...
Robny, diğer hizmetçilerin yardımıyla salona muhteşem bir kahvaltı hazırlamıştı. Ben ise hâlâ mutfaktaydım, evin arka bahçesine bakan küçük pencereden dışarısını izliyordum. Tam olarak sonbaharın ortasındaydık ve bahçede yere düşmüş, oradan oraya uçuşan rengarenk yaprakların görsel şöleni vardı. O sırada Robny'nin sesiyle irkildim. " Hanımım, kahvaltı hazır. Ayrıca Harry Bey de sizi soruyor." Elimle boynumdaki morluğu yoklarken Robny'e döndüm. "Harry Bey mi?" Yüzümde saçma bir tebessüm oluştu. O sırada Robny'nin arkasından, imalı bakışlarıyla kahvaltı masasına doğru geçti Harry. Yavaş adımlarla yürüyüp mutfaktan çıktım. Robny ve Harry kahvaltı masasına geçmemi beklerken ben merdivenlere yönelip odaya çıktım. Harry arkamdan seslendi. Ama umrumda olmadı. Odaya girip kapıyı kapattım ve kilitledim. Kapıya yaslanıp yere doğru kayarken gözlerimden istemsizce yaşlar süzülüyordu. Yere oturdum ve ellerimi saçlarıma geçirip hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Harry bana böyle birşeyi nasıl yapmıştı? Nasıl? Hâlâ aklım almıyordu. İnanmak istemiyordum. Sonra kapı tıkladı. Gözlerimi silip " Müsait değilim..." dedim. Sesim titriyordu. Kapı zorlamaya başladı. " Darcy. Açar mısın şu kapıyı? Sadece konuşacağız. " Ahh. Tabi yaa. Konuşacağız. Ayağa kalktım. Tekrar gözlerimi silip üzerimi düzelttim. Kilidi çevirip yavaşça kapıyı araladım. Harry içeri girerken ben çoktan yatağa doğru gidiyordum. Kapıyı kapatıp koşarak arkamdan geldi. Kolumdan tutup beni kendine çevirdi. " Darcy. Ben. Ben çok özür dilerim. Çok pişmanım. Nolur affet.. " Gözlerimden yeniden son sürat akmaya başlayan yaşlara inat anlamsızca gülümsedim " Pişmansın demek? " Kolumu elinden kurtarıp, tişörtümün yakasını yırtarcasına çekiştirdim. Bağırarak boynumdaki morluğu gösterdim. " Öldürüyordun lan beni. Ne hale getirdin boynumu? Seviyordun hani beni? Hani kıyamazdın bana? " Birşey demek için dudaklarını araladı. Sonra elini kaldırıp bana doğru uzattı. Tam birşeyler mırıldanıyordu ki sustu ve bana uzattığı elini saçlarından geçirip başını önüne eğdi. Diliyle dudaklarını ıslattı." Darcy. Bebeğim. Tamam ne desen haklısın. Çok büyük bir hataydı. Söz veriyorum birdaha olmayacak. Lütfen affet. Lütfen. " Başı önüne eğikti, kirpiklerine inmiş damlaları görebiliyordum. Sonunda birisi yere damladı. İçimde söylemek istediğim çok fazla şey vardı. Ama onun bu hali içimi acıtmıştı. Boğazıma takılan yumruyla, birşey demeden -diyemeden- arkamı dönüp yatağa ilerlemeye devam ettim. Yatağa yüzüstü uzanıp yüzümü yastığa gömdüm. Birkaç dakika sonra yatağın öbür ucunun çökmesinden, Harry'nin yanıma yattığını anlamıştım. Yastık yüzümü tamamen kapatıyor, nefes almamı kısıtlıyordu. Ama kafamı kaldırırsam Harry'nin zümrüt gözlerini görecek ve dayanamayıp onu öpecektim. E buda barışacağımız anlamına geliyordu. Bense uzun bir süre trip atmak niyetindeydim. Kapadığım gözlerimin önüne Harry'nin sinirden büyümüş gözleri geliyordu. Nefesimin kesildiğini hissettiğimde birden ellerimin üzerinde doğrulup yataktan kalktım. Harry uyumuştu. Ona seslenmeye çalıştım ancak nefes alamadığım için başarılı olamadım. Gözlerim kararıyordu. Hissizleşen bacaklarımın azizliğine uğrayıp yere düştüm. Yatağa tutunup kalkmaya çalıştım ama olmadı. Gözlerim, hücum eden yaşlarla kapanmadan önce gördüğüm son şey Harry'nin adımı bağırarak yanıma koşmasıydı...
Çok, çok, çok uzun bir aradan sonra geri geldim. Hayatımda birçok şey değişti. Bu zorlu süreçte çıkardığım sonuç 'yaşamak güzel'. Neyse. Hem sizi hem de hikayeyi özlemişim. Bölüm kısa olduğu için çok özür dilerim. Bundan sonra düzenli olarak yazmaya devam edeceğim. Lütfen oy vermeyi unutmayın. Sizi seviyorum xx. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçurumun Ucunda
FanfictionBütün kızları peşinden koşturan yakışıklı bir çocuk ve şizofrenik bir kızın aşk ve tutku dolu yaşamı... Ama herşey göründüğü kadar iyi gidecek mi ? Harry Styles fanfiction