İşte ben orada yaşıyorum - 02

2.3K 196 80
                                    

"Ben... özür dilerim. Sizin yanınızda bu tür bir davranış sergilemek istemezdim."

Jungkook kadının konuşmasıyla kendine geldi. Başını ona çevirdiğinde iki kırmızı gözle karşılaştı. Bu onun içini parçalasa da kadının gözlerinde yanan o parıltıyı görüyordu. Bu onun için yeterliydi.

"Şimdi... daha iyi misiniz?"

Araya resmiyet koymanın şu durum için ne kadar gerekli olduğu tartışılırdı. Kadının mimikleri oynayınca Jungkook gerildiğini hissetti.

Kadının gülümsediğini görünce ise içine su serpildi. Onun güzel yüzündeki en nadide parçası oymuş gibi şimdi dudaklarına bakıyordu.

"Evet, iyiyim. Ama aramızdaki şu resmiyeti kaldırsak olur mu? Resmiyet ciddi ortamlar içindir. Sen şu anda ciddi bir ortam görüyor musun?"

Kadının yaptığı hareketler ile Jungkook da gülmeye başlamıştı. İkisi birlikte soğuk gecede deli gibi gülmeye hatta kahkaha atmaya başlamışlardı. Jungkook üşüdüğünü hissetmiyordu bile. Kadının gülüşü tüm içini ısıtmıştı. Onun gülerken çıkan iki ön dişi ve kısılan gözleri çok hoşuna gidiyordu.

"Ee sen neden buradasın? Ağlayan bir bebek görünce belki ağlayacak bir omuza ihtiyacı vardır diye mi?"

Jungkook ellerini hayır dermişçesine sallıyordu. Bir yandan tedirginliği tekrar üzerine hücum etmişti. Ne diyeceğini bilemiyordu. Saçma bir şekilde ellerini sallamayı kesti ve başını öne eğdi. Bu kadın beyniyle oynuyordu. Onu gördüğünde hiçbir organı kendisine itaat etmiyordu.

"Sadece ağladığını görünce merak ettim. Neden ağladığını görmek istemiştim. Belki yardım edebileceğim bir konudur diye düşündüm."

Kadın güldü ve kafasını kaldırdı. Jungkook dokunuşuyla teninin karıncalandığını hissetti. Yüzüne bir alev topu atılmış gibi göründüğüne emindi. Yanakları yanıyordu.

"Kafanı neden eğiyorsun? Ben karşısında utanılacak biri değilim bile. Bak görüyor musun şu köşeyi?"

Jungkook kadının parmağıyla işaret ettiği yere baktı. Bir direğin altında bir çeşit kartonlar vardı. Ama hepsi parçalanmış ve ıslanmıştı. Kağıt yığınına dönüşmüşlerdi.

"Evet. Görüyorum." Tekrar kadına doğru döndü. Kadının gözlerinde tekrar yaş birikmişti.

"İşte ben orada yaşıyorum."

Jungkook duyduğu şey ile gözlerini kocaman açarak kadına baktı. Kadın tekrardan ağlayacak gibi duruyordu. Jungkook kadına yanaştı ve elini omzuna koydu. Kadın ilk başta suratına baksa da elini çekmesini söylemedi.

"Oraya gittiğimde iki adamın onları parçaladığını gördüm. Yanlarına gittiğimde emir aldıklarını sitedekilerin rahatsız olduklarını söyledi. Onlara karşı geldiğimde beni yerde sürüklediler. Suratımı bu hale getirdiler."

Jungkook içinde patlamak üzere olan öfkeyi bastırmaya çalıştı. Kadının hem evini çalmışlardı hem de onu dövmüşlerdi. Kendine engel olmaya çalışıyordu.

Sonra birden aklına bir fikir geldi. Kadına bu fikri söylemekte tereddüt etti ilk başta. Ama sonra onun da kabul edeceğini düşündü.

"Benimle birlikte yaşamaya ne dersin?"

RopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin