"Onu dışladığımda, kalbimde her zaman bir eksiklik hissediyordum, ama sonradan onunla konuşacak yüz bulamadığımdan, konuşamadım."
-Sirius Black-.-
Harry, Snape ile konuşmak istiyordu. Ama o, bu konu hakkında konuşur muydu bilmiyordu. Okul başlayalı neredeyse 3 hafta olmuştu, Melez Prens'in kitabı ve Sirena olayı ona ağır gelmişti. Ron ve Hermione, günlüğü okumayı bırakmasını ve o kitabıda geri vermesini söylemişti. Harry, ikisini de yapmadı.
Hogsmeade gezisi için herkes gitmişken Harry Çapulcu Haritası'ndan Snape'in yerini arıyordu. Odasındaydı, "Muziplik tamamlandı." deyip asasını haritaya dokundurdu. Her şey yok olurken, haritayı yeleğinin içindeki cebe, günlüğü ise elinde bir şekilde odasından çıktı. Gitmemesi için Tanrı'ya dua ediyordu.
Zindanlara indi, onun odasına gelince hafifçe iç çekip kapıya vurdu. "Gir!" komutuyla içeri adımladı. "Potter," dedi Snape. "Neden geldin?" dedi soğuk bir tavırla.
"Profesör, ben... ben sizle bu günlük hakkında konuşmak için gelmiştim." dedi Harry, ardından günlüğü Snape'e uzattı. Snape, Harry'e bakarak günlüğü aldı, ardından içini açtı. Harry, ilk sayfasını açtığı zaman titrekçe nefes aldığına yemin edebilirdi.
"Bu konu hakkında neden konuşmak istiyorsun?" dedi Snape, günlüğü elinde tutmaya devam ederken. "Bir şifre var, biz şu an dört harfini çözdük, S, E, V ve D harflerinden oluşuyor. Devamını getirmek için-"
"Bu konuya açık değilim Potter-"
"Profesör, yakın arkadaş olduğunuzu biliyorum. Sadece, bir kaç bir şey." dedi Harry aceleyle, Snape ise gözlerini kısmış günlüğe bakıyordu. "Bu konu hakkında konuşmuyorum, Potter. Çıkabilirsin."
Harry, Snape'in uzattığı günlüğü alıp odanın çıkışına ilerledi. Oysa bilgi verse ölmezdi ya! "Potter," dedi Snape. "Yarın, saat 7'de burada ol."
Harry minik bir tebessümle lafa sallayıp odadan çıktı. Geride, anlatıp anlatmamak arasındaki incr çizgide kalmış Severus Snape'i bıraktı. Harry'den ve James'ten nefret etmesini sağlayacak bir etken daha vardı, Sirena, içinde sakladığı aşkının ölmemesi için gitmiş, Harry ve Lily'i kurtarmak için ölmüştü.
-.-
Evvelki gün, Harry saat 7'ye yaklaşırken günlük ile odadan çıktı. Snape'in sonradan karar değiştirmesi ona o kadar garip gelmişti ki...
Zindanlara girince, içinde belli belirsiz bir huzursuzluk vardı. Sanki Snape, yalan söyleyecek gibi geliyordu. Kapıya gelince durdu, günlüğün son sayfasını açtı. Yere dikdörtgen şeklinde bir kağıt düştü, ilk başta kaşlarını çattı, günlüğü ilk aldığında bu yoktu oysa.
Yere eğilip kağıdı aldı.
"Harry, umarım sen bunu okurken hayatta olurum. Olmaya da bilirim, orası muamma. Fakat sana tek bir şey diyeceğim, kimseye ön yargı ile yaklaşma aileni sev ve onlarla asla kavga etme. Ben bunu yaşadım, ben Sirius ile kavga ederek hayatımın hatasını yaptım, şu an saklandığınızı biliyorum. Umarım her zaman şans senden yana olur, umarım kurtulursunuz...
Sevgilerimle
S.W.B"Sanki Harry, kalbinin yandığını hissetti. Sirena'ya ön yargı ile yaklaşmıştı ve sonradan pişman olmuştu. O sırada arkasından bir öksürme sesi geldi. Hızla arkasını dönünce Slytherin Bina Başkanı'nı gördü. "Profesör Dumbledore seni çağırıyor, acil," ve kulağına yaklaştı. "Şifre Böğürtlenli Pasta." kız giderken, Harry bilmem kaçıncı kez Dumbledore'un garip şifrelerinin olduğunu düşündü.
Dumbledore'un odasında ilerledi. Gelince, "Böğürtlenli Pasta." dedi. Bir kaç dakika sonra Harry kapıya gelmişti, "Girin!" komutu ile içeri girdi. Kendi sandalyesinde Dumbledore, diğer sandalyede Snape vardı. "Gel Harry." dedi Dumbledore, Snape'in önündeki koltuğu işaret ederken. Harry, bir şeylerin ters gidip gitmediğini öyle çok merak ediyordu ki, neredeyse 'neler oluyor' diye bağıracaktı.
Koltuğa oturdu, Snape elini uzatarak, "Günlüğü ver." dedi. Harry tereddüt etse de, Dumbledore'un bakışı ile günlüğü uzattı. "Birincisi Potter, bu günlük neden sende?" dedi Snape, Dumbledore'a göz ucuyla bakarak.
"Tatilde, belki Sirius hakkında bir şeyler öğrenirim diye Grimmauld Meydanı 12 Numara'ya gittim, odasına daha önce hiç girmemiştim veya bakmamıştım. Kapıda Sirena & Sirius yazıyordu. O zaman bulmuştum." Ron ve Hermione'yi konu dışı bırakmıştı.
"İşaretlediğin yerden sonrası yok Potter, bana gelmeden bakmadın mı?" dedi Snape, günlüğün içine bakarken. "Sırayla okuyordum."
"Bu bir şifre değil bu Sirena'nın sözü."
"Hala hatırlıyor musun?" dedi Dumbledore, Snape ise ona bakıp iç çekti. "Her zaman." ardınan günlüğe bakarak, "Bir kere bataklığa düşersen sevdiklerin bile seni kurtaramaz." dedi.
"Peki, devamını nasıl öğreneceğiz?" dedi Harry, Snape'e bakmayı reddederek. "Düşünseli Harry, anılarını sana izletmem için verdi. O seni çok severdi." Snape günlükle beraber hışımla kalkıp odadan çıktı. "İzlemek ister misin Harry? Yoksa Bayan Granger ve Bay Weasley'de sana katılacak mı?" Harry, yere baktı. "İzlemek istiyorum, Profesör." diye mırıldandı.
-.-
Artık Sirena'nın ağzından değil, Harry'nin görüşleri ile yazacağım. Fakat yine 3. kişi ağzından olacak. Bu arada, SEVERUS'UN "HER ZAMAN." DEDİĞİ YERE BİTTİM *-* neyse çok cıvıtmayalım :)))
PİKAÇU BELANI VERSİN TAYFASI
(PBVT)
GURURLA SUNAR!
DeborrahL Ceymsim🍫
AlnilamMalfoyLupin Aylakım🐺
BerenSayn Patim🐾İNSTAGRAM: pbvt_gururla_sunar_
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black's Twin
FanfictionHarry, Sirius öldükten sonra o Grimmauld Meydanı 12 Numara'ya tekrar gitti, fakat evde bir gariplik vardı, Ron ve Hermione ile geldiğinde fark etti, Sirius Black'in anlatmadığı bir ikizi olduğunu, Sirena Black'in neler yaşadığını... "Tüm Hakları PBV...