"Ama ben... hiçliğe karışmanı istemiyorum. Benimle kalmanı istiyorum."
Jungkook Lalisa'nın elini sanki onu gitmekten alıkoyacakmış gibi iki eliyle sıkıca kavradı. Gitmesine izin veremezdi. Lisa sigarasını dudaklarından ayırdı ve dumanlı nefesini dışarı üfledi.
"Neden beni bu kadar çok seviyorsun?"
Jungkook hızlıca ellerini çekti. Bu onun için çok aniydi. Ne yapacağını şaşırmışçasına karşısındaki kadına baktı. Lisa ise sigarasını bankın üzerine bıraktı. Daha fazla içmeye tahammülü yoktu.
"Neden beni bu kadar çok seviyorsun?"
Lalisa sorusunu bir süre sonra tekrarladığında Jungkook kendine geldi. Şimdi ise göz gözelerdi. Jungkook gözlerini ne kadar çok kaçırmak istese de kendini bakmaya zorluyordu.
"B-ben... bilmiyorum. Sadece sen herkesten daha farklısın. Benim için özelsin. Yani ne diyeceğimi bilemiyorum şu anda. Özür dilerim."
Jungkook kafasını önüne eğdi. Kendini iyice rezil ettiğinin farkındaydı ama karşısındaki kadın ona iyi gelmiyordu. Onun nefesini hissetmek beynini donduruyordu.
Lalisa sessizce onu izlemeye devam etti.
Çocuk onun için fazlasıyla yakışıklıydı. O, onun için mükemmeldi. Şekilli dudakları, kocaman gözleri, düzgün burnu, çıkık elmacık kemikleri, keskin çenesi... Onu fazlasıyla çekici yapıyordu.
Lalisa istemeden de olsa elini yavaşça Jungkook'un elinin üzerine koyduğunu hissetti. Jungkook kafasını kaldırmıyordu. Sadece ellerinden tüm vücuduna yayılan ve onu titreten elektriği hissediyordu.
Durum Lalisa için de aynıydı. Elektriği o da hissediyordu.
"Jungkook..."
Jungkook yavaşça kafasını kaldırdı. Adını onun ağzından duymak kendisini farklı hissetmesine neden olmuştu. Kendini özel hissettirmişti.
Lalisa'nın sesi o kadar yumuşaktı ki kendinden geçmişti. Cevap vermeyi unutmuştu. Lisa'nın suratına ifadesizce bakıyordu. Lalisa, Jungkook'un elini biraz sıktı.
"Jungkook... sigara bitmek üzere."
Gözlerini hemen sigaraya çevirdi. Yarısına çoktan gelmişti bile. Ne yapacağını bilemeyerek sadece sigaraya bakıyordu. Lalisa ise sadece Jungkook'un gözlerine.
Onu ne kadar bırakmak istemese de bunu yapmak zorundaydı. O bir evsizdi, fakirdi, yetim ve öksüzdü. O ise onu seven arkadaşlara, bir aileye, iyi bir işe ve eve sahipti. Bu yüzden Lalisa, ona asla erişemeyecekti. Jungkook onun için ulaşılması zor bir meyveydi.
"Ben... bitmesini istemiyorum."
Jungkook elini yavaşça Lalisa'nın elinden çekti. Bir anda hissettiği boşlukla ellerini tekrar birleştirmek istese de artık bunun için çok geçti.
"Bu sigara bitmesin. Sen de benim yanımdan ayrılma. Sadece benimle kal."
Lalisa gözlerinin dolduğunu hissediyordu. Ama ağlayamazdı. Gözlerini hızlıca kırpıştırdı ve tekrar Jungkook'a baktı.
Onu bırakmak istemese de bunu yapmak zorundaydı. Onun gibi kendine zarar veren bir evsizden daha fazlası hak ediyordu. Jungkook'un gözünden bir damla yaşın yanağından süzüldüğünü görünce elini hemen yanağına koydu.
"Lütfen... benim için ağlama." Yavaşça yanağındaki yaşı başparmağıyla sildi. Jungkook kafasını Lalisa'nın eline yasladı. Şu anda huzurluydu.
Yavaşça sigarayı eline aldı Jungkook. Sonra hızlıca onlardan uzak bir yere attı. Kafasını Lalisa'ya çevirdi.
"Sigaranın bittiğini göremeyeceğiz. Belki de hiç sönmeyecek. Belki de çoktan sönmüştür. Ama şimdi... sonsuza kadar benimlesin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rope
Fanfic"Bu akşam tüm sorunlarımızı bu ip ile keseceğiz. İlk sen başla." [ • liskook fanfiction ] © 2018 | readerlittlewitch