Yaratılan tüm canlılar temiz ve masumdular. Saf bir iyilik ile dünyaya gelirler. Kötülük insanın içinde yeşermeye milyonlarca yıl önce başladı. Artık ruh kirliydi. Şimdi bende kendimi kirli hissediyorum. Sanki birisi ruhuma büyük bir çamur kütlesi atmış gibi. Beyaz ruhum lekelendi. Ne yapacağımı ise bilmiyorum.
Kaan ile arkadaşlığımız normaldi. Okul hayatım normaldi. Yurt hayatım normaldi. Ailem ile her zamanki halimizdi. Ama aşk? Hayır. Sevgilim var evet ama lanet olası. Saygısız pislik. 26 gün katlandım. Bugün 26 mart ve bitecek. Beni zorla öptü ya. Taciz bu bence. Evet katlandım ama sıktı. Bir kere beni kıskandırmaya çalışması kadar iğrenç birşey olamaz. Şimdi Bakırköy sahilde beyefendiyi ve Doğukan'ı bekliyorum. Doğukan ve Efecan kuzen. Evet benim sevgilim olan, Efecan. Kumral ve renkli gözlü. Benden biraz uzun ama piç bir kere. Aptal. Tamam bazı güzel anılarımız var. Mesela Doğukan'ın şebek tavırları yanında daha olgun. Buluştuğumuzda Doğukan yanında sevgilisi olmasına rağmen kızlara laf atardı ve dahası Efecan'ı da katılması için çağırırdı. Efe elimi tutuyordu o sırada ve bir sürün insanın içinde elimi havaya kaldırarak konuşmuştu.
-Benim sevgilim yanımda. Başka birine ihtiyacım yok.
Gerçekten hoşuma gitmişti bu hareketi. Elimi tutması hoşuma gidiyordu. Zaten sarılmayı çok severim. Sarılmak dediğimde bile kollarım sızlıyor. Bak yine oldu. İşte beyefendiler geliyor. Doğukan beyaz tenli, siyah saçlı ve siyah gözlü bir çocuk. Çok uzun değil. Arkadaşlığı gerçekten iyi. Kardeşim gibi seviyorum onu ve iyi anlaşıyoruz. Her konuda bir bilgisi vardır ve deneyimlidir. Başta piyano olmak üzere çeşitli enstrümanlarla ilgileniyor. Annesi ve babası Antalya'da. Bu konu ortak yanlarımızdan birisi. Kısacası onu cidden çok seviyorum.
-Kardeşim!
-Naber Doğukan?
-İyidir ya geçinip gidiyorum, sen?
-İyi olacağım.
Bunu söylerken Doğukan ile tokalaşıp birbirimize sıkıca sarıldık. O sırada Efe bizi izliyordu. Yanıma gelip yanağıma küçük bir öpücük bıraktı. Ona sadece gülümseyebildim. Kolunu belime yerleştirip yürümemi sağladı. Sahil her zaman fazla erkek dolu olurdu. Doğukan ve Efe beni korumak amacıyla iki yanıma geçtiler. İtiraz etmedim çünkü gerçekten fazla pislik insanlar var ve korunmaya ihtiyacım var.
-Nasılsın sevgilim?
-Berfin nasıl Efe?
Berfin benden iki yaş küçük,İzmir'de yaşayan bir kız. İnsanları dış görünüşleriyle çok yargılamam sonuçta Allah yaratmış. Bu kız gerçekten çirkin ve kendini bir bok zannediyor.
-Hala o konu mu Birce?
-Evet o konu! Kızın bana dedikleri ne öyle?
-Ne dedi?
-Kimsin diyorum, Efenin oldukça yakın bir arkadaşıyım diyor. Salak salak durumlar paylaşıyor seninle ilgili.
-Sende ona "Benim kadar yakın olamazsın." demişsin. Kız ağladı telefonda ya.
-Bir dakika! Sen onu mu koruyorsun? Hem ben haklıyım benim kadar yakın değil sana ve bunda ağlanacak ne var? Yalancı kız.
-Birce!
-Ne var?
-Düzgün konuş.
-Efe ne diyorsun kıza? Haklı hem abicim.
Doğukan sessizliğini korurken beni savunmak için konuştu. Yerim ya.
-İyi de abi büyütüyor.
-Büyütmüyorum!
Biz böyle tartışırken çoktan sahibi Doğukan'ın akrabası olan Mix Max denilen kafeye gelmiştik. Beni yukarı çıkardıklarında bir an kendimi savunmasız hissettim. Etrafta çok kız var ve-
-Merhaba sen Birce misin yoksa?
-Evet ama sen?
-Efe'nin kuzeniyim. Esra.
-Memnun oldum.
Sarışın ve masmavi gözleri olan kız ciddi konuşuyordu. Kırmızı ve siyah renkler ile döşenmiş masaya oturduktan sonra kız bana çeşitli sorular sordu. Masadan kalktığında gerçekten yorulmuştum. Sadece Efe ve ben kalmıştık. Karşımda sigarasını tüttürürken nasıl ondan ayrılabilirim ki?
-Efe ben ayrılmak istiyorum?
-Neden ama?
-Çünkü ben sıkıldım etrafındaki kızlardan.
-Ben ilişkimizi güçlendirmek için böyle yapıyorum. Sen şimdi kıskandığın için benden ayrılamazsın yada ayrılsan bile çok üzülürsün.
Bu kendini ne zannediyordu?
-Ayrılamaz mıyım? Az önce senden ayrılmak istediğimi söyledim.
-Ama ayrılamayacaksın. Al bak Berfinle konuşmuyorum.
Telefonunu masadan kaldırıp bana doğru fırlattı. Telefonu yakaladığımda ona ölümcül bakışlar atıyordum. Telefonu karıştırmaya başladığımda her yer kız ismi ile doluydu. Ah hakkını yemeyelim Berfin yoktu. Başka isimlerde yüzlerce kız vardı. Gözlerimi Efe'ye çevirdiğimde rahat gözükmeye çalışarak sigarasının dumanını havaya üflüyordu. Öyle sinir bozucuydu ki.
-Eee sonuç?
-Bilmiyorum.
Tam o sırada sınıfımdaki kaşarlar kraliçesi Sevil minicik okul eteğiyle kıvırtarak Efe'nin yanına oturdu. Bana yapmacık bir gülümseme gönderirken bende ona aynı şekilde karşılık verdim. Bir dakika napıyor o? Benim sevgilimin sigarasına ortak mı oluyor? Lanet olsun.
-Ben kalkıyorum Efe.
-Görüşürüz hayatım.
Çantamı koluma takarken Efe'ye alaycı bir bakış atarak konuştum.
-Bu arada ayrıldık hayatım.
Efe böyle birşey beklemiyordu. Bunu yüzünde oluşan şaşkınlıktan herkes anlayabilirdi. Bu beni daha da keyiflendirirken aklıma geldi. Efe'den ayrılan ilk kız olarak tarihe geçmiştim. Merdivenlerden inip kendimi sokağa attım. Rahatlamıştım. Kirli bir ruhum var evet ama sanki bir nebze rahatlamıştım. Bu güzel.
*Kısa bir bölüm oldu ama gerçekten içimden gelerek yazamadım. Kusura bakmayın. Ama iyi bir haberim var. Birce'nin gerçek aşkı çok yakında aramızda olacak.
*Yorumlarınızı beklerim. İyi günleer :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
Teen FictionAşk kokan bir hikaye değil. Olmayacak. Gerçek bir hayat. Her şey gerçek. Uçurumları sevmek cesaret ister. Bu UÇURUM ve bu GERÇEK. Benim UÇURUMUM ve benim GERÇEĞİM. Şimdi eminsen devam et. Pişman olmaman için elimden geleni yaparım.