4. Bölüm - Kahvaltı

192 9 1
                                    

Ertesi gün alarmımın çalmasıyla uyandım.Yataktan sürünerek çıktım ve tuvalete gittim.İşlerimi bitirdikten sonra hemen üstümü giyindim ve mutfağa indim. Büyük bir hevesle buzdolabını açmıştım ve karşımda gördüğüm görüntü ile kendimi ağlamamak için zor tutum.Boştu,içinde hiç bir şey yoktu.Tabi dün öküz komşum ve göbekli amca ile uğraşmaktan alışverişe gidememiştim.Buraları da bilmiyorum nereye gidip yiyecek bir şey alıcam been.Karnım guruldamaktan senfoni orkestrasına taş çıkaracak duruma geldi.Karın guruldamalarımın eşliğinde düşünmeye çalıştım.Aklıma gelen en son çare yan komşuma sormak oldu.Sabah sabah onunla da muhattap olmak istemiyorum ama baska çarem yok.Ayakkabımı hızlıca giydim ve evden çıkıp yan eve doğru yürümeye başladım.Zile bastım ve kapıyı açmasını bekledim.

"Günay-" sözümü bile tamamlayamadım çünkü gıcık komşum kapıyı üstsüz bir şekilde açtı.

"Sanada günaydın BÜCÜR "Allahım bu çocuğu sana havale ediyorum.

"Birincisi bana BÜCÜR deme diye kaç kere daha söylemem gerek? İkincisi ve asıl gelme nedenim ise biliyorsun buraya daha dün taşındım ve etrafta yiyeecek satan bir yer var mı diye sana sormaya geldim."

"Bu saatte hiçbir yer açık değildir.Uff gel içeri birlikte kahvaltı yapalım sonra gelir beni birkaç kere daha rahatsız edersin hem kahvaltı ederken anlatırım buraları böylece rahatsız etmen için bir sebep kalmaz BÜCÜR"

"Pardon rahatsız ettiysem gider kendim bulurum GICIK" dedim ve tam arkamı dönmüş gidiyordum ki bir el kolumu tuttu ve beni kendine doğru çevirdi.O an kendimi onun vücuduna yapışmış halde buldum ve Rüzgarın masmavi gözleri benim bal rengi gözlerime bakıyordu.Birkaç saniye sonra ikimizde aynı anda hamle yaptık ve geri çekildik. Rüzgar içeri geçmem için kapıyı iyice açtı ve geri çekildi.İçeri girdiğim an gözlerim yuvalarından çıkacaktı.Çöşş.Her zamanki Bahar olarak boş boğazlılık ettim ve

"Burada 1. Dünya Savaşı falan mı çıktı ? Yoksa bu kadar dağınık mı yaşıyorsun?"

"Hayır BÜCÜR bir misafirim vardı o yüzden etraf dağınık" Ne yani Rüzgar'ın sevgilisi mi vardı.

"Ben lavoboya gitsem ıyı olucakta ne tarafta?"

"Yukarıda soldaki ilk kapı"

"Teşekkürler" dedim ve merdivelere doğru yürüdüm. Oha ama burada bile kıyafet var.Tam yukarı çıkıcaktım ki yanlışlıkla bir kıyafetin üstüne bastım ve ayağım kaydı.Tam yere yapışıcaktım ki Rüzgar beni tuttu.

"İyi misin Bahar?"

"İyiyim saol sen olmasaydın muhtemelen yere yapışıcaktım" dedim ve gülümsedi.Oha gamzesi vardı.Ve çok güzel bir gülümsemesi.İç sesim yine herşeye burnunu sokmak zorundaymış gibi "Ayy! bu çocuk çok tatlı kızz." dedi.İç sesimin gereksiz yorumundan sonra hala aynı pozisyonda ve birbirimizin gözüne bakıyor olduğumuzu fark ettim.

"Ben mutfağa gidip birşeyler hazırliyim" dedi ve bende kalktım ve yukarı çıkmaya devam ettim.

"Dikkat et bu sefer yetişemeye bilirim "dedi ve göz kırptı.İç sesim "Oha TAŞ KAYA METEOR" diye yorumda bulundu.Ben niye hiç bir zaman iç sesimle aynı fikirde olamıyorum.

Tuvaletten çıktıktan sonra aşağı indim ve mutfağa doğru ilerledim içeri girince gözlerime inanamadım.Rüzgar çok güzel bir kahvaltı masası hazırlamıştı.

"Yardıma ihtiyaç var mı?" diye sordum

"Gerek yok zaten neredeyse bitti" dedi ve elindeki tabağa son pancakei de koydu.Masaya pancakeleri getirdi ve karşıma oturdu.

"Anlat bakalım BÜCÜR neden buraya taşındın?"

"Lütfen artık bana bücür deme biz aynı yaştayız" dedim

"Tamam kızma Bahar "dedi ve ardından

"Eee seni dinliyorum" diye ekledi.

"Bodrum'da yaşıyordum üniversite için buraya geldim" dedim

"Hangi üniversiteye gidiyorsun Rüzgar?" diye de ekledim.Ama sormaz olaymışım. Aynı üniversiteye gidiyoruz!

"Hangi bölüme gidiyorsun ?"

 "Felsefe  sen?"

Rüzgarın yüzünü anlam veremediğim şaşkın bir ifade kapladı ve

"Bende" diye cevap verdi

Ohh Mayy Gad

Bahar RüzgarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin