27.Bölüm {Kaderin Yol Ayrımı}

174 23 25
                                    

Kalbine saplanan ağrıyı hiçe sayarak denemeyi kabul etti Anri.

''Deneyeceğim'' deyişi acı ve keder barındırıyordu

Ona bu dünyada mutluluk veren şeyi unutmak kadar zor ne vardı? Avatarlığına bile son verirdi onun için. Ama bu ona değer miydi?

Anri gözlerini kapatıp kendini kozmik enerji dalgalarına bıraktı

''Bırak kendini Anri. Rahatla. Aklından geçen her şeyi sil ve kendini hatırla''

Gökyüzündeki yıldızların her biri gözden kaçacak cinsten hızlıca kaydığını gördü. Tom'un bedeninin görüntüsü yavaşça uzaklaştı ondan.

Unut Anri... Unut... diye geçirdi kalbinden ve aklından

Kendi ruhuna giden yol birden yok oldu ve tekrar boşluğa düşmeye başladı. Tıpkı öldüğü andaki gibi. Öldüğü anda gözünün önüne gelince dibe vurdu. Sıçrayarak uyandı.

''Yapamam. Üzgünüm'' dedi titreyen bir sesle

Gitmek üzere ayaklandı. Hava bükerek tapınağın çatısının en ucuna kondu

''Anri?'' diye haykırdı arkasından guru

''Şimdi gidersen bir daha Avatar haline giremezsin''

Gurunun sözü üzerine olduğu yerde kısa bir süre kök salan Anri ardına bile bakmadan tapınağın çatısından hava bükme yardımıyla aşağı indi. Üzerine hava bükücü kıyafetlerini geçirip Appa'ya bindiği gibi göğe yükseldi.

Kaderinin yol ayrımındaydı. Ya Tom ya da dünyanın dengesi. İki zor seçenekten hangisi doğru seçimdi?

Appa'nın kafasının üzerinde otururken dizlerini karnına çekti Anri. Kederle boynunu büktü

''Yapamadım Appa. Sence sevdiğini dünyanın dengesine tercih etmek ne kadar doğrudur?''

Appa kocaman ağzını açıp cevap verdiğini belirtmek ister gibi ses çıkardı.

''Sende bilmiyorsun değil mi? Bu bir kader mi?'' derken neredeyse ağlayacaktı

''Biliyorum o beni asla sevmeyecek. Nefret ediyor benden. Kanlı bıçaklı düşmanız birbirimize. O beni öldürdü, ama ben onun beni sevme ihtimalini düşündükçe yeniden öldüm. Şimdi yeniden öldürse Avatar döngüsünün son bulması zerre umrumda değil. Bana bunu demekle haklıydı. Evet Avatar'ım ama, hala küçük bir çocuğum.''

Başını dizlerinin üzerine koyup hüzünle akıp giden gözyaşlarını saklamaya çalıştı

» » »

Çok geçmeden Toph'la Zuko'nun kurduğu kamp alanına iniş yaptılar. İkisi de Anri'nin geldiğini görür görmez onu karşılamak için ayağa kalktılar

''Anri? Gelmişsin''

Evet manasında başını sallamakla yetinen Anri'nin canını sıkan bir şeyler olduğunu ilk anlayan Zuko oldu

''Neyin var? Yüzünden düşen bin parça''

Anri ateşin başına çömelip oturdu

''Başaramadım''

''Niye?'' dedi ikisi aynı anda Anri'nin yanına oturarak

''Korkarım bir daha Avatar halime giremeyeceğim'' dedi ve başını dizlerine gömüp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

Son Ölüm Yiyen →Fem! Aang vs Tom Riddle←Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin