•10회•

982 92 17
                                    

Hava karanlıktı ve yine arabadaydım.

Siyah gölge yine bana bakıyor ve elini uzatmış ona gelmemi söylüyordu.

"Bana gel."

"Bana gel."

"Sen yaşamamalıydın."

"Onlar yerine sen ölmeliydin."

"Yaşamayı hakketmiyorsun."

"Baekhyun!" İsmimin seslenilmesiyle aniden uyandım ve Chanyeol ile göz göze geldim. Nefesini dudaklarımda hissedebiliyordum. "Ch- Chanyeol ?" dedim. "Ne oldu?" Nedense geri çekilemiyordum, utansam bile. Ve o da geri çekilmiyordu. "Kabus görüyordun sanırım, derin derin nefes alıp arada inliyordun ve kolumu sıkıyordun bende seni uyandırdım. İyi misin?" dedi. "İyiyim..." dedim. Chanyeol bana baktı ve bir şey demedi. Zaten olmayan mesafeyi iyice kapattı ve iyice yaklaştı, hâlâ gözlerimin içine bakıyordu. Dudağını dudağımda hissetmiştim ki, "GELİN KAHVALTI-" Luhan bağırarak içeri girip bizi sarmaş dolaş bulduğunda sözü kesildi. İkimizde aniden birbirimizden ayrıldık. "Ben sizi bölmeyeyim." dedi Luhan ve kapıyı kapatıp çıktı.

"Ş-şey," dedi Chanyeol. "Benim bugün erken işe gitmem g-gerek. Kafede görüşürüz" dedi Chanyeol ve odamdan çıktı bende arkasından baktım ve yatakta doğruldum. Kendimi çok tuhaf hissediyordum, neredeyse beni öpecekti.

Acaba cidden Luhan'ın dediği gibi bana hisleri var mıydı? Emin olamıyorum, bilemiyorum. Uykuluydu, uykulu olduğu için böyle yapmış olmalı. Uyku sersemi biri, suratıyla arasında milimler olan başka biriyle karşılaşsa uyku sersemliğinden bunu yapabilirdi değil mi?

Zihnimi kurcalayan bu düşüncelerle yataktan kalktım ve aynalı dolabımın önüne geçip kendime baktım. Saçım başım düzgündü normalde her kalktığımda saçım II. Dünya Savaşı sonrası Almanya gibi olurdu. Karmakarışık.

Üstüme bir pantolon ve tişört geçirip odamdan çıktım ve aşağıya indim. Luhan mükemmel bir kahvaltı hazırlamıştı ve Jungkook'la Taehyung görmemişler gibi yiyorlardı. Haklılardı tabii bu evde kahvaltı zor görülen bir şeydi. "Chanyeol nerede?" dedim, az önce erkenden gideceğini söylemesine rağmen bir umut sordum.

"Çıkıp gitti acelesi varmış" dedi Jungkook. Luhan bana gözleriyle imalı bakışlar atıp gülüyordu. Ona sonra konuşacağımızı belli eden bir bakış yolladım ve oturup yemek yemeye koyuldum. 

Taehyung ve Jungkook yemeklerini bitirip kalktılar. "Biz gidiyoruz!"

"Görüşürüz!" dedi Luhan.

"Görüşürüz enikler" dedim. İkisi de evden çıktıktan sonra Luhan bana döndü ve, "Dün gece beraber yattığınızı görünce geçip salonda uyudum. Ne oldu anlat!" dedi Luhan heyecanla. "Bir şeyler oldu mu? Sabah sizi neredeyse öpüşürken yakaladım!"

"Aniden gelmeseydin de öpüşecektik sanırım. Uyandığımda karşımdaydı ve aniden bana yaklaştı ve dudağını dudağıma değdirdi ama sonra sen odaya daldın."

"Peki nede beraber uyuyordunuz?" dedi Luhan. Dün geceyi anımsamaya çalıştım. "Beni odama taşıyodu. Yatağıma yatırdığınde gitme güzel kokuyosun dedim o da yanıma uzandı ve beraber uyuduk."

"OOOOO!"

"AMA UYKU SERSEMİYDİM!" dedim. Luhan omzuma hafifçe vurdu ve, "Hadi oradan, seni gidi seni!" dedi Luhan ve fesatça kıkırdadı.

"Sence," dedim. "O da bana bir şeyler hissediyor mudur?"

"Bence hissediyor hyung! Baksana seni neredeyse öpecekti!"

"Ama ya öyle değilse? Belki sadece abazalıktandı ve önünde dudak bulunca öpmek istedi?"

"Beni delirtiyorsun hyung! Bak sana bir taktik," dedi. "Seven insan her zaman gözlemler."

"Ben onun bana baktığını görmek için döndüğümde gözlerini kaçırırsa?"

"Esneme taktiğini kullan?"

"Esneme taktiği mi?"

"Esnemek bulaşıcıdır. Aynı ortamda bulunduğunuz zaman esne ve sonra dönüp ona bak. Sana bakmıyorsa bile esnemeye başlamışsa bu bir işarettir."

"Ama sadece bakmasından bir şeyler çıkaramayız ki?"

"Daha ne çıkaracaksın hyung? Bence hoşlanıyor işte! Sen biraz adım atsan..."

Bir şey demedim ve önümdeki pirince baktım. "Luhan ben korkuyorum..." dedim. "Biliyorum hyung," dedi ve bana yaklaştı. "Ama sen böyle korkmaya ve mutsuz olmaya devam edersen benim yaşamak için ne sebebim kalır? Bu konuşmayı normalde senin yapman gerek fakat ben yapacağım," dedi Luhan ve iç çekti. "Annemle babam öldü. Bu her ne kadar zor olsa da ben geride bırakabildim hyung, senin sayende. Bazı geceler onları düşünüp ağlasam bile bu geride bırakmamız gereken bir şey. Ben senin sayende, senin için ayakta durdum. Lütfen artık sende dizlerinin üstünden kalk hyung, seni artık gerçekten içten bir şekilde gülerken görmek istiyorum. Eski zamanlarda ki gibi."

Luhan'ın dedikleriyle gözlerim dolmuştu. "Luhan... Bilmiyorum. Yapamıyorum, annemle babam-"

Luhan bana sarılınca karşılık verdim ve ağlamaya başladım. "Sorun yok..."

En sonunda ondan ayrıldığımda, "Dediğini yapacağım Luhan." dedim. "Geride bırakacağım. Hemen yapamasamda bırakmak için çabalayacağım ve-"

"Ve?"

"Ve artık mutlu olacağım."

"İşte benim hyungum" dedi Luhan ve bana tekrar sımsıkı sarıldı.

It's Okay It's Me (ChanBaek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin