———
Herkesin hayatında her şeyin ters gittiği bir dönem olurdu. Ben de sanırım bu dönemimdeydim. Bana göre hiç olmaması gereken şeyler yaşamıştım. Bir baba oğlunu bu kadar kolay silip atmamalıydı ama olmuştu. Babam her şeyimi elimden almıştı. Cebimde beş kuruşum yoktu. Annem para vermeyi teklif etmişti ama kabul etmemiştim. Bir şeyler değişecekse tamamen değişmeliydi. Ailemden er geç ayrılacaktım. Bu tarih sadece öne çekilmişti. En azından ben kendimi böyle avutuyordum.
Şimdi Merihle taksinin arka koltuğunda oturmuş yeni okuluma gidiyorduk. Dertli olduğumu belli eder bir şekilde camdan dışarı bakıp hiç konuşmuyordum. Merih ruh halimin hiç de iyi olmadığının farkındaydı. Ona belli etmemeye çalışıyordum ama elimden çok bir şey gelmiyordu. Biliyordum. Kendisini suçluyordu. Ne olursa olsun da suçlamaya devam edecekti. Onun da suskunluğu bu yüzdendi. Suçluluk hissiyle boğuşuyordu.
Sessiz geçen yolculuğun ardından okulumun önünde durduk. Merih'e döndüm. Onun da bakışları bendeydi. İkimizde neşemizi kaybetmiştik. Babam bizi ayıramamıştı ama aramıza nedensiz bir soğukluk girmişti ve bu durum bir haftadır böyleydi.
Taksiciye bir bakış atıp bize bakmadığına kanaat getirince kollarımı sevdiğimin boynuna doladım. Gün içinde ondan ayrılacak olmam çok kötüydü. Tamam, diğer okulumuzda da çok konuşmuyorduk ama en azından yüzünü görüyordum. Şimdi onu da yapamayacaktım.
"Seni çok seviyorum." Kulağına doğru fısıldadım.
Boynuma minik bir öpücük kondurup derin bir nefes aldı. Kokumu içine çekiyordu. Böyle bir adam bana seni seviyorum cümlesini kurmasa da olurdu. Her hareketinden aşk akıyordu.
"Seni seviyorum." diye fısıldadı o da.
Kollarımı ondan çekip yüzlerimizi karşı karşıya getirdim. İkimizde zoraki bir şekilde gülümsedik. Elimi çenesine yerleştirip baş parmağımı dudağında dolaştırdım. Sonra da kendi dudağıma dokundurdum. Bu sefer gerçekten gülümsedi. Hem de öyle bir gülümsemeydi ki bu, gülüşüne ağlayabilirdim.
"Şimdi sen beni öpmüş mü oldun?" dedi sesine yansıyan gülüşüyle. Bu beni de gülümsetti. Mutsuzluğu üzerimizden atmalıydık.
"Sen de yapabilirsin." deyip elini yukarı kaldırdım. Parmağını dudağımda dolaştırıp kendi dudağına dokundurdu. Sonra elini elime yerleştirdi.
"Gençler inmiyor musunuz?" Taksicinin hafif sinirle söylediği cümleyle ellerimizi birbirinden ayırdık.
"Kusura bakmayın." deyip Merih'e son kez gülümseyerek aşağı indim. Araba hemen hareket etti. Saçma bir şekilde lisenin bitmesine aylar kala okul değiştirmiştim ve bu durum biliyordum ki beni çok zorlayacaktı.Okulun kapısından içeri girip ikinci kattaki sınıfımı buldum. Şimdi gidip müdürle falan hiç uğraşamazdım. Sınıftan içeri girdiğim gibi tüm kafalar bana döndü. Okula yeni gelen tip her zaman merakla karşılanırdı. İlk önce ad sorulur ama bu nezakettendi çünkü önceden listeden gelecek kişinin adına bakılmıştır. Sonra hangi okuldan geldiği, neden geldiği falan sorulurdu. Ve evet ilk kişi yanıma adımlamıştı.
Turuncu saçlı bir kız yanıma gelip bana elini uzattı."Hoşgeldin. Ben Mine. Bak en arkada yer boş oturabilirsin orada." diyerek işaret parmağıyla sırayı gösterdi.
"Hoşbuldum teşekkür ederim." deyip gösterdiği sıraya ilerledim. Kız da peşimden geldi.
"Bir sorun olursa sınıftan istediğin kişiyle konuşabilirsin. Herkes sana yardımcı olur." dedi Mine ve bana gülümseyip sıramın çaprazındaki sıraya oturdu.
Arkadaş canlısı biriyle karşılaşmıştım ama benim bu birkaç ayda kimseyle arkadaş olmaya niyetim yoktu. Liseyi bitirip buralardan gitmek istiyordum. Ve bunu Merihle yapmak. İstediğim tek şey oydu. Onsuz her yer benim için sıkıcıydı. Gözümü sınıfta dolaştırırken cebimdeki telefonumun titremesiyle telefonu açtım. Mesaj Merihtendi.
Merih : Sınıfında mısın?
Aksel : Evet şu an sıramda oturuyorum.
Aksel : Keşke yanımda olsaydın.
Aksel : Şöyle omzuna yaslanıp huzurla dolardım.
Merih : Omzum emrinizde.
Aksel : Ama seni sekiz saat göremeyeceğim.
Merih : Sen bana bu kadar bağlı mıydın ya?
Aksel : Evet sana çok bağlıyım.
Aksel : Sensiz bir dakikam geçsin istemiyorum.
Merih : Geri dönüp yanına gelmemi mi istiyorsun?
Aksel : İstesem gelecek misin?
Merih : Biraz zor.
Merih : Hem daha yeni ayrıldık.
Aksel : Banane ben seni istiyorum
Merih : Küçük bir çocuk gibisin.
Aksel : Öyleyim hadi gel beni mutlu et
Merih : Seni mutlu edeceğim.
Aksel : Zaten ediyorsun ama off neyse
Aksel : Bence de çocukluk yapmamalıyım.
Aksel : Evde görüşürüz artık.
Merih : Görüşürüz.
———
Bölüm hem kısa hem de kötü biliyorum ama ciddi ciddi ilham kaçtı yazamıyorum yemin ederim yazamıyorum.
İlham geri gel.
Bb.
Ha bir de sizi seviyorum💜
🐘🔸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çıkışta Bekle [boyxboy•texting]
Krótkie Opowiadania"Herkese güvenme demiştim. En güvenilmez ben olduğum halde."