Var olan toplum içinde kendini fark etmen ne kadar zamanını aldı. Kaç yaşında aslında var olduğun Evrendeki döngüyü fark ettin. Umarım geç olmamıştır çünkü ben fark ettiğim de şakaklarıma beyazlar serpilmiş ve ömür her adım da eksiliyordu durdurmak imkansız her gün bir an itibariyle dün olup sıyrılıyordu avuçlarımdan ne kadar sıksam kenetlensem akıp gidiyordu kurtulmayı başarıyordu. Anlamsız bir kavga veriyordum. Çünkü gecikmiştim yaşamak için hayli geç kalmıştım. Zaman o kadar değerliydi ki nasıl ve nerede tüketeceğime karar veremiyordum. Her ne yapsam bir şeyler eksik her ne yapsam yarım kalıyordu bir yarım ve yarım ölmekten korkuyordum. Delicesine düşünüyor ve bu problemlere çözümler üretmeye çalışıyordum uyumadığım uykunun gözlerime battığı anları saymaya luzüm bile yok. Başka bir boyuta ulaşmanın yollarını arıyordum. Geçmişe geleceğe çakılıp kalmak istiyordum var olduğum ana. Bir saniyenin geçmesi bile çok yıpratıyordu beni saniyelerin sesi kulaklarımdan hiç gitmiyor beynime verdiği titreşimler beni deli ediyordu. Akan bir zaman ve ona karşı mücadeleme başlamam çok ağır olmuştu. Büyük bir yük vardı omuzlarımda hayli ağır. Geçmişe yanmaya korkuyor geleceğe akmak istemiyordum. Öylece kilitlenmek kalmak istiyordum var olduğum ana.
Ama zaman akıyor ve günler ard arda hızlıca peş peşe gözümün önünde renk değişiyordu. Ne yapacağımı bilmeyecek kadar acizdim. Ölüm her gün biraz daha yakınımda idi her akan saniye biraz daha. Acizliğim beynimi zorluyor aklımı bilinmedik yerlerde buluyordum. Öyle ki akıl beyin feregat etmiş gibiydi görevlerinden bedenimden bağımsız bir tufana fırtınaya maruz kalmış çok sayıda mürettabatlı büyük bir gemi gibi.
Dümeni işlemeyen bir gemi.
Okyanusun ortasında yalnız dalgalarla ve fırtınıyla boğuşan bir gemi.
Aslında kara uzak değil ama varış için bir yol bulunmalı. O yolu ne zaman ve nasıl bulacağım ise akla zarar.