"Üzgünüm. Beni öyle bir kadın sanacak ne dediğimi bilmiyorum. Ama bu yanlış anlaşılacak bir durum. Bunu kabul edemem."
Jungkook bir anlık hüsrana uğrasa da kadın haklıydı. Bu, yanlış anlaşılacak bir durumdu. Jungkook o an bir şey fark etti. Ona hep 'kadın' veya 'siz' diyordu. Adını bilmiyordu.
"Adınız nedir?" Bir anda ağzından çıkmasıyla çekinmişti. Fazla ileri gittiğini düşündü. Ama ona aynı evde yaşamayı teklif etmişti. Bu daha da ileri gitmekti.
Kadın bir anda yüzünü Jungkook'a döndü. Göz göze geldiklerinde Jungkook kadının karşısında eriyeceğinden, rezil olacağından korktu. Kadın düşünüyor gibi görünüyordu. Jungkook'a güvenip güvenemeyeceğini tartar gibiydi.
"Lütfen yanlış anlamayın. Söylemeseniz de olur." Kadın rahatlamış gibi gözlerine baktı. Ardından gülümseyip önüne döndü.
Jungkook o an adını öğrenmediği için mutlu olmuştu. Eğer adını öğrenseydi ona olan tüm ilgisinin yitip gideceğinden korkmuştu. O, onun gizemli haline aşık olmuştu.
Onun gizemli bakışlarına, her an bir sırrını ortaya dökecekmiş gibi her zaman aralık duran dudaklarına, giydiği siyah paltosuyla vücudunu gizleyişine aşık olmuştu.
Kadın, onun için fazla gizemliydi. Ve bunu seviyordu. Değişmesini istemiyordu.
"Peki sen? Senin adın ne?" Jungkook afallamışçasına kadına baktı. Ne zamandır düşünüyordu? Düşüncelere mi dalmıştı? Kadın ne kadar zamandır onu inceliyordu?
"Ben... Jungkook. Jeon Jungkook." Kadının yüzüne yavaşça bir gülümseme yerleşince kalbinin deli gibi atmaya başladığını hissetti. Gülümsemesi karanlık gecelerine güneş gibi doğmuştu.
"Adını çok sevdim. Keşke benim de senin gibi bir adım olsaydı. Yani en azından Korece." Jungkook kadının adının Korece olmadığını öğrenmesiyle şaşırmıştı. Kadın bir yabancıydı.
Bu bilgi onun daha da gizemli hale gelmesine neden olmuştu. Bu, Jungkook'u daha da sevindirmişti. Kadının her bir gizemi onun mutluluğuna dönüşmüştü.
"Siz Koreli değilseniz nerelisiniz?" Kadın gökyüzüne baktı. Yine düşünüyor gibi görünüyordu. Jungkook da kadını taklit etti. Kafasını yukarı kaldırdı ve önlerine uzanan sonsuz gökyüzüne baktı.
"Çok güzeller değil mi?" Kadın kafasını yavaşça Jungkook'a çevirdi. Jungkook da gözlerini kadına çevirdi ve kafasını salladı. İkisi de gülümseyince Jungkook, zamanın durmasını istemişti. Kadın... Kadını onunla oyun oynuyor gibiydi.
Ona sahiplik ekiyle hitap etmek istiyordu. Tamamen kendisine ait olmasını deli gibi istiyordu. Ama bunu ona demeye cesareti yoktu.
"Biliyor musun? Sana hiç kimseye güvenmediğim kadar çok güvendim. Tam şu anda."
Jungkook duyduğu cümlelerle kendinden geçmişti. İçinde çoğalan sevinciyle kalkıp dans etmek, çığlıklar atmak istiyordu. Onun yerine sadece gülümsedi ve kafasını yere eğdi.
"Benim adım... Lalisa. Lalisa Manoban." Jungkook kafasını hızlıca kaldırdı ve kadının gözlerinin içine baktı. Kadın güldü ve cebinden sigarasını çıkardı. Paketinden bir tane aldı ve geri cebine koydu.
"Şimdi seninle bu sigara bitene kadar duracağım. Sonra ise hiçliğe karışacağım ve sen de beni unutacaksın. Anlaştık mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rope
Fanfiction"Bu akşam tüm sorunlarımızı bu ip ile keseceğiz. İlk sen başla." [ • liskook fanfiction ] © 2018 | readerlittlewitch