$23

4.3K 315 187
                                    

mingi: Taehyung bir hafta içinde üç kez ınstagrama girdiğini biliyorum artık saklanma.

mingi: Ne çok kaçıyorsun sen gerçeklerden.

mingi: Hep böyle mi yapacaksın?

mingi: Seni her kırdığımda, üzdüğümde bu şekilde mi davranacaksın?

mingi: Her, istediğini elde edemediğinde böyle mi davranıyorsun?

mingi: Hoşlanıyorum senden işte bunu mu istiyorsun?

mingi: Sana yalvarmamı mı bekliyorsun?

mingi: Ben çabuk sıkılan biriyim Taehyung.

mingi: Böyle devam edersen ben sıkılırım ve umursamam artık.

mingi: Ben senin peşinden koşabilecek bir yapıya sahip değilim.

mingi: Saçma sapan şeyler için de üzme kendini.

mingi: dm den sana iğrenç dediklerini, ibne dediklerini, bunlar olmasa bile seni yanıma yakıştırmadıklarını söylediklerini biliyorum.

mingi: İki insan birbirini sevdikten sonra gerisinin ne önemi var ki.

mingi: Her şeyi öğrendim Taehyung. Hosoek'un sana yaptıklarını öğrendim.

mingi: Eminim ki bunlar olmasaydı sizin ilişkiniz devam ederdi.

mingi: Bana mı güvenmiyorsun anlamıyorum ki.

mingi: Tamam senin kadar ben de nazlandım.

mingi: Ama ben kaçmadım Taehyung. Ben hiçbir zaman kaçmadım.

mingi: İtiraf ediyorum. O gün Jungkook'la Jimin içeri girmeseydi beni öpmene izin verecektim. Ciddiyim.

mingi: Dediğim gibi ben korktum ama kaçmadım.

mingi: Yanlış yaptım. Seninle oynuyormuş gibi gözüktüm ama...

mingi: Gün geçtikçe sana kapılıyordum işte.

mingi: Aslına bakarsan ben de senin geçici bir hefesle bana yaklaştığını düşündüm.

mingi: Şirket içinde o kadar fazla Hoseok'la dedikodun çıkmıştı ki onu kıskandırmak için bana yaklaştığını zannettim.

mingi: Ama sen bazen bana öyle güzel bakıyordun, öyle güzel gülüyordun belirsizlik içinde kaldım durdum.

mingi: Jimin'le Jungkook ne zaman biraraya gelseler ben de onların yerine seninle ikimizi koymadan duramıyordum.

mingi: Her zaman kendime senden hoşlanmadığımı söylüyordum.

mingi: Bu yüzden de sürekli seni üzüyordum işte.

mingi: Özür dilerim Taehyung.

mingi: Başka bir şey söylemeyeceğim.

taetae: Yoongi.

taetae: Ben ne söyleyeceğimi bilemiyorum.

taetae: Evet kaçıyorum çünkü ne yapacağımı bilemiyorum.

taetae: Sana ne söylersen belki saçma ve yanlış kaçacak o yüzden sadece birkaç şey söylemek istiyorum.

taetae: Seni seviyorum Yoongi.

taetae: Sena Hoseok için yanaşmadım.

taetae: Gerçekten egeci bir şeysin öyle çok dikkatimi çekiyordun ki delirecek gibi hissediyordum.

taetae: Ellerin zaten.

taetae: Neyse şu an ki durumun içinde o konulara giremem.

taetae: İşte böyle daha fazla ne söyleyebilelim bilmiyorum.

taetae: Bu şekilde olmak zorunda değildi. Bu kadar uzamak zorunda değildi.

taetae: Özür dilerim ben de.

taetae: Nasıl davranabileceğimi kestiremedim.

taetae: Yoongi semelik görevi olarak.

taetae: Benimle çıkar mısın?

mingi: Semelik görevi mi?

mingi: Seme olduğunu sana düşündüren ne velet?

taetae: Minikliğin tabii ki.

mingi: Hadi be oradan.

mingi: Neyse sen daha fazla şey etmeden olayı ben devralayım.

mingi: Semelik görevi olarak.

mingi: Benimle çıkar mısın?

taetae: Olur.

mingi: Bu kadar mıydı yani her şey?

taetae: Evet.

mingi: Yanına geliyorum o zaman.

taetae: Bekliyorum bebeğim. ;)

taetae: Ayrıca seme benim.

mingi: Yanına gelince gösteririm ben sana seme kimmiş ;)

love is loveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin