•13회•

1K 90 11
                                    

Arabadaydım.

Yanımda Luhan vardı ve beraber bir şeye gülüyorduk. Önde yolcu koltuğunda annem, radyodan bir şeyler açmaya çalışıyordu babam ise arabayı kullanıyordu.

Sonra araba alev aldı, her yer yanmaya başladı. Kemerim sıkı sıkıya bağlıydı ve gözlerim açıktı. Annem ve babam önde kanlar içinde yatıyorlardı. Aynı şekilde yanımda Luhan'da.

Luhan'ı dürtüyordum ama uyanmıyordu, annemle babama sesleniyordum ama beni duyup gözlerini açmıyorlardı.

Ardından yine o kara siluet ortaya çıkıp bana bakmaya başladı. "Sen yaşamamalısın"

"Ölmesi gereken sensin"

"Yaşamayı hakketmiyorsun"

Ve sonra yüzü, Chanyeol'ün suratına döndü. "Sen beni hakketmiyorsun" dedi Chanyeol'ün sesi. "Seni bırakıp gideceğim, yaşamayı hakketmiyorsun." Sonra karanlık ellerinde bir çelik parlaması gördüm, çelik havaya kalktı ve hızla göğsüme doğru indi...

Gecenin köründe yine bir kabustan nefes nefese gözlerim yaşlı uyandım. Fakat bu seferki hepsinden beterdi. Arabadaki siyah siluetin suratı Chanyeol'ün suratına bürünüyordu ve göğsüme bir bıçak saplıyordu. Yine ölmem gerektiğini yaşamayı hakketmediğimi söylüyordu.

Nefes nefese, ter ve gözyaşı içinde uyandığımda, ellerimi Chanyeol'ün göğsünde tişörtünü sıkarken buldum. Chanyeol yine bana sıkıcı sarılıyordu. "Chanyeol?" dedim. "İyi misin Baekhyun?" dedi Chanyeol, sesinden endişe seziliyordu. "İ-iyiyim, sadece bir rüya, kötü bir rüya" dedim. Chanyeol bana daha sıkı sarıldı bende kafamı onun göğsüne koydum.

"Hâlâ senin odanda mıyız?" dedim. "Evet," dedi. "Uyuyakaldın bende seni odana götürmek istemedim, uyanırsın diye. Bu yüzden yakına taşıdım, sorun olur mu?"

"Hayır" dedim. "Hayır olmaz." Chanyeol'ün kollarının gevşediğini hissettim ve o tam geri çekilecekken, "Dur," dedim. "Böyle kalalım, böyle uyumak istiyorum."

Chanyeol önce şaşırdı sonra da tekrar bana sıkıca sarıldı ve yine çekingence saçlarıma bir öpücük kondurdu. Kafamı onun göğsüne dayadım ve kollarımı beline sardım. "Böyle çok güvende hissediyorum" dedim ve yavaş yavaş kendimi uykuya bıraktım.

***

Sabah uyandığımda Chanyeol'ün benden önce uyanıp gittiğini gördüm. Merakla doğrulup çevreme baktım ama odada yoktu. Sakince ayaklarımı yataktan sarkıttım ve odasından gözlerimi ovarak çıktım.

"WOAH!" dedi beni gören Taehyung. "Hyung orada ne işin var?"

"Kes sesini Taehyung" dedim. "Herkes gitti mi?"

"Evet gittiler. Luhan bugün kaydını yaptırmaya gidecekmiş" dedi Taehyung. "Biliyorum haberim var. Chanyeol nereye gitti biliyor musun?" diye sordum.

"Acelesi var gibi gözüküyordu. Bir şey demeden ve yemeden çıktı" dedi Taehyung ve sonra bana baktı. "Hyung, dün gece siz ikiniz-"

"Sadece film izledik! Biz arkadaşız Taehyung! Uyuyakaldım diye beni odama taşımamış, kendi yatağına taşımış o kadar!" dedim. Taehyung omuz silkti. "Siz arkadaşsınız ama sen bir şeyler hissediyorsun değil mi hyung?" dedi Taehyung. Tam ağzımı açmıştım ki geri kapadım ve başka tarafa baktım.

Onu seviyordum. Bu kadar basitti.

Seviyordum.

Geceleri kabustan uyandığımda beni sarmalayıp yanımda olduğunu söylemesini seviyordum. Bana küçük hediyeler almasını seviyordum. Bana olan bakışlarını seviyordum. Aynı anda hem tehlikeli işler yapan hemde güvenilir biri olmasını seviyordum. Elimin eline dokunduğu zaman tenimdeki karıncalanmayı seviyordum. Gözlerini seviyordum. Bana yemek yapmasını seviyordum. Kısacası...

It's Okay It's Me (ChanBaek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin