Richie'nin gözleri eddie'yi arıyordu ama hiç bir yerde bulamamıştı. sırasına baktığında ise orada eddie'yi göremediği için huzursuzlanmıştı.
'kendimi iyi hissetmiyorum' bahanesiyle hocadan izin alıp dışarıya çıktı, bisikletine bindi, ama gideceği yer evi değildi, eddie'nin eviydi.
Umarım evindedir diye kendini umutlanıdırıyordu.
Aklından bahaneler üretiyordu.Eğer 'neden geldin?' derse
'Okula gelmedin, merak ettim'
Diyecekti. Çok soğuk kanlı bir cevap olacaktı ama aklına başka bir şey gelmiyordu.Evine varınca bisikletini kenara çekti, kapısının önünde durdu. Biran istemezsizce heyecanlandı.
Kendi yerinde zıplayarak 'tamam sakin ol richie, bunu yapabilirsin' diyordu ve kapıyı üç kere tıklattı.
açan kimse olmadı ama yine de oradan gitmedi belki evdedir düşüncesiyle parmak uçlarına çıkıp camdan içeriye baktı.
Fakat gözüne denk gelen şey. Bütün düşüncelerini unutturdu. Kalbinin paramparça olmasına neden oldu.Eddie harap olmuş bir şekilde koltukta yatıyordu. Ağladığı gözleri'nin ve burnu'nun kızarıklılığın dan belli oluyordu. Saçı dağılmıştı.
Richie kendini suçlu hissetti ama o ona ne yapmıştı ki diye düşünürken dayak yemesine sebep olmuştu.
Bu sefer bir kaç kez daha kapıya vurdu.
Diğer yandan eddie'nin kalbin de başka şeyler vardı, böyle bir varlığı sevdiği için kendine lanet etti.
Eddie kapının sinir bozucu sesinden irkildi ve koltuktan biraz doğrulduğunda hala kapıyı zorla çalıyordu. Kapıya doğru ilerlediğinde kapıyı açar açmaz kendisini richie'nin kollarında buldu. Ne olduğunu bir kaç saniye anlamamıştı. Fakat o kadar zaman tuttuğu göz yaşlarını serbest bıraktı. Her şey üstüste geliyordu.
Richie ağlamaklı bir sesle
"B- ben çok özür dilerim eds. Sana bunları yaşattığım için. Bu konuda tam bir pisliğim. Beni affedermisin?"
"Affetsem ne değişecek?"
"Haklısın. Ben sürekli seni sinir ediyorum, beni affetsen yine aynılarını yaparım..."
Richie'nin kollarından kurtuldu.
"Sorun o değil! Ben seni affetsem beni sevecek misin? Hayır!"
"Eds ben seni seviyorum fakat neden böyle bir şey dedin anlayamadım"
"Boş versene. Anlamanı beklemiyorum zaten, geri zekalı. Hadi şimdi evine git"
Eddie arkasını dönüp koltuğa oturdu.
Richie'de yanına oturdu."Git dedim, seni görmek istemiyorum"
"Ama ben istiyorum"
"Sen neden hala beni önemsiyormuş gibi davranıyorsun? Okulda o kadar havalı çocuk var onlarla arkadaş olacağına benimle takılıyorsun. Ben nedenini söyleyeyim mi, çünkü sen bana acıyorsun! Ben o kadar korkak, pısırık birisiyim ki insanlar beni böcek gibi anında ezerler. Sende benim arkadaşım değil, korumam mı oluyorsun? İşine gelince arkadaş, işine gelince ezik oluyorum. Ama beni sen böyle yaptın, sen sadece bencil kibirli pisliğin tekisin. Senin gibi bir varlığı sevdiğim için lanet olsun"
Hepsini tek nefeste söylemişti. Richie orada donup kaldı. Eddie resmen 1 yıllık kinini kusmuştu. Fakat dediği doğruydu, hepsi doğruydu.
Vücuduna yavaş yavaş yayılan suçluluk duygusu kaplamıştı. O an yapabilecek en iyi ve en mantıklı şeyi yaptı. Eddie'nin dudaklarına kendikilerini bastırdı.
İkisinin de aklından geçen giden bütün her şey yok olmuştu.
Bir kaç dakika öyle kaldılar. Ne richie çekiliyor, ne de eddie itiraz ediyordu.
Hafiften uzaklaşınca eddie gözlerini kocaman açmış ona bakıyordu.Biran richie bu yaptığının ne kadar saçma bir şey olduğunu düşündü ve geri çekilerek afalladı.
"B- ben çok özür dilerim. Ben gitsem iyi olucak"
Eddie'de ayağa kalktı ve richie'nin elini tuttu.
"Hayır, gitme! Bu yaptığın şeyi... sevdim"
Eddie'nin suratına mahçup bir gülümseme yerleşti. Richie'de tatlı olduğunu düşünüp onunda dudaklarına gülümseme geldi.
Akşama doğru eddie, richie'nin bacaklarına başını koyarak yatıyor ve richie'de onu izliyordu.
Eddie'nin yumuşacık saçlarını okşuyordu. Eddie'de bundan zevk duyuyordu."Eds? Az önce bana söylediklerin o sözler hala geçerli mi?"
"Hayır, değil. Ben onları bir anlık sinirle söyledim. Sen hiç bir zaman bencil ve pislik olmadın. Benim için sadece şirin bir şapşalsın. Bu yüzden seni seviyorum"
"Bende seni seviyorum"
O richie için özel biriydi. Onu gerçekten önemsiyordu. Onu seviyordu. Hayır, bu arkadaş sevgisi değildi. Eddie'ye karşı başka şeyler hissediyordu. Eskiden bu hissi 'biranlık bir şeydi, boşver gitsin' diye geçiştiriyordu ama şu an gerçekten onu sevdiğini anlamıştı. Onun yanında kendini tuhaf, bir o kadarda iyi hissediyordu. Yaşadıkları her anda mutluydu. Onunla olmayı seviyordu, onun gülüşünü seviyordu. Ona aşıktı.
Peki ya eddie? Eddie'de richie'yi onu sevdiği kadar seviyormuydu? Yoksa sadece bir anlık bir şeymiydi?
Bunları aklından geçirirken eddie'nin dudaklarını kendisini bastırdı.
Eddie'yi koltuğa yatırdı ve kendisi üste çıktı. Dudaklarını ayırdılar fakat kendilerini ayırmadılar. Eddie'nin yanına yattı ve dudaklarını eddie'nin anlına bastırdı.
Sanki hiç ayrılmayacaklarmış gibi birbirlerine sımsıkı sarıldılar.