mingi: Taehyung bir hafta içinde üç kez ınstagrama girdiğini biliyorum artık saklanma.
mingi: Ne çok kaçıyorsun sen gerçeklerden.
mingi: Hep böyle mi yapacaksın?
mingi: Seni her kırdığımda, üzdüğümde bu şekilde mi davranacaksın?
mingi: Her, istediğini elde edemediğinde böyle mi davranıyorsun?
mingi: Hoşlanıyorum senden işte bunu mu istiyorsun?
mingi: Sana yalvarmamı mı bekliyorsun?
mingi: Ben çabuk sıkılan biriyim Taehyung.
mingi: Böyle devam edersen ben sıkılırım ve umursamam artık.
mingi: Ben senin peşinden koşabilecek bir yapıya sahip değilim.
mingi: Saçma sapan şeyler için de üzme kendini.
mingi: dm den sana iğrenç dediklerini, ibne dediklerini, bunlar olmasa bile seni yanıma yakıştırmadıklarını söylediklerini biliyorum.
mingi: İki insan birbirini sevdikten sonra gerisinin ne önemi var ki.
mingi: Her şeyi öğrendim Taehyung. Hosoek'un sana yaptıklarını öğrendim.
mingi: Eminim ki bunlar olmasaydı sizin ilişkiniz devam ederdi.
mingi: Bana mı güvenmiyorsun anlamıyorum ki.
mingi: Tamam senin kadar ben de nazlandım.
mingi: Ama ben kaçmadım Taehyung. Ben hiçbir zaman kaçmadım.
mingi: İtiraf ediyorum. O gün Jungkook'la Jimin içeri girmeseydi beni öpmene izin verecektim. Ciddiyim.
mingi: Dediğim gibi ben korktum ama kaçmadım.
mingi: Yanlış yaptım. Seninle oynuyormuş gibi gözüktüm ama...
mingi: Gün geçtikçe sana kapılıyordum işte.
mingi: Aslına bakarsan ben de senin geçici bir hefesle bana yaklaştığını düşündüm.
mingi: Şirket içinde o kadar fazla Hoseok'la dedikodun çıkmıştı ki onu kıskandırmak için bana yaklaştığını zannettim.
mingi: Ama sen bazen bana öyle güzel bakıyordun, öyle güzel gülüyordun belirsizlik içinde kaldım durdum.
mingi: Jimin'le Jungkook ne zaman biraraya gelseler ben de onların yerine seninle ikimizi koymadan duramıyordum.
mingi: Her zaman kendime senden hoşlanmadığımı söylüyordum.
mingi: Bu yüzden de sürekli seni üzüyordum işte.
mingi: Özür dilerim Taehyung.
mingi: Başka bir şey söylemeyeceğim.
taetae: Yoongi.
taetae: Ben ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
taetae: Evet kaçıyorum çünkü ne yapacağımı bilemiyorum.
taetae: Sana ne söylersen belki saçma ve yanlış kaçacak o yüzden sadece birkaç şey söylemek istiyorum.
taetae: Seni seviyorum Yoongi.
taetae: Sena Hoseok için yanaşmadım.
taetae: Gerçekten egeci bir şeysin öyle çok dikkatimi çekiyordun ki delirecek gibi hissediyordum.
taetae: Ellerin zaten.
taetae: Neyse şu an ki durumun içinde o konulara giremem.
taetae: İşte böyle daha fazla ne söyleyebilelim bilmiyorum.
taetae: Bu şekilde olmak zorunda değildi. Bu kadar uzamak zorunda değildi.
taetae: Özür dilerim ben de.
taetae: Nasıl davranabileceğimi kestiremedim.
taetae: Yoongi semelik görevi olarak.
taetae: Benimle çıkar mısın?
mingi: Semelik görevi mi?
mingi: Seme olduğunu sana düşündüren ne velet?
taetae: Minikliğin tabii ki.
mingi: Hadi be oradan.
mingi: Neyse sen daha fazla şey etmeden olayı ben devralayım.
mingi: Semelik görevi olarak.
mingi: Benimle çıkar mısın?
taetae: Olur.
mingi: Bu kadar mıydı yani her şey?
taetae: Evet.
mingi: Yanına geliyorum o zaman.
taetae: Bekliyorum bebeğim. ;)
taetae: Ayrıca seme benim.
mingi: Yanına gelince gösteririm ben sana seme kimmiş ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love is love
Fanficaşk aşktır, sevgilim. seni istediğim kadar kimseyi istemedim. min yoongi & kim taehyung| ©muudita 2018