#10

488 16 0
                                    

Heyy :D 268 okuyucu vay canına ama son bölğmler hiç okunmamış beğenmediniz mi?

Yoruma yazarsınız umarım. Çok kısa bir bölüm oldu ve aynı zamanda düzeltemedim çünkü hemen bölüm koymak istedim yanlışlıklar varsa kusuruma bakmayın. Umarım beğenirsiniz. Bu arada okuyan votelayan ve yorum yapan (az da olsa) herkese çok teşekkür ederim eksik olmayın :D

İyi okumalarrr :333

İşaret parmağımı şakaklarıma götürdüm ve oradan destek aldarak başımı yatırdım dirseğim sandalyenin arka kısmına dayalıydı . Tek kaşımı kaldırdım ve onun ses tonuyla konuştum

"kısaca Harry öpücüğü operasyonu diyebiliriz."

**************

Bana öküzün trene baktığı gibi baktıları ve bir açıklamada bulunmadıkları için nedense şu an o üstüne anlaşma yapılan kızın ben olduğumdan çok emindim. Hala bakıyorlardı ve benim sinir kat sayım artıyordu. Artık bakışlarına ve sessizliğe katlanamadığımdan

"Evet?" Diyerek biraz yüksek sesle bağırdım. Harry konuşmaya başlamak için boğazını temizledi. Konuşmak için ağzını açtığında hiçbir şey söyleyemeden tekrar ağzını kapadı. Çünkü biliyordu her türlü boka batacaktı. Masadaki herkesin gözü ben Harry ve Zayn arasında gidip geliyordu ama konuşmuyorduk. Sessizliğe son verme ve noktayı koymak adına konuştum.

"Bende öyle diyordum."dedim ve sandalyeyi geri ittirip ayağa kalktım. Merdivenlere doğru ilerleyip koşarak yukarı çıktım. Kaldığımız odaya doğru ilerleyip hepimizin eşyalarını toplamaya başladım zaten toplanacak şeyler telefon gibi şeylerdi . Chris'in telefonunun aşağıda olduğunu düşünüp onun telefonunu aramadım bile. Üzerimde duran tişortü çıkardım ve tekrar dünkünü giydim. Ardından telefonları da alıp aşağı indim. Mutfağa doğru ilerlediğimde elimi kapı girişine dayadım ve oradan destek alarak sarktım. Biraz sakinleşmiş olsamda hafif sert bir şekilde

"Çocuklar, geliyor musunuz?" Dedim Ana ve Chrise bakarak. İkiside zaten yiyeceklerini yemiş, tabağındakilerle oynuyorlardı. Gayet normal bir biçimde evet dercesine hareketler yaptılar ve sandalyeyi çekip ayağa kalktılar.

"Belki kalmak isterlerdi?" Dedi harry gayet sakin bir biçimde. Çileden çıkmaya yakın durumdaydım ve çok zor sabrediyordum. Bunu söylemeside sinirlerimi dizginlememi biraz daha zorlaştırıyordu zaten istediği buydu. Yani yüzünden öyle anlaşılıyordu. Tuhaf yaratık ne olacak.

"Bu yüzden onlara sordum düzenbaz." Dedim kaşımı kaldırarak yani refleks olarak kalkıyordu cidden yapabileceğim bir şey yoktu.

"Ama kızgınsın. Belki onları korkutmaya çalışıyorsun gibi hissediyorlardır." Dedi. Sakince söylemesi beni hala zorluyordu.

"Biliyor musun? Biz 15 senedir arkadaşız ve kim kızdığında neler olacağını kestirebiliyoruz. Ya da neler yapılabileceğini. İsteselerdi söylerlerdi." Dedim kapının kenarını tutan elimi sıkmaktan kanatmak üzereydim.

"Belki de-"

"Belki de yok! Söylediklerinin bir anlamı yok saçma konuşuyorsun. Hiçbir şey ifade etmiyorsun! Hiçbir şeysin STYLES!" Dedim.

Tam gitmeye hazırlanırken arkamdan konuşmaya başladığı için geri döndüm.

"Oh demek öyleyim. Dün pek öyle düşünmüyordum sanırım." Dedi ve piç gülüşünü sergiledi. O kadar sinirliydim ki piç gülüşünü bile övemeyecektim.

Sinirden ağlamak üzereyken iki elimi de sıktım ve kendimi dizginleyip ona doğru ilerledim. Ona yaklaştıkça sinirim artıyordu ve artıyordu bunu önleyemiyordum. Ona dokunmadan kendimi durdurmaya çalışıyordum ve çareyi başka bir şeye zarar vermekte buldum. Önündeki tabağı aldım ve olabildiğince güçlü bir şekilde yere fırlattım. Tabağın parçaları bacağıma çarparak yaksada umursamıyordum.

"Sinirleniyorsun çünkü doğru." Dedi oturduğu yerden ayağa kalkarak. Şu an neredeyse son noktamdaydım. Harry'nin yanında oturan Liam'ın

"oops" dediğini güçde olsa duymuştum. Şu an içimden gelen şey ona doyasıya tokat atmaktı açıkçası ama kendimi durdurdum ve aynı taktiği uygulayarak hepsinin önündeki tabakları aldım ve teker olabildiğince güçlü bir şekilde yere fırlatıyordum. Aradaysa Niall

"Ben daha yiyordum"diyerek sızlanıyordu.

Harry bir şeyler söylemeye hazırlanmışken Zayn araya girdi

"pekala evde yemek yiyebilecek tabak kalması için buna bir son verelim. Lana istersen sen biraz hava al. "Dedi ve Harry'yi yerine oturttu.

"Bir dakika ne söyleyeceğini çok merak ediyorum. Hadi durma konuş." Dedim kafamı onunla aynı hizaya getirmeye çalışarak.

"Bir şey değil sadece itiraf etmeni söyleyecektim." Dedi ve gülümsedi. Sinirlerim yatışmamış olsa da sesimi sakinleşmiş bir tonda çıkardım

"Pekala kabul seni öpmek hoşuma gitmedi değil ama en azından insanların ya da kadınların duygularıyla oynayacak bir zavallı değilim." Dedim ve ellerimi bağlayıp göğsümde birleştirdim.

"Öncelikle sen daha kadın olamadın. İkincisi ise sen zaten önüne gelenle öpüşebilirsin duygularınla oynadığımı söylemen saçma. Toy bir sürtük için bile saçma." Dedi ve yine şu piç gülüşü gelmişti gerçekten güzel gülüyordu ama şu an onun yüzünü patlatmak istiyordum.

"Belki ben daha kadın olamamışımdır ama sen de hala bir şeylerin farkına varacak kadar büyümemişsin." Dedim ve tekrar şu kaşım kalktı. Lanet olsun öyle cidden çok çirkin oluyordum. Sinirlerim hala gerildiği için ellerimin yumruğunu açmamıştım. Birbirimize bakarken Zayn tekrar atladı

"Şey şu anlaşma için de pişman olduğumu söylemeliyim." Dedi elinle boynunu tutarak.

"İnsanlar her şey için pişman olabiliyor" dedim ve Harry'ye bakarak odayı terk ettim. Oraya nasıl girdiğini anlamadığım ama bir o kadar da umursamadığım anahtarı salondaki çanaktan aldım ve dışarı çıktım. Derin bir nefes aldım ve ardından arabama doğru ilerledim. Aklımdan Harry'nin söyledikleri geçiyordu. Şu lanet çekiciliği yüzünden karşı koyamamıştım ona.

"Lanet olası bok herif." Diye bağırdım. Arkadan

"Bence de tam bir göt kafalı." Diye bir ses geldiğinde irkilmiştim. Ana ellerini göğsünde birleştirmiş Harry ve Zayn'e küfürler savuruyordu.

*

Evin kapısını açtığımda bir gündür evi görmediğim için ne kadar özlediğimi hissettim. Normalde evcimen bir insan değilimdir ama evimi seviyorum. Elimde tuttuğum araba anahtarını ve kapı anahtarını salonda sehpadaki tabağın içine fırlattım. Aç değildim hatta bir iki gün bir şey yemek istemiyordum zaten Harry beni keklediği için ağzımın payını almıştım.

Koltuğa oturduğumda Chris ve Ana ortalıkta gezinip bir şeyler yapıyorlardı. Tabak kırmaktan yorulduğumu fark ettim ve kanepenin sapında asılı olan battaniyeye uzandım. Kanepede yatar pozisyona geldiğimde üstüme battaniyeyi örttüm ve Chrisle Ana'nın mutfağa, yukarıya, tuvalete gidişlerini izlerken gözlerimin kaydığını fark ettim. Bir süre dayanmaya çalışsamda kendimi uykunun sımsıcak ve şefkatli kollarına bıraktım.

Kapı ziliyle uyandığımda etrafta gezinen kimse kalmadığı için kapıyı açmak bana düşmüştü. Yattığım yerden kalkmadan gitmesi için biraz bekledim ama fazla ısrarcı çalınca gitmeyeceğini anladım. Yattığım yerden kapıya dokunup açmayı hatta ve hatta beyin gücüyle açmayı bile denemiştim. İşe yaramayınca uyumaktan kocaman olmuş kıçımı zorlukla kaldırıp kapıya ilerledim. Kapıya hızla ve uykulu gözlerle açtım. Karşımda duran Harry'yi gördüğümde bir an küçük bir şok yaşadım ve üstümdeki bütün uykuyu atmış bulundum.

"Merhaba"

BAR MELEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin