Gecenin Yaratıcısı

117 1 1
                                    

Bir sahafta başınıza en kötü ne gelebilir ? 

Gizemli Holkand kentinde yatılı bir okulun öğrencisi olan Eddard Harren,henüz on yedi yaşındayken kitaplara olan tutkusu ile yolunun düştüğü,şehrin tenha sokağındaki unutulmaya yüz tutmuş sahafa girdiğinde bulacağı eski kitaplarla heyecanlanmışken onu tamamen karanlığa adayacak olan yaşamına ilk adımını attığından habersizdi.

Doğduğu ilk günden beri üç ağabeyinin gölgesinde hüküm sürmüş,yok sayılmaktan usanmış olan genç adam sahafın tozlu rafları arasında karşılaştığı ölümsüz güç fikrine ilk anda kapılmıştı.Güzellik,zevk ve sahip olma gayesi ile başladığı yolculuğunda tutkusu onu geri dönülemez bir şekilde baştan çıkarmış,ruhunu yeniden şekillendirerek soluk Eddard'ı silip gözü kan ve güçten başka bir şey görmeyen,babasının şehrinden başlayıp kendi karanlık dünyasını kurmaya hazırlanan Lord Harren'ı yaratmıştı.

Tutkulu gayesi ile her şeyi yok edip kendi düzenini kurmak için gittiği Vaarén diyarında ise onu bir sürpriz bekliyordu.İstisnasız her gece rüyasına girip onu karanlık bir ormana çeken,sislerin arasından baştan çıkaran sesi ile onu bulmasını fısıldayan hayallerinin gizemli sevgilisi tüm gerçekliği ile karşısına çıkmıştı.İşin kötü yanı,Eddard Harren'nın sınırsız bir şekilde arzuladığı, tekinsiz duruşu ve gözü karalığıyla neredeyse ruh ikizi sayabileceği,karşılaştığı en iyi cadılardan biri olan bu kadın o varlığından haberdar olmadan önce Vareén'nin güçlü yerlilerinden Alfred Smith ile sözlenmişti.

Fakat aralarındaki,onların iradesinin üzerindeki bağ adeta tüm ahlaki kurallara meydan okuyordu.Ortaya çıkan bu gözü kara ve acımasız çift başta Eddard Harren'nın yakın çevresi olmak üzere herkesi korkuturken,gizemli rüyaların,karşı konulamayan bu çekimin altında ise kimsenin bilmediği karanlık bir gerçek vardı

* * * 

Nefes nefese olan Alix,köşkün şarap mahzeni olarak kullanılan en katına indiğinde korku dolu iri gözleriyle etrafı kolaçan etmişti.Kimsenin onları göremediğine emin olduğunda,elini kavradığı adamla birlikte ilerleyip şaraplarla dolu soğuk odanın köşesine kaçmıştı.Yukarıda,cenazeden dönen insanlara yemek veriliyorken mahzene hizmetçilerden biri her an gelebilirdi.Dikdörtgen alanda,raflardan birinin düzgün yerleştirilememesiyle oluşan boşluğa sokulup Eddard'ı kendisiyle birlikte sığdırmıştı.

Durdukları bu ilk anda,yukardaki insanların arasında alamadığı öpücük için kadına sokulan Eddard hiçbir tereddütü olmadan öpmüştü dudaklarını.Bu kısa bir izin veren Alix daha sonrasında göğsüne sertçe vurarak adamı kendisinden uzaklaştırmıştı.Ölümsüz aşığının aksine,korkuyla kendinden geçen nefesi hala düzene girmemişti.

“Alfred görebilirdi ! ”

“Ama görmedi.”

Öfkeyle içini çekti kadın.Ağzını açmış,çıkışacakken Eddard bir anda tüm vücudunu kollarının arasına hapsedip bedenleri yek hale getirmişti.Soğuk nefesinin yüzüne vururken titreyen Alix iradesinin balta girmiş bir kütük gibi çatırdağını hissediyordu.Karşı koyması,direnmesi faydasızdı.Toprağa uzanmış kar,tepesinde kış güneşine ne kadar direnebilirdi ? Onun kollarında eridiği gerçeğinden kaçamıyordu.Çaresizlik,adeta inlemeyi andıran fısıltısına da yansımıştı.

“Bundan zevk alıyorsun değil mi ? Bana işkence etmekten haz alıyorsun.”

Eddard cevap vermemişti.Geniş elleri belinden yükselip yüzünü buldular.Yanaklarını avucunun içine almışken tekrar öptü dudakları.İleri gitmesine izin verirse karşı koyamacağı bilen Alix dudaklarını hissettiği ilk anda kendinden tekrar uzaklaştırmıştı.Reddedilen adam öfkeli bir şekilde içini çekip hırsla taş duvara vurmuştu elini.Lakin kadını kendinden uzaklaştırmaya niyeti yoktu.

“Bunu sen mi söylüyorsun ? Ruhumun senin ellerinden acı çekmediği tek bir gün var mı ? ”

“Beni suçlayamazsın.Alfred'e ait olduğumu söyledim,bunun imkansız-”

Elini dudaklarına kaydırıp susturmuştu Eddard.Parmaklarını sertçe bastırırken şakağını öpmüştü.

“Dudaklarını biraz önce öptüm,o uğursuz adamın ismiyle kirletmek zorunda mısın ? ”

Kalbi tarifsiz bir heyecanla atan Alix,elini kaldırıp dudaklarını adamın mühründen kurtarmıştı.Sıkışan nefesi ona rahat vermese dahi acele etmesi gerektiğini biliyordu.Nişanlısının babası ölmüştü,yokluğu çabuk fark edilecekti.

“O benim nişanlım Eddard.Şimdi bırak beni,yanında olmam gerek.”

Dediğini umursamayan adam tekrar yönelmişti dudaklarına.Bu sefer vücudunu kadının üzerine bastırıp taş duvara sıkıştırarak kendinden uzaklaştırmasına izin vermemişti.İsteyip istememesi ya da karşılık almasını önemsemiyordu.Gönlü istediği kadar,uzun uzun öptü dudaklarını.Nefeslerinin iyiden iyiye hızlanıp,elinin altındaki kalbinin gereğinden fazla hızlı attığını hissettiğinde isteksizce geri çekilmişti.Alnını alnına dayayarak fısıldadı.

“Deprem yarın olacak.Seni almaya geleceğim,druidler bir çok yerin çökeceğini söylüyorlar.”

Durakladı Alix,adamın sözleri onu şaşırtmıştı.Deprem planını bizzat kurmuşken ondan habersiz değişiklik yapması asabını bozmuştu.

“Bana sormadan gününü nasıl değiştirebilirler ? ”

“Sana güvenmiyorlar Alix.Sen burada ölen babasının arkasından ağlayan demirci bozuntusunun gönlünü ederken yeniden karar aldılar.”

“Onlara gereğinden fazla müsamaha gösteriyorsun.Pazar günü öğle vakti yapmış olsak,insanlar kilisedeyken daha büyük bir kayıba yol açmış olurduk.Sonrasında uzatacağın yardım elin daha lütufkar sayılırdı.”

Karanlıkta,elinde olmadan gülümsemişti Eddard.Kollarının arasındaki kadını işte bu yüzden seviyordu.Alix Mopier onun diğer yarısıydı adeta.Düşünceleri tek bir zihni paylaşıyorlarcasına benzerdi.Sanki tek bir ruh iki farklı bedene paylaştırılmıştı.

“Bu kadar acımasız olma.İlk hamlemizde birazcık da olsa insaflı davranabiliriz.”

“Konuşana bakın.Yukarıdaki tabutta senin öldürdüğün adam yatıyor.”

O iç ürperten gülümsemesini göstermişti Eddard.Alt dudağını dişlerinin arasına alıp dudaklarını sertçe tekrar öptükten sonra fısıldamıştı.

“Rüyamda ne söylediğini hatırlıyor musun ? ”

Başını iki yana salladı Alix.Gözlerini kapatmış,teslim olmuştu artık.Akın akın üzerine gelen felaketinden kaçmaya yetecek gücü yoktu.Kollarını adamın boynuna dolayıp dudaklarına fısıldamasına izin vermişti.

“Aramıza kimse giremeyecek.Dünyada sadece sen ve ben kalana kadar hepsini tek tek öldüreceğiz.”

Dudağını ısıran Alix'in elleri adamın ensesini bulmuştu.Aynısından kendisinde de olan yarasının üzerini okşarken ruhu Eddard Harren'ın karanlık esaretine bürünmüştü tamamen.Zihni onun tetiklediği tehlikeleri sulara doğru yol almışken dudaklarına eğilip tıpkı onun gibi fısıldamıştı.

“Öyleyse çok fazla insan öldürmemiz gerekecek.”

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 13, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gecenin YaratıcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin