Beraber...

60 13 1
                                        

Gözlerim kapansa da aklımdaki düşüncelerden bir türlü kurtulamıyordum. Sürekli o atladığım an vardı aklımda. Esen rüzgarın kulağımdaki uğultusu, yağan yağmurun yüzüme çarpması ve aşağıya düşüyor olduğum an... Harry' nin gözümün önünden geçen fotoğrafları. Bunları düşünürken uyumuşum. Uyandığımda Harry yatağın yanındaki koltuğa oturmuş ağlıyordu. Fark ettirmeden onu izlemeye başladım. İleri geri sallanıyor ve nerdeyse hıçkıra hıçkıra denilebilecek şekilde ağlıyordu. Bu haline daha fazla dayanamadım. " Bebeğim... " diye fısıldadım. Korkmuştu. Gözlerini sildi. " Söyle aşkım... " dedi. Sesi titriyordu. " Neden ağlıyorsun ? " dedim. " Ağlıyor muyum ? Benim neden haberim yok ? " dedi. Su durumda bile şaka yapabiliyordu. Güldüm. Benim gülmem onu rahatlatmıştı. Oda gülümsedi. Ama çenesine dayadığı elleri halâ titriyordu. " Su var mı ? " dedim. Aceleyle kalktı. Etrafına bakındı. " Hemen geliyorum. " dedi ve dışarı çıktı. Bir dakika geçmeden içeri girdi. Hızlı hızlı yanıma geldi. Şişenin kapağını açıp yatağın yanındaki masanın üzerinde ters duran bardağı çevirdi. Suyu içine doldurup bardağı ağzıma dayadı. Birkaç yudum içtim. Yutkunmakta zorlanıyordum. Harry bunu farkedince bardağı çekti. Suyun bir kısmı üzerime dökülmüştü. Kendimi beceriksiz hissetmiştim. Harry hemen peçete ile kuruladı. Sonra gidip yine koltuğa oturdu. " Kendimi beceriksiz ve yardıma muhtaç bir ihtiyar gibi hissediyorum. Lanet olsun ! " diye bağırdım boğazımın acısına aldırmadan.  Harry kızmış gibi bakıyordu. " Neden bakıyorsun ? Yanlış bişey söylemedim.. " dedim. Biraz daha imalı imalı baktı sonra hiçbir şey söylemedi ve elini dağınık ve kıvırcık saçlarından geçirdi. Bu onun yapmayı en çok sevdiği şeylerden biriydi. Konuşmaması hoşuma gitmememişti. Üstüne gitmedim. " Hastaneden ne zaman çıkacak mışım ? " diye sordum. " Çıkacak mışım değil bebeğim. Beraber çıkacağız. Bana gideceğiz... " diye sitem etti. Şaşırmıştım. Ama sonra sesi inceldi. " Seni o evde tek başına bırakamam. Zaten iyice kendine gelince de dünya turuna çıkacağız... " Ben o konunun şaka olduğunu zannediyordum. Ayrıca evet onun evine gitmem benim için iyi olacaktı. Koskoca evde yalnız kalmak beni çoğu zaman korkutuyordu. Gözlerimin içine sanki daha birşeyler söyleyecekmiş gibi baktı. Ama hiçbirsey söylemedi. Elimi tuttu. Halâ gözlerimin içine bakıyordu. Bir süre öyle durduk. Sonra kulağıma doğru eğildi ve fısıldadı. " Bunu burada böyle bir durumda söylemek istemezdim. Ama... Neyse... " Ne dediğini anlamıyordum. Sonra ekledi " Benimle evlenir misin ?.... " Öylece kalmıştım. Dilim tutulmuştu. Konuşamıyor bir tepki bile veremiyordum. " Hemen cevap vermek zorunda değilsin. Hastaneden çıkınca da söyleyebilirsin... " dedi. Ben hâlâ tepki veremiyordum. Harry ise hâlâ elimi tutuyor ve zümrüt gibi gözleriyle bana bakıyordu. Yolunda gitmeyen bisey vardı. Haraket edemiyordum. Sadece " Bebeğim... " diyebildim yalvaran bir sesle. Harry de bisey olduğunu anlamıştı. " Aşkım.. Iyi misin ? Darcy... Beni duyabiliyor musun ? "  Tepki veremiyordum. Gözlerimden yavaş yavaş süzülen yaşları hissediyordum. " Harry... " dedim. Harry ayağa fırladı. Koşarak kapıdan çıktı. " Doktor !! Doktor nerede ? Tanrı aşkına doktor yok mu ? " diye bağırmaya başladı. Sonra koşarak yanıma geldi. Diz çöktü. " Aşkım... Lütfen bana bak. Gözlerini benden ayırma. Beni seviyorsan bana bak... " diye yalvarmaya başladı. Ağlıyordu. Hem de daha önce hiç ağlamadığı kadar... Sonra tekrar koşarak dışarı çıktı. En son hatırladığım şey de o olmuştu...

Uçurumun UcundaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin