Derin Yaralar

88 6 0
                                    

  Evet çocukluğum herkesinki kadar normal değildi. Yani normal bir çocuğun ağladığı şey nedir? Düşer ve canı yanar. Yaraları bedeninde oluşur. Ama benim yaralarım derindeydi. Oldukça derinde. Bu yaraları saklamak kolay değil. Herkes normal olduğumu zannederken kahkahalarımın gerçek olduğunu düşünürken aslında herşey sahteydi. Ben kendimi zorluyordum kimse farkında değildi. Konuşmaktan çekinmedim, geçmişimi anlattıkça rahatladığımı düşündüm. Kendimi insanlara iyiymiş gibi göstermeye o kadar alıştım ki artık ben bile inanmıştım.Tamamen iyileştiğimi sanıyordum, yaralarımı sardığımı. Ne zamana kadar? Birileri yaralarımın üzerine kilolarca tuz dökene kadar. Bütün bedenim alev almıştı sanki. Derin yaralarım vardı tüm bedenimde. Asla sarılamayacak yaralar. Emindim artık kimse bana yardım edemezdi. Yaralarım her zaman olacaktı. Hep hissettireceklerdi bana varlıklarını. Kabullenince daha kolay oluyor herşey. Kendini inandırınca.

  Şimdi büyüdüm. Küçük ve zayıf bedenim yok artık. Geçirdiğim hastalıklarla güçlendi bedenim. Zatürre, menenjit ne ararsanız var yani. Artık bağışıklık kazandım fiziksel acıya. O yüzden umrumda değil. Şimdi tek düşündüğüm yeni okulum. Artık bir liseliyim evet. Aynı zamanda evden uzakta bir liseli. Hayatta kendi başıma ayaklarımın üzerinde durmayı öğrenmek için iyi bir fırsatmış. Babamın fikri. Bakırköy'de bulunan okulum ve yurdum benim yeni adresim. Sorun değil arkadaş edinmek kolay olacak. Daha az önce valizimi yerleştirdim. Babamı ve teyzemi uğurladım. Şimdi yeni yatağıma alışmak adına biraz uzanıyordum ki,

-Merhabaa.

-Selam?

Bu tatlı sarışın bir kızdı. Mavi gözleri parlak parlaktı.Sanırım yeni ağlamıştı. Boyu benden biraz kısaydı. 1.58 falandı herhalde.

-Benim adım Beyza. Seninki ne?

-Birce ben. Memnun oldum.

-Bende memnun oldum. Hangi okuldasın?

-Bakırköy Meslek.

Evet meslek lisesindeyim ama sorun bende değil babamda. Puanım anadolu lisesine yeterdi ama babam biraz tutucu olduğu için kız meslek lisesini boyladım. Evet arkadaşlar babam doktor ve tutucu. İnanılmaz değil mi? Yapacak birşey yok. Bu zamana kadar kimse buna inanamadı.

-Ah çok sevindim bende aynı lisedeyim.

-Sevindim.

-Yalnız kalacağım diye korkmuştum ama bu yurtta kalınca okulda arkadaş edinme sorunu yaşamayız herhalde değil mi?

Bu kız biraz fazla mı konuşuyor sanki?

-Aynen öyle.

Beyza ve ben sanırım arkadaş olmuşuk. 12 kişilik yatakhanemiz akşama kadar dolmuştu. İrem, Sema, Zeynep, Asude,Şeyma, Beyza isminde 6 kız daha geldi. İki Beyza vardı. Ve birbirlerinden çok farklılardı. Birisi esmer ve sessiz diğeri sarışın ve geveze. Kaderin cilvesi işte. Sema; esmer uzun saçlı ve tatlıydı. Kahverengi gözleri mutlulukla parlıyordu ve sürekli gülümsüyordu.Zeynep gözlüklü ve konuşkandı. Anlaşabileceğim bir kızdı. Espriler yapıyordu sürekli.Asude beyaz tenli bebek yüzlü şeker bir kızdı. Zeyneple iyi anlaşmışa benziyordu. Ve İrem. İçlerinde en sevdiğim kız. Uzun kahverengi saçlı,buğday tenli ve şeker. Esprili bir kız hemde çok. Kafa yapısı olarak da oldukça benziyoruz. Yatakhanede 4 kız daha var ama bizden birkaç yaş büyük olduğu için adlarını bile hatırlamıyorum. Kısacası umrumda değiller. Kızlarla muhabbet ederken saat gece yarısını çoktan geçmişti. Bir grup kızın bir araya gelince en çok yaptığı şeylerden biri nedir? Dedikodu değil. Sonralarında gelen birşey. Şişe çevirmece, evet. Sıra buna gelmişti. İlk Irem konuştu.

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin