#3

1.1K 27 10
                                    

Bu bölümü elektrikler kesildiği için mum ve telefon ışığında yazdım bazı diyalogları hoşuma gitti . Umarım beğenirsiniz tekrar söylüyorum az okuyan olsa da görüşlerini yazarsanız çok mutlu olurum kötü bir şey yazarsanız da kendimi düzeltmiş olurum.

İyi okumalarrr :3

"Hey, uzun zaman oldu görüşmeyeli." dedi kötü bakışları biraz daha yumuşak olanlarla değiştirerek.

"Yaa, öyle" dedim zor durumda olduğumu herkes sesimden anlayabilirdi.

"Seni bizimkilerle tanıştırayım" dedi şefkatli bir şekilde. Yani bu olağan dışıydı bir planı olduğuna emindim ama başka bir seçeneğim olmadığından pek umursamadım.

Beni arkadaşları olduğunu düşündüğüm bir gruba doğru çekti.

"Hey çocuklar" diye küçük çaplı bağırdığında çocukların hepsi ona bakıyordu. Ayrı bir alemde olan sarışın ise yemek yerken göz ucuyla Zayn'e bakmaya çalışıyordu.

"Yanıımda gördüğünüz kişi..." Adımı söylememi bekledi çünkü dün ona söylememiştim.

"Lana, adım Lana." diyerek onu düzelttim ve sahte gülümsemelerimden birini takındım. Çocukların hepsi güldü ve isimlerini söylediler.

"Louis" dedi. Tapılası gözleri ve inanılmaz bir ses tonu vardı.

"Niall" dedi yemeğine ara vermeden. İçinde boğulabileceğin buz mavisi gözleri ve çakma olmasına rağmen ona yakışan sarı saçları vardı.

"Harry" dedi sıradaki. Hayatım boyunca gördüğüm en güzel gözlere sahipti zümrüt yeşili gözlerinin seni içine çekmesi ve konuşmasının sonunda güldüğünde yanağında oluşan gamzeleri dikkatimi dağıtmıştı fazlasıyla.

" Liam" dedi sonuncu olanları buğday renkli teni, kasları ve yüzündeki ayrıntılarla aynı David Beckham'ı hatırlatıyordu bana... Bir dakika "Liam?" Dedim sorarcasına. Lanet olsun yine haklı çıkıyorum. Kafasını doğrularcasına salladı. Çaresizce yan masadaki Chris ve Ana'ya bakıyordum. Yani göz ucuyla bakmaya çalışıyordum denebilir. Ana'nın gözleri büyümüştü ve onu görmemeleri için masanın altına giriyordu. Zayn beni onlara bakarken yakaladığında heyecanla konuştu "hey, arkadaşlarınla bizi tanıştırmayacak mısın? Oh yoksa bu erkek arkadaşın mı?" Dedi şüpheli bir şekilde daha çok akşam ki sözleri yüzünden onu dövmek istiyordu tahminimce.

Chris kendini açıklamak adına lafa girdi

"Şey hayır o benim çok yakın arkadaşım. Şey zaten ben...Geyim." Dedi o çaresiz chris bakışıyla. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum bu kadar korkak olduğunu bilmezdim.

Bir an kendimi rahat hissedip chrisi düzelttim

"O gey falan değil, benim erkek arkadaşımda değil ama bir korkak olmadığı konusunda şüpheliyim"

dedim kendimi tutarak ve cümlemin sonunda kahkahamı serbest bıraktım. Benimle beraber herkes gülmüştü. Liam tam olarak arkasını döndüğünde Ana'yı gördü ve sinsice "Hey" dedi. Birileri hey demeyi kesenilir mi artık?

Tanrım! Arka arkaya sıçıyoruz. Birazcık ara verseydik keşke.

"Hey liam" dedi kasılmaktan az sonra altına işeyecekti. Ciddiyim bir daha Hey demesinler mümkünse. Liam

"Bizim masaya gelsenize" diye diretti. Biz ise cümlenin ardından birbirimize acınaklı bir şekilde bakmaya başladık. Bakışmalarımızın sonunda "pekala" dedim. Ana ve Chrise masaya gelmeleri için işaret ettim. Oturduğumuzda ben Harry'nin sağ yanındaydım. Chris Zayn'in yanındaydı ve Ana da Liam'ın yanındaydı. Kısacası benim dışımda ikiside belasını bulmuştu. Harry'nin parfümü beni yemeğe ve ortama olan ilgiden alıkoyuyordu.

BAR MELEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin