UÇURUM

Kesit Tadında

     Tanrı sana acımasız bir güzellik vermiş sevgilim. Bakışlarının altında kalsam ezilirim. İçinde boğulurum gibime geliyor. Ancak öyle çok isterdim ki tam gözlerinin içine bakmak. Ölümü unutarak, hayatı unutarak, sorumluluklarımı unutarak, dinimi unutarak, dilimi unutarak, adımı unutarak ve sadece seni bilerek bakmayı.Sana öyle sarılmak isterdim ki herkes dönüp baksın. Hepsi ayıplasın bizi. Ve ben bağırayım ''Bu Yar benim! Kime ne?''. Sevgilim seni öyle öpmek isterdim ki... Sana susamış gibi. Suya kanamamış gibi. Sana açmış gibi. Doymamış gibi.

        Arctic Monkeys dinliyorum da. I wanna be yours. (Senin olmak istiyorum.) Çok doğru. Senin sadece senin olmak istiyorum. Sadece seninle birlikte yaşlanmak.

If you like your coffee hot

(Eğer kahveni sıcak seviyorsan,)

Let me be your coffee pot

(Bırak cezven olayım.)

You call the shots babe

( Ipler senin elinde bebeğim)

I just wanna be yours

(Sadece senin olmak istiyorum ben)

Secrets I have held in my heart

(Kalbimde tuttuğum sırları)

Are harder to hide than I thought

(Düşündüğümden daha zor saklamak.)

Maybe I just wanna be yours.

(Belki ben sadece senin olmak istiyorum.)

I wanna be yours.

(Senin olmak istiyorum.)

I wanna be yours.

(Senin olmak istiyorum.)

    Bazı şarkılar fazla ben. Fazla sen. Fazla bizi anlatıyor.  Sahi istediklerimi söylüyordum değil mi? Sen ve ben değil biz olmak istiyorum. Birisi senden bahsederken benim adımı kullanmayınca eksik hissetsin istiyorum. Herkes "biz" bilsin bizi. Sanki adlarımış birleşikmiş gibi olsun. Falanca kız demesinler bana. Falancalar desinler bizim için.

    İstediğim herşeyden vazgeçerim. Hayatımdan vazgeçerdim ama hayatım sensin. Nefesim desen yine sensin. Sen bensin. O yüzden istediklerimden vazgeçiyorum. Sadece tek birşey istiyorum Tanrıdan. Uçurumuna yuvarlanmak. Asla çıkamamak ve seninle hapsolmak.

*Kesit tadında birşeyler yazdım. Bölüm değil tabii ki ama ileriki bölümlerde karşımıza çıkacak. Umarım beğenirsiniz. :)