Bölüm 8

17 2 0
                                    

Yeni bölüm sizlerle notalarım🎼

Ruhunuzdaki kargaşaların, hayellerinizdeki umudları yıkmasına izin vermeyin notalarım.

Size aşığım bal porsuklarım 🍩

Bazen acı katlanılmaz bir hâl alır .
İnsansa acıyı bedenini sarmalanmış bir ağ zanneder.Ondandır kendine verdiği zarar sanki canı yansa ,kanı aksa acı onu terk edeçekmiş gibi.

Canım acıydı benim.

Mutfakta porselen kaseyle ,gümüş kaşığın çarpışma sesleri yayılıyordu.

Tahin ve pekmezle dolu bir kase.

Doyduğumu anlayınca kaseyi gelişi güzel fırlatı verdim mutfak tezgâğına.
Ve o an evin içinde porselen kasenin kırılma sesleri doldurdu her tarafı.

O günü hatırlattı bana ses böyle paramparça oldu kalbim .Ama hiç ses çıkartamadım ya.

Minik adımlarla kasenin kırık parçalarının yanına oturdum.
Benden habersiz akan göz yaşıma küfür edip elimin tersiyle sildim.
Elime aldığım kırık parçayı bağırarak pencereye doğru attım.

Ve diğerini de attım, ve diğerinide.... Ardı sıra gelen darbelere dayanamayan pencere üzerime doğru yıkıldı.

'Hayat ,o an pencerenin camı, altında ezilende küçük Aslı gibiydi. '

" Benden aldıklarınızı verin bana. Ruhumu verin bana, umutlarımı...
Annemi verin bana, babamı...
Duygularımı verin bana birazcık mutlu olayım. "

Haykırarak söylediğim cümlelerimden geriye kalan cam kırıklarıydı.

Bedenimin uyuşmaya başladığını farkedince gözlerimi sildim ve üstüme baktım her yanım kandı.

Güldüm.

Üzerimdeki tişörtü bir çırpıda çıkartıp attım vücudumda yara izi yoktu peki ya bu kanlar.

Elim, elimin her tarafı kan içindeydi.

Çıkarttığım tişörle elimi sildim yara izlerini görebilmek için her bir kesik derin ve çoktu. Cam üzerime yığılırken ellerimi kalkan ettiğimden dolayıyıdı sanırım.

Daha fazla bu görüntüyü kaldıramayacağımı anlayıp tişörtü ikiye ayırdım. Canım yanıyordu.
Ellerimi zorla sarıp ayağa kalktım üzerimde yine siyah kalın askılı atletim vardı.

Sırt çantamı alıp taksiye bindim .
Hastaneye gitmem lazımdı. Elim benim için çok önemliydi.

Bütün ensturoman aletlerimi onunla çalıyordum.

Arabasına bindiğim taksici bana tuhaf bakışlar atıyordu.

Kaş göz yaparak ' Sorun mu var?' der gibi başımı salladım.

Hemen gözlerini kaçırıp işine baktı.

Hastahaneye varınca acil bölümüne girdim ellerimden taşan kan damlaları hastanenin soğuk fayanslarını kirletmeye başlamıştı bile .

Halimi gören bir hemşire hemen beni bir sedyeye yönlendirdi .

"Hanımefendi bu nasıl oldu?" dedi hemşire.

"Cam parçalarıyla, ha birde porselen kırıkları var tabi."dedim.

Kadın tuhaf bir bakış atıp arkasını dönüp gitti.Biraz sonra yanında bir doktorla geldi.

"Olayın nasıl olduğunu anlatırmasınız bana hanımefendi?"dedi doktor naif bir sesle.

"Bakın sizinle uğraşıcak vaktim yok .
Elim kötü durumda. Siz işinizi yapın yeter." dedim sert bir tonla canım çok
yanıyordu.

SESSİZLİĞİN RİTMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin