"Baran çekil şu kapıdan öldüreceğim o orospuyu" duyduğum sesle kapının arkasına dahada sindim bacaklarım artık beni taşıyamaz haldelerdi titriyordum kapıya sürünerek yere çöktüm.
İki haftadır her gün bunu yaşıyordum babam bana vurmaya kalkışıyordu ağabeyim elinden zor alıyordu.
Herkese karşı artık oda direnemiyordu omunda gücü bir yere kadardı ve yorulmuştu gözlerinden belliydi.
Zara'yla evlenmemişlerdi. Neden? Diye sorsam da cevabını vermekten sürekli kaçınıyordu. Ve ben her defasında içindeki kuşkularla tek başıma kalıyordum tek isteğim ağabeyimin yanlış bir şey yapıp o kızı kaçırmamasını istemekti yoksa berdel olurdu.
Ben bunlar bu anlayışlar töreler yüzüne terk etmiştim bir yerde de.
Kaşıklarımda ki müthiş acı beni artık o kadar zorluyordu ki gözlerim kapanmak için yalvarıyordu adeta Tanrı'ya.
💫💫💫
Akşam olmuştu Ezan sesinden anlaşılıyordu ayın ışığı odamı doldurmuştu çoktan.
Kapı sesi düşüncelerimden sıyrılmama neden olmuştu yavaşça örtüyü kaldırdım üzerimden kapının önüne gelerek temkinli olmaya çalıştım.
"Açan yaban gülü" diyen ses kokularımı zincirlerinin yerlerden kırıvermişti.
Kilit sesi boş odamı doldurunca irkilmiştim.
Ağabeyim hızla burnunu kahve saçlarıma gömdü bende onun boynuna göndüm toprak kokusunu almak için burnum sürttüm.
Güldü.
"Hala aradığın koku toprak kokusu mu yaban gülüm" Dedi.
Ona gülümsedim yavaşça.
"Aradığım en güzel şey" diye yanıtladım.
Oda benim gibi gülümseyerek yatağıma oturdu.
"Çok yoruldum be güzelim" Dedi yanına oturdum.
"Anlat ağabey seni yiyip bitiren şey ne" dedim.
"Güzelim, sen bana Lalezar annemin emanetisin annem bu evde ona az çektirmedi bilirim. Ama bil ki beni ve seni kardeş olarak bellettirdi.Her ne kadar analarımız bir olmadaysa aynı kanı taşıyoruz." Dedi. Gözlerim dolmuştu annemden bahsettiğinde annem kuma olarak gelmişti bu konağa babam annemi çok sevmişti ama annem beni doğurduktan sonra Doğum masasında herşeyimi kaybetmişti artık bir çocuğu olamayacaktı tabi bu Zerrin için iyiydi ne de olsa ilk hanım oydu annemin artık bebeği olamayacağı haberi gün geçtikçe yayılıyordu ben dört yaşındayken daha fazla dayanamadı ve intihar etti.
Onu bulduğum banyoyu hatırlıyordum. Daha fazla düşünmedim düşüncelerime dalga dalga yayıldı ağabeyimin sesi "güzelim buradan kaçmanın sebebi bu bağnazlıktı berdeldi töreydi aşiretti ama" sıkıntılı bir nefes aldı devam etti "artık bunlarla karşı karşıyayız" Dedi. Kaşlarımı çattım anlamaya çalışırken.
"Açık de ağabey" dedim sıkıntılı bir nefes alarak konuştu "Kan davası" Dedi. Elim hızla açılan ağzıma gitti "hıh" sesi çıkmıştı bile parmaklarımın arasından kayarak.
"N-ne kanı ne davası ağabey yoksa ?" Dedim düşündüğüm şey olmasını istemiyordum ağabeyim ölebilirdi ölmese bile öldürdüğü adamın oğlu onu öldürüdü yada ağabeyimin doğmayan oğlunu bu böyle yıllarca sürer giderdi.
Korkunç...
Ağabeyim ellerini yanaklarımı yerleştirdi ve konuştu , "Seni herşeyden çok ama çok sevdiğimi bil Zara'ya da onu diğer tarafta bulup herşeyim olacağına söz verdiğimi söyle ben yüzüne bakmam" Dedi.
"Ağabey başka yolu yok mu!?" Dedim korkuyu iliklerime kadar hissederken sesimin çatlak çıkmasını umursamadım.
"Yok güzelim" Dedi ağabeyim çaresizlik tınıları ilmek ilmek işlenmişti sesine sanki.
"Olmalı" diye direttim. Bir yolu olmalıydı değil mi ? Böyle olamazdı her kötü seçenek bir de iyi seçenek bırakırdı yanında.
"Aslında ..."deyip susan ağabeyimi ikinci kez hayata tutunan bir hasta gibi umutla bekledim.
"Aslında?" Dedim aynı umutla.
"Bunu Berivan'a yada sana yapamam" Dedi ağabeyim.
Onun için herşeye razıydım Berivan'ı bilmem ama ben kendimi bile onun için feda ederdim.
"Ağabey benim ne annem vardı ne babam evet biyolojik olarak bardı ama bir gün bana sarılmadı bir gün yaban gülüm deyip koklamadı saçlarımı elleri gezinmedi yüzümün zerresinde mavi gözlerime hayranlıkla bakmadı harlarımla yanlışlarıma karşı durmadı benimle hep karşıda kaldı o kafamı çevirdiğimde yere düştüğümde bana el uzatan orda olan sadece sendin" dedim nefes alarak devam ettim sözlerime " Yani anlayacağın senin için ölürüm de öldürürümde!" Dedim .
Ağabeyim beni dikkatle izliyordu Kaya kadar sert duruşumla taviz germeyen gözlerimle irisinin her bir tonuna kadar bakıyordum.
"Gel buraya yaban gülü" diyerek kollarını bana saran ağabeyimin göğüsüne gömdüm kafamı.
💫💫💫Tek çözüm Berdeldi.
Yollarca kendimi sakındığım şeye bile bile gönlüm isteye isteye razı gelmiştim karşında kim olursa olsun du.
Babam içeride aşiret ağalarıyla Berivan'ı vermemek için pazarlığa oturmuştu beniyse çoktan gözden çıkarmıştı.
"Bunu yapmak zorunda değilsin" diyen ağabeyimin sıcak kolları belimi sarmıştı bile arkamdan.
Önümü dönerek sarıldım ona "Zorunda değilim ama istiyorum" dedim.
"Bir şartla" ağabeyim ağzımdan çıkan tek bir söze bakıyordu sanki.
"Zara'yla çocuğun adını ben koyacağım"Dedim gülümseyerek. Gülümsedi " Güzelim boşver bunları sen bana açıkla İstanbul'da ne oldu" Dedi aklıma düşen yeni farkettiğim şeyle düşüncelerim düşüşe geçti.
Ben bakire değildim ki.
Berdel geçersiz olurdu.
Babamın sesi ikimizi de böldü "Baran!" Ağabeyim hızla babama doğru adımladı bense hala düşüyordum.
Bu çukurdan çıkarmayacağım kesindi...
💫💫💫
Sınır:5vote
Oylarınızı bekliyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Dokunma
Teen FictionTesadüfler Aşkı çağırır derler inanır mısın? o zaman bu hikayede inanacaksın. Berdel hikayesi tarzında ama klasik konu değil❣️ 💫💫💫 Tanımadığım bir adamla uyandığım bir sabahla kararmıştı hayatım aslında adam yoktu ortalıkta ama izleri kalmıştı. ...