~Sonsuz siyaha sende katılmak ister misin?~

111 5 0
                                    

    Bir yandan Harry Potter serisini izliyorduk bir yandan da abur cuburlarımızı atıştırıyorduk.
      Sabahtan beri film izliyorduk. Ve ben koltuktan hiç kalkmamıştım. Her yerim uyuşmuştu. Buna bacaklarım da dahildi. Birden ayağa kalkınca kendimi yerde bulmuştum. Bir yandan bana gülerlerken bir yandan gülmelerini saklamaya çalışıyorlardı. Ben de gülmeye başlayınca rahat rahat gülmeye başladılar. Gözlerimden yaş geliyordu artık. Derin yine çenesini tutamamıştı.
"Kanka senin şu yerlerle sorunun ne? Günde en az bir kere düşmeden yapamıyorsun."
"Derinciğim.."bastıra bastıra söylemiştim"..şansını zorlama istersen."
Ağzına görünmez bir fermuar çekmişti. Onun bu haline gözlerimi devirmeden edemedim. O her zaman küçük bir kız çocuğu olarak kalacaktı. Hiç büyüyemeyecekti. Derin'e bakarken arkasındaki bahçeye açılan kapı cam olduğu için bahçedeki kutuyu gördüm. Kaşlarımı çattım. Derin bunu farketmiş ve o da kutuya dönmüştü. Derin aklımdan geçen o soruyu sormuştu. Sesi titremişti sorarken.
"O ne?"
Toprak ve Ege'de durumun ciddiyetini anlayıp kutuya odaklandı. Hızlı adımlarla bahçeye çıktım. Kutu simsiyahtı. Kutuyu alıp içeri girdim. Kapıyı sıkıca kapattım. Her kimse yakında olmalıydı. Derin korkulu gözlerle elimdeki kutuya bakıyordu. İçinden çıkacak şeyden çok korkuyordum.
Korkunun ecele faydası yok diye düşünerek kutuyu açtım. Kutunun içindeki yüzümün kasılmasına sebep olmuştu. Kutuda yine bir not ve bir çok resim vardı. Notu okudum önce.
~Gece bugün senin için yeni bir başlangıç.~
Resimde ben vardım. Filmi izlerken çekilmişti. Diğer resme geçtim. Bu resim dün gece çekilmişti. Balkonda gökyüzüne bakarken çekilmiş. Arkasını çevirip yazıyı okudum.
~Sonsuz siyaha sende katılmak ister misin?~
Sonsuz siyaha ben zaten çoktan bulaşmıştım. Derin'in elindeki resim dikkatimi çekti. Resimde Derin vardı. Arkasındaki yazıda şöyleydi.
~Onlarda dikkatli olmalılar. Etrafındaki herkesi çok iyi tanıyorum.~
Derin'in gözleri dolmuştu. Ege bir şeyler mırıldanıyordu. Toprak ise.. bir dakika Toprak yoktu. Etrafıma baktım. Yukarı çıktım bütün odalara baktım. Koşarak merdivenlerden indim. Nefes nefeseydim. Korkuyordum. Ege ve Derin bana baktı. Dudaklarım aralandı.
"Toprak yok!"
Sesim kısılmıştı. Derin etrafına baktı. Ege dışarı çıktı. Bende ayakkabılarımı giyerken omzumda bir el hissettim. Derin dolu gözlerle bana bakıyordu.
"Tek başına gidemezsin bende geleceğim."
Onu tehlikeye atamazdım. Ona benim yüzümden bir şey olmasına dayanamazdım. Toprak'ı tek başıma bulmalıydım.
"Olmaz Derin'im."
İtiraz edicekken hemen kalktım. Evden hızla çıktım. Abim arabasını burada bırakmıştı. Anahtarı almıştım. Arabaya ilerlerken Toprak'ı aradım. İkinci çalışta açtı. Nefes nefeseydi.
"Toprak neredesin?"
"Gece.."
"Nerdesin!!"
Sesimi yükseltmiştim. Onu hemen bulmalıydım.
"Duman Kafenin oradaki benzinlikteyim."
"Hiç bir yere ayrılma geliyorum hemen."
Telefonu suratına kapatmıştım. Derin'i aradım ve olanları söyledim.
Yaklaşık 15 dakika sonra benzinliğe vardım. Toprak motoronun üzerinde oturmuş yola bakıyordu. Beni görünce ayaklanıp büyük adımlarla bana geldi ve sarıldı.
"İyi misin?"
"Ben iyiyim Toprak. Ama sen niye birden kayboldun?"
"Bahçede birini gördüm. Kutuyu oraya bırakan olabilir diye düşünmüştüm. Ben dışarı çıkınca siyah bir motorla uzaklaşmaya başladı. Bende takip ettim. Burada ormanın içine girdi. O sırada sen aradın. Anlayacağın izini kaybettim.
Lanet olsun kim bu şerefsiz!"
Yine telefonum çalıyordu. Kesin yine oydu. Telefonumu cebimden çıkarıp ekrana baktım. O olmasa şaşırırdım. Toprak aç dercesine bana bakıyordu. Kafamı salladım ve telefonu açtım.
"Gece.. Gece doğum günü hediyeni beğendin mi?"
"Kimsin lan sen?"
"Hem bu arada Toprak niye durmadan bizim konuşmalarımızı dinliyor. Özelimiz kalmadı."
Kahkaha atıyordu. Etrafıma baktım. Buradaydı. Bizi görüyordü.
"Boşuna etrafına bakma beni bulamazsın."
"Nerdeysen çık insan gibi konuşalım."
"Beni taklit edecek kadar sevdiğinizi bilmiyordum."
Anlamayan gözlerle Toprak'a bakıyordum. Toprak telefonu aldı ve bir güzel saydırdı. Toprak bir anda durdu. Gözleri koyulaşmıştı. Onu fazlasıyla sinirlendirmişti. Ne dediğini çok merak ediyordum. Toprak bir anda telefonu kapatıp bana geri verdi.
"Ne dedi?"
Toprak bana baktığı anda bakışları yumuşadı. Gülümsedi.
"Saçmalıyor işte. Atıp tutuyor herif!"
Kafamı her ne kadar onaylarcasına sallasamda inanmamıştım.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Merhaba arkadaşlar🙋‍♀️
Umarım okumaya devam edersiniz.
Yorum Yaparsanız sevinirim.😊
Kütüphanenize eklemeyi ve oy vermeyi unutmayın.
Sık sık yeni bölüm atacağım.😊
Karakter tanıtımı istiyorsanız lütfen yorumla belirtiniz.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Toprak neden kızmış olabilir?
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
DİĞER BÖLÜMDE
GÖRÜŞÜRÜZ🙋‍♀️
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

GECE'NİN KARANLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin