağlayarak geçtiğimiz sokakları halimize gülerek geçtik.
Eve döndüğümde bir araba vardı. Annem de arabanın yanındaydı. Arkası dönük olan adam bana çok tanıdıktı. Uzaktan onları izlerken annemin gözleri gözlerimi buldu. Bana buruk bir gülümseme gönderdi. Adam yavaşça arkasını döndü.
-Babaa!!
Koşarak boynuna atladım.Sıkıca sarıldım.Gerçekten özlemiştım.
-Birce'm benim. Ne kadar büyümüşsün.
-Tabii büyüdüm. Üçüncü sınıf oldum ben. Karnemın hepsi 5 baba. Biliyor musun karneme yıldız yapıştırdı öğretmen.
-Maşallah benim kızıma.Akıllı işte.
-Birce gel ellerini yıkayalım.
Annem elimi tutup beni yukarı çekerken ona karşı koymadım. Ben elimi yıkarken annem bir kaç valizi kapının önüne koydu. Dedem beni yanına çağırdı.
-Halise Dede! Babam aşağıda biliyor musun?
-Biliyorum kızım biliyorum. Dedecim bak şimdi. Biz seni çok seviyoruz.
-Evet çok seviyoruz Birce'm.
Anneannem konuşmuştu. Dayım, annem hepsi odadaydım. Dikkatle beni izliyorlardı. Bende annemi. Gözleri kıpkırmızıydı. Dayım ona destek olurmuş gibi elini dizine koymuştu.Dedem devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
Teen FictionAşk kokan bir hikaye değil. Olmayacak. Gerçek bir hayat. Her şey gerçek. Uçurumları sevmek cesaret ister. Bu UÇURUM ve bu GERÇEK. Benim UÇURUMUM ve benim GERÇEĞİM. Şimdi eminsen devam et. Pişman olmaman için elimden geleni yaparım.