7. Bölüm

55 2 2
                                    

"Ya sen manyak mısın ne işin var burda hırsız gibi evime giremezsin"

"Bitti mi?"

"Evet. Şimdi neden geldiğini söyle"

"Çok safsın be kızım senin için geldim telefondan sonra öylece duramazdım"

Beni merak etmişti öyle mi? Hah. Giray. Beni. Önemsiyor. Vuhuuu. Hayır yani çocuğa karşı birşey hissettiğimden değil ama böyle ultra yakışıklı birinin önemsemesi tabiki de fazlasıyla ego tatmin ediyor.

"Sen beni merak mı ettin? Bu yüzden mi geldin?"

"Evet" bunu adeta bir fısıltı gibi söylemişti. Nefesini bana vererek.

Gözümü kırpıştırarak ona baktım. Şaşırmıştım çünkü. Birinin beni önemsemesi pek karşılaştığım bir durum değildi. Genelde ben insanları düşünürdüm. Ben herkesi önemserdim ve genelde umurlarında olmazdı. Öyle mal mal yaşayıp giderdim. Bu benim için ilk sanırım.

Beni yorganın altına sokup kendi yatağın üzerinde oturmaya devam etti.

"Artık gidebilirsin. Teşekkür ederim."

"......."

"Hey orda mısın ? Dünyadan giraya dünyadan giraya"

"Efendim?"

"Dalıp gittin iyi misin?"

"Tatlı bir kıza bakmak iyi hissettirir tabiki de" deyip göz kırptı. Bu beni daha mal gibi bakmamı sağlamıştı.

O tebessüm edip bana doğru yaklaşırken ben hala yorganın altından ona şaşkınça bakmaya devam ediyordum. Daha ben birşey anlamadan giray hızlıca eğilip tek eliyle bir yanağımı üstünde tutup ben yavaşça öptü. İstemsiz bir şekilde gözümü kapatmıştım ama hiç tepki vermemiştim. Açıkçası nasıl tepki vereceğimi de bilmiyordum. Bana yıl gibi gelen saniyelerden sonra giray yavaşça kafasını kaldırıp bana tebessümettikten sonra camdan tekrar dışarı çıktı. Şu son bir saat içinde neler yaşadığımı algılayamıyordum. Herşey çok ani bir şekilde olmuştu. Dayımın odama girip tehdit etmesi, girayın odama hırsız gibi dalması ve o öpüşü...

O kadar yorgundum ki bunları ayrıntısıyla düşünmeyi daha sonraya bırakacaktım. Tam uykuya dalmaya hazırlanırken aklıma gelen şeyle yerimden fırladım.

Nasıl bu kadar unutkan olabilirim ki? Yarın kuzenimin nişanı var ve ben neler yapıyorum ya kendimden utandım. Aferin kızım aferin merve böyle mal kafa olmaya devam et.

Hemen dolabımı açıp ankara'dan getirdiğim elbiseyi çıkartıp şöyle bir baktım. Evet çok güzel seçmişim gerçekten elbisemi. Fuşya rengi dantelli elbisemi mağazada ilk gördüğümde almam gerektiğini biliyordum. Biraz günlük kıyafet havası vardı fakat rengi ve benim üzerimde duruşu gayet iyiydi. Kıyafetimi koltuğun üzerine özenle koyduktan sonra kutudan ultra dolgu topuk ayakkabılarımı da koltuğun dibine koyduktan sonra çantamdan takı kutumu çıkardım. Metal rengi bir kaç bilezik-bileklik tarzı şeyleri de elbisenin üzerine koyduktan sonra yatağa nefesimi vererek oturdum. Düz olan saçlarımı sabah mi düzleştirsem yoksa kuaförde maşa mı yaptırsam diye düşünürken aklıma annemin zorla aldırdığı bigudiler geldi. Banyoya girip saçımı yıkadıktan sonra başımda havluyla odamda duran çantalara bakarak bigudileri aradım. En son aradığım çantada paketiyle birlikte bulunca havlumu çıkartıp elimle biraz kuruladıktan paketteki bigudileri çıkartıp özenle sardıktan sonra shower cap denilen başlığı başıma takıp yatağıma yattım. Saat geç olmuştu ve sabah erken kalkacaktım. Ne kadar güzel!

Herşey hazır olduğuna göre artık kendimi uykunun derinliklerine birakabilirdim.

Giray'dan

Dayısının sesi beynimde tekrar edip duruyordu. Normalde yanımda biri öldürülse umursamayan ben ikizim yüzünden bu kıza karşı vicdan azabı çekiyordum. Kızın saf ve tatlı bir yüzü olması ona yardım etmemi kolaylaştırıyordu neyseki. Duşta olan ikizime evden çıkacağıma dair bir kaç şey zırvaladıktan sonra odamdaki lacivert tişörtümü giyip evden çıktım. İmpalama binmekten son anda vazgeçip kapının önündeki motoruma atladım. Dayısının birşey yapmayacağını ben de biliyordum fakat tehdit amaçlı canını yakma olasılığı vardı.

UzaktanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin