İki gün sonra benim ve Chanyeol'ün boynundaki morluklar hâlâ geçmemişken kafede güler yüzle siparişleri götürüyor, getiriyordum.
Son zamanlarda aşırı sevecen, güler yüzlüydüm fakat hâlâ korkulan sinirli bir insan olmaya devam ediyordum ama kimsenin bundan şikayeti yok gibiydi.
Masa dörteki siparişleri alırken, kafenin kapısından hiç beklemediğim biri içeri girdi ve onu fark eden herkes ağzı açık giren adama bakmaya başladı. Çünkü gerçekten çok yakışıklı bir adamdı, bende ilk gördüğümde böyle bir tepki vermiştim. Kendisi bizim ev sahibimiz Choi Siwon'du ve burada ne aradığına dair zerre fikrim yoktu.
"Ah," dedim yanına gidip, "Siwon hyung sizi buraya hangi rüzgar attı" deyip elimi uzattım. "Biraz yemek yemek ve seninle bir mesele hakkında konuşmak istiyordum" dedi uzattığım eli sıkıp aynı anda çok etkileyici bir şekilde sırıtarak. Ah harika, galiba bizi evden kovacaktı. "Buyurun şuraya oturun," dedim boş bir masayı gösterip. Siwon oraya oturunca ona çabucak kasadan bir menü getirip uzattım.
"Menüye gerek yok, ramen getirsen yeterli olur Baekhyun" dedi. Kafamı salladım ve mutfağa gittim. "Çabuk bir tane ramen hazırlayın!" dedim stresle. Chanyeol yanıma geldi, mutfak kapısından çaktırmadan Siwon'a baktı ve bana dönüp, "O adam kim? Niye bu kadar streslendin?" dedi. "Kendisi bizim ev sahibimiz bebeğim," dedim ve yanağından öptüm. "Benimle önemli bir mesele konuşmak istediğini söyledi, umarım evden atılmayız! MİN, JİN! RAMEN YAPSANIZA!" diye bağırdım ve mutfaktaki herkes irkildi. "Hey, neler oluyor Baekhyun?" dedi Junmyeon depodan çıkıp. "Neden bağırıyorsun?"
"Ev sahibim içerideki bir masada oturuyor o yüzden. Önemli bir mesele konuşmak istediğini söyledi."
"Oh, Tanrım. Yeni bir ev bakmaya başlasanız iyi olur. Genelde böyle bir konuşmanın sonucu evi boşaltın demekle biter." dedi Junmyeon. "Sağ ol ya gerçekten çok yardımcı oldun" dedim.
Ramen olduğu zaman bir tepsiye koydum ve çabucak gidip ev sahibim önüne koydum. "Afiyet olsun hyung" dedim. Ona hyung dememi isteyen kendisiydi. Samimi bir ilişkimiz olmasını istiyordu. Yani sizli bizli konuşmayı pek tercih etmiyordu, etrafında ki tüm insanlar ona yeterince sahte saygı gösteriyordu diye.
Choi Siwon hem zengin hemde karakterli bir insandı, tam evlenmelik bir insan değil mi? Ayrıca yakışıklıydı da. Gangnam'da bir şirket binası vardı, baya büyüktü, oraya sadece bir kez gitmiştim o da evinin yeni kiracası olmam konusu içindi. Yardım kuruluşlarına çokça bağışlarda bulunurdu, kibar bir insandı ve asla açgözlülük yapmazdı. Elindeki para ona yetiyordu.
Karşısına oturdum ve, "Şey, konuşmak istediğin konu neydi hyung?" dedim.
"Ev hakkında" dedi Siwon. Kahretsin başka ne olabilirdi ki? "Kirayı mı arttırıyorsun?" dedim masumca. "Ah hayır, keşke öyle olsa. Baekhyun, üzülerek söylemek istiyorum ki evi satın almak isteyen biri var"
"Biri mi var? Ama nasıl olur ki? İçinde biz kirada oturuyoruz" dedim. "Evet, bende ona bunu söyledim ama bana dediği şey sizi çıkarabileceğim oldu. Ne kadar istersem verirmiş" dedi Siwon. İç çektim ve, "Yani evden çıkmamızı mı istiyorsun?" dedim.
"Hayır, eğer alabilecek paranız varsa o evi size satmak istiyorum. Kenarda köşede paranız varsa, ne kadar olursa olsun size evi satarım. O adama günahımı bile vermem ve siz dördünüzünde evsiz kalmasını hayatta istemem, son kiracayı pek tanımasam da" dedi Siwon. Heyecanla ev sahibime baktım, "Hyung, gerçekten mi?" dedim. Kafa salladı. "Ama bizim kenarda biriktirdiğimiz paramız yok ki..."
"Şey benim var" dedi Chanyeol öbür masadan sipariş alırken. "Elimde 40.000 dolar var yeterli olur mu?"
"Sende kimsin?" dedi Siwon. "Şey, o son gelen kiracı" dedim. Chanyeol elini uzattı ve, "Tanıştığımıza memnun oldum efendim, ben Chanyeol" dedi. Siwon onun elini sıkarken, "Bende Siwon." Donghae boğazını temizledi ve, "Eee, ne diyorsunuz? 40.000 dolar uygun mudur, Won bile değil dolar" dedi Chanyeol. "30.000'de anlaşalım paraya ihtiyacım yok zaten" dedi Siwon. "Ah gerçekten mi?" dedim heyecanla zıplayarak.
Siwon kafasını salladı ve bir takım belgeler çıkarıp adımı soy adımı yazıp imzalamamı söyledi. Bende imzaladım. İşimiz bitince, hesap numarasını Chanyeol'e verdi ve, "Parayı uygun olduğun her hangi bir vakit yatırabilirsin, bu benim hesap numaram" dedi. Cüzdanından para çıkardı ve rameninde parasını masaya bıraktıktan sonra, "Görüşürüz, acelem olmasa kalıp sohbet etmek isterdim ama maalesef var" dedi. "Önemli değil hyung! Teşekkür ederiz!" dedim ve elini sıktım. Vedalaşmamız bittikten sonra o giderken arkasından baktık. "Chanyeol," dedim şaşkınca. "Az önce bana ev aldın."
"Evet," dedi. Ona doğru döndüm ve, "Seni seviyorum" deyip yakasından tuttuğum gibi kendime çektim ve dudaklarına yapıştım. O da bana karşılık verirken, Junmyeon'un sesi duyuldu: "Hey! Mesaide seks yok! Öğle molasını bekleyin!" dedi. İkimizde birbirimizden ayrıldık ben hâlâ inanamayarak elimdeki kağıda bakıyordum. Şu an resmen senelerdir kirasını ödediğim ev artık benimdi. Hemde bu evi bana sevgilim almıştı!
Ah Tanrım, sanırım onunla evlenmeliyim.
***
"Sürtükler! Size bir haberim var!" diyerek eve giriş yaptım. Ben içeri girdiğimde, Jungkook, Taehyung ve Luhan bana şaşkınlıkla bakakaldılar. "Hyung? Ne oldu?" dedi Luhan.
Cebimden sözleşmeyi çıkarıp gösterip: "Sevgilim bana ev aldı!"
"NE? CİDDİ MİSİN HYUNG? YANİ İKİNİZDE TAŞINIYOR MUSUNUZ?" diye dehşetle bağırdı. Bir kahkaha attım ve, "TABİİ Kİ TAŞINMIYORUZ! BU EV ARTIK BENİM! VE SEVGİLİM ALDI PUAHAHAHAHAHAHA! AYH GERÇEKTEN SEVGİLİSİNDEN EV HEDİYE ALAN İNSANLARIN ZEVKİNİ ŞİMDİ ANLADIM!" dedim ve Chanyeol'ü kendime çekip sertçe öptüm. Ben onu öperken Luhan elimdeki kağıdı aldı ve şaşkınlıkla baktı. "Oha! Gerçektende satın almış! Hemde 30.000 dolara? 30.000 doları nereden buldun Chanyeol hyung?"
Birbirimizden ayrılıp bakıştık ve gözlerimizle anlatmaya karar verdik. Böylece kısaca açıkladım. "Donghae hyungunuz Japon yakuzasından 40.000 dolar aşırmış bu yüzden başı beladaydı. Sonra Noboru (evet eski iş arkadaşım) borcunu ödemiş para da ona kaldı. Ve o da ona kalan parayla bu evi aldı!"
"Peki nasıl oldu bu? Siwon hyungu satmaya nasıl razı ettiniz?"
"Etmedik. Kendi geldi ve bu evi satacağını, bir alıcısını söyledi. Ona satmadan önce ilgilenip ilgilenmediğimizi sordu, ne öderseniz kabul ederim dedi. Bizde 40.000 dedik, 30.000 aldı. Çünkü o nazik ve mükemmel bir insan! Ah onunla evlenmeliyim!" dedim. "Yah!" dedi Chanyeol. Ona şirince gülümsedim o da bunun karşısında yanağımdan makas aldı.
"Yani bu demek ki, artık kira ödemeyecek miyiz?" dedi Jungkook. "Evet ödemeyeceğiz" dedim. "Whoaaa! BUNU KUTLAMALIYIZ!"
"EVET! EV ARTIK BENİM OLDUĞUNA GÖRE HEPİNİZİ KOVARAK KUTLUYORUM! ÇIKIN EVİMDEN!" dedim. Coşkum karşısında Chanyeol güldü ve bana arkadan sarıldı. Diğer üçü içecek bir şeyler almaya mutfağa gittiler. "Bu kadar mutlu olacağını bilseydim sana ilk başta ev alırdım" dedi Chanyeol. Güldüm ve karnımda birleştirdiği ellerini tutup, "Beni daha mutlu eden bir şey var..." dedim.
"Hmm, ben miyim o?" dedi Donghae. "Hayır" dedim muzipçe sırıtıp ve kulağına tahrik edici olduğunu düşündüğüm bir sesle, "Küçük Chanyeol" dedim ve aletini sıktım. Chanyeol bunun karşısında şoka uğradı ve gözleri dört açıldı. "Seni yaptığına pişman ederim..." dedi fısıltılı ve tahrik edici ses tonuyla.
"Et" dedim. "Sen istedin" dedi ve çığlığım eşliğinde beni bacaklarımdan tutup kucağına aldı ve merdivenlere yöneldi, yukarı çıkıp odasına girdi ve arkamızdan kapıyı ayağıyla kapatıp beni yatağına atıp üzerime konumlandı. Gülümseyerek birbirimize baktık, daha boynumuzdaki morluklar geçmemiş olmasına rağmen yenileri için işe koyulduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
It's Okay It's Me (ChanBaek)
FanfictionOnu seviyordum. Bu kadar basitti. Seviyordum. Geceleri kabustan uyandığımda beni sarmalayıp yanımda olduğunu söylemesini seviyordum. Bana küçük hediyeler almasını seviyordum. Bana olan bakışlarını seviyordum. Aynı anda hem tehlikeli işler yapan hem...