Aşk... Mutluluk... Nefret...

93 14 2
                                    

" Birazdan sizinle ilgilenecekler. " diyerek odadan çıktı doktor. Harry yine sinirlenmişti. " Yüzeysel bir yara bile olsa böyle bırakıp gitmemeliler !! Ya mikrop kaparsa ? " diye bağırdığı sırada içeri hemşire girdi. Harry susup kaldı. Utanmıştı. Başını öne eğdi. Tam karşımda masum masum dururken, hemşire yatağımın biraz ilerisindeki dolabın çekmecesinsen eldiven kutusunu çıkarttı. Eldivenleri takıp yanıma geldi. Başımdaki yarayı incelemeye başladı. Ben ise hala Harry' ye bakıyordum. O da başını kaldırmış hemşirenin ne yaptığına bakıyordu. Bir ara göz göze geldik. O sırada hemşire başımın kanayan yerine dokundu. " Aaa !! " Harry koşarak yanıma geldi. " Elimi tutmak ister misin ? İyi hissettirebilir. "  Gözlerine dik dik baktım. Benden böyle bir tepki beklemiyor olmalıydı ki " Ne ? Ne oldu ? " diye ekledi. Başımla kolumdaki alçıyı göstererek " Bunu sen yapsan ? Yani elimi sen tutsan ? " diye fısıldadım. Mahçup bir şekilde yanıtladı " A kusura bakma. Aklımda o kadar çok şey var ki... Unutmuşum... "  Yine başını öne eğdi. Cok sevimli görünüyordu. Ben de konuyu fazla uzatmadım. Zaten elimi de tutmuştu. Gerçekten iyi hissetmiştim. Sonra hemşire üzerine kırmızı bir şey döktüğü pamuğu yaranın üzerine bastırdı.  Cok acısa da dudaklarımı ısırıp sabırlı olmaya çalışıyordum. Harry' nin telaşlanmasını istemiyordum. Ama Harry fark etmişti. " Daha az acı veren bir tedavi yöntemi yok mu ? Mümkünse hiç acı vermeyen... Onun canı acıdıkça benim ki daha çok acıyor... " dedi. Bu çocuğa gerçek anlamda aşıktım. Elleri o kadar sıcaktı ki tuttuğu elim terliyordu. Hemşire bir yandan başıma yara bandı takarken bir yandan da gülümsedi. " Bitti zaten. Bir sorun olacağını zannetmiyorum. Ama yinede bisey olursa beni çağırın. " Daha hemşirenin sözleri yeni bitmişti ki Harry atladı. " Bisey olursa ben haber veririm. " Ben Harry' ye dönmüş yaklaşmasını işaret ederken hemşire de odadan çıktı. Harry eğildi. " Gerçekten ben senin için o kadar önemli miyim ? Bana bisey olursa sen... " sözlerimi tamamlamama izin vermeden dudaklarıma yapıştı. Dudaklarımız birbirinden ayrıldığında " Ne hissettin ? " dedi. Cevap vermedim,  öpücüğün etkisinden kurtulmaya çalışıyordum. " Aşk ? Mutluluk ? Nefret ? Hangisi ? " diye ekledi. " Sanırım aşk... " dedim.  " Ben de... Peki sence bu bir tesadüf mü ? Bence hayır. Sen ne hissedersen ben de onu hatta daha fazlasını hissediyorum. " dedi. Bu sefer de ben onu öptüm. Gülümsedi. Yine o muhteşem gamzeleri belirmişti. Ben de gülümsedim. Ömrümü onun gamzelerine bakarak geçirebilirdim. Sonra yatağımın yanındaki küçük koltuğu fark ettim. " Otursana bebeğim... " dedim. Hoşuna gitmişti. Oturdu. Halâ gülümsüyordu. " Nerden duydun ? Yani intihar ettiğimi ve burada olduğumu ? " dedim. Gülümsemesi kayboldu. Kaşlarını çattı. " Bu konuyu açmayalım !! " dedi. Neden diye soracaktım ki devam etti " Sen nasıl seni sevmediğimi düşünüp intahara kalkışırsın ? " Artık bana doğru bakmıyordu. Ben ise gözlerimi ondan ayıramıyordum. Sesi titremeye başladı. " Ya sana bisey olsaydı ? Ben nasıl yaşardım ? " Gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Ben de dayanamadım. Ağlamaya başladım. Oradan atlarken bunları hiç düşünmemiştim. Aklımda sadece ' Sen şizofrensin ' diyen bir ses ve Harry, ya beni gercekten sevmiyorsa düşüncesi vardı. Harry' nin ağlamasına dayanamıyordum. Normalde çok güçlü bir yapısı vardı. Onu böyle ağlarken görmek beni de cok üzmüştü. " Atladığın yerin altında inşaat olmasa ve güvenlik görevlisi çok geç olmadan ambulans çağırmasaydi ne olucaktı peki ? " Cümlenin sonunu düzgün söyleyememişti... Zaten saman nezlesi vardı. Ağlayinca burnunu daha da cok çekmeye başladı. " Neyse... Ben lavaboya gidip geliyorum. " dedi. Ayağa kalktı. " Gitme... " dedim. " Beni yalnız bırakma...Korkuyorum... "   " Peki sen ? Benim nasıl yalnız kalacağımı, nasıl korkacağımı düşünmedin mi ? Ben birazdan döneceğim. Ama sen ya hiç geri dönemeseydin... "  Bu sözlerden sonra benim konuşma hakkım yoktu. Söylediği herşeyde haklıydı. Ağladığımı fark edince yanıma geldi. " Ağlama... Sakın ağlama... Hastaneden çıkıp yepyeni bir sayfa açacağız. Sadece sen ve ben... Herşeyi yapacağız. Ne istersen.. Belki dünya turuna çıkarız. Ne dersin ? " dedi. Biraz durdum. " Olur mu ki ? " dedim. Başını evet anlamında salladı. Gülümsedi. Tekrar kapıya yöneldi. " Birazdan geleceğim. " dedi ve dışarı çıkıp yavaşça kapıyı kapattı. Gerçekten ne güzel olurdu, beraber gezsek... Ama ya hastaneden çıkamazsam ?    Kötü şeyler düşünmemeliydim... Aklıma takılmıştı. Atladığım yerin altındaki inşaatı nasıl fark etmemiştim ? Neyse... Çok uykum gelmişti. Harry birazdan burada olurdu. Onun gelmesini bekleyecektim. Ama gözlerimin kapanmasına engel olamıyordum...

Uçurumun UcundaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin