Bahar'ın Ağzından
Büyük Ada'ya gitmek için vapur iskelesine giderkenki yolda radyoyu son ses açmış bağıra bağıra şarkı söylüyordum. Rüzgar ise benim bu halime gülüyordu. sonunda iskeleye yaklaşmıştık. Rüzgar arabasını yakılanlarda bir otoparka park etti ve birlikte iskeleye doğru yürümeye başladık.
"Peki Rüzgar Bey bu ani ada gezisini neye borçluyuz."
"Hiç... bunu zaten planlamıştım aramızda gelişen olaylar olmasaydı da getirecektim seni buraya hem İstanbul'a taşınıp adalara gitmemek olmazdı."
Tam bizim ne olduğumuzu sorucaktım sonuçta beni öpmesinden sonra bana çıkma teklif etmemişti ama İskeleye gelmemizle bu girişimim son buldu. Birlikte vapura bindik ve Büyük Adaya doğru yola çıktık. Vapur birkaç adada daha durduktan sonra sonunda Büyük Ada'ya gelebilmiştik. Akşam olmasına rağmen herşey çok güzeldi.
"Eee Rüzgar Bey şimdi ne yapıyoruz?"
"Şimdi kalıcağımız otele gidiyoruz Bahar Hanım."
Birbirimize hitap şeklimiz ikimizide güldürmüştü. Biraz yürüdükten sonra bir faytona bindik ve Rüzgar kalıcağımız yerin adresini verdi. Çok geçmeden kalıcağımız eve ulaşmıştık. Adama parasını ödedikten ve eşyalarımızı aldıktan sonra evin içine doğru yürümeye başladık.
"Rüzfar burayı nereden buldun?"
"Bir arkadaşıma burada nerede kalabileceğimizi sormuştum oda hiç yer aramayın benim evimde kalın dedi bende kabul ettim."
Bana cevap verdikten hemen sonra kapıyı açtı ve içeri girdik. Rüzgar ışıkları açtıktan sonra evin bildiğin saray yavrusu olduğunu gördüm. Rüzgar'ın aarkadaşı acaba mafya falan mıydı? ÇÜnkü böyle bir ev için tam bir servet gerekli. Ben eve şaşkın şaşkın bakarken Rüzgar yanıma geldi ve bana sarıldı.
"Beğendin mi?"
"Tabiki beğendim bu evi beğenmeyen taş olur ya"
Dediğime karşı küçük bir kahka attı.
"Gel bücür evi gezelim"
"Ama bunu atlattık sanıyordum been"
"Hadi " dedi ve elimden tutarak beni üst kata çıkardı. Üst katta 4 tane oda ve iki banyo vardı. En üst katta kocaman bir teras vardı ve deniz görüyordu. Terasa çıktım ve kenarına yaklaştım. Manzaranın tadını çıkarıyordum OHH MAY GAD aşağıda kocaman bir havuz vardı. Kendime bikinimi getirmediğim için lanet ediyordum ki arkadan belime dolanan eller ile şaşırdım.
"Rüzgar baksana manzara ne kadar güzel"
"Benim şuan sahip olduğum manzara dünyanın en güzel manzarası." dedi ve dediğine karşı ona döndüm.
"Senden daha güzel bir manzaram olamaz Bahar. Sen benim için en güzelsin."
"Utandırıyorsun beni." dedim ve koluna şakadan vurdum.
"Acıdı ama." dedi ve dudaklarını büzdü.
"Açım ben." dedim. İç sesim yine olaya dahil oldu "Sen tam bir heyvansın Bahar çocuk o kadar romantik şeyler söylüyor sen AÇIIIM BEEN anın içine ettin gerizekalı. Bütün romantizmi bozdun. Aferin böyle devam." dedi. Sen ne karışıyon iç ses ben demeseydim birazdan midem gürliyecekti.
"Hadi gel mutfakta bişeyler var mı diye bakalım"
"Tamam " dedim ve birlikte aşağı indik. Saat biraz geç olduğu için makarna yapılabilecek en çabuk ve doyurucu şey olduğuna karar verdik ve makarna yapmaya başladık. Rüzgar tencereye makarnalrı koydu ve haşlamaya başladı bende o arada makarna için sos hazırlıyordum. Birkaç dakika sonra Rüzgar'ın beni izlediğini fark ettim. En sonunda ocaktan gelen ses bana olan bakışlarını aldı ve makarnayı süzdü. Bende sosu hazırlamıştım. Ben mutfak masasına doğru ilerlerken Rüzgar "Havuzun yanında da masa var istersen orada yiyelim" dedi. Bende hemen kabul ettim ve elimdeki tabaklar ile bahçeye çıktı. Arkamdan da Rüzgar çıktı ve en sonunda yemek yemek için masaya oturabilmiştik. Ben içimdeki hayvanı çıkardım ve tabağımdakileri silip sürüdüm.
"Keşke bana havuz olduğunu söyleseydin Rüzgar. Şimdi havuz bana oradan göz kırpıyor ve ben giremiyorum."
"Birincisi havuz olduğunu bilmiyordum. İkincisi zaten girebileceksin."
"Nasıl yani? Doncak giriceğimi düşünüyorsan rüyanda görürsün."
"Hayır öyle düşünmüyorum ve rüyamda çok daha fazlasını görürüm." dedi ve göz kırptı.
"Sapık!"
"Senin sapığın" dedi ve içeri girdi nolduğunu anlamadan elinde Victoria's Secret poşetiyle geri döndü. Poşeti bana uzattı ve yerine tekrar oturdu. Ben şakınlıkatn ağzım açık bir şekilde poşeti açtım ve bana bikini aldığını gördüm.Şaşkınlığım iki katına çıkmıştı. Aldığ bikiniyi poşetten çıkardım.
"Sen benim bedenimi nereden bildin?" dedim şaşkın bir şekilde.
"Sadece tahmin ettim."
"Sapık"
"Bende seni seviyorum sevgilim."
Bir dakika bir dakika bana seni seviyorum mu sevgilim demişti o. Domateslerle yarışa girmeden
"Ben bunları deneyip geliyorum." dedim.
" Benimde fikrimi almıyacak mısın ?"
"Rüzgaaar!" dedim ve ona pis bir bakış attım o da ben suçsuzum der gibi ellerini kaldırdı. Hemen yukarı çıktım ve denedim. Nasıl olduda bu çocuk benim bedenimi bildi. Çok geçmeden üstüme tavşanlı pijamalarımı giydim ve aşağı indim. Rüzgar tabakları toplamış ve mutfağı toparlıyordu. Onu kapıya yaslanarak izledim. Beni fark ettikten sonra sırıttı ve konuşmaya başladı.
"Noldu gözlerini benden alamıyor musun?"
"Sadece bensiz işleri halledebildin mi ona bakıyordum."
Şuan ölümüne yalan söylüyordum. Rüzgar işleri bitirdikten sonra salona geçti ve bende peşinden gittim.
"Sen oturadur Bahar ben üstümü değişip geliyorum" dedi.
"Tamam." dedim ve ayaklarımı sehbaya uzattım. Rüzgar birkaç adım atmıştı ki arkasını döndü.
"Bu arada tavşanlı pijamaları unutmamışsın." dedi ve koltukta duran yastıklardan birini aldım ve ona doğru attım o da koşarak merdivenlerden çıktı ve üst kattan "ISKAA" diye bağırdı. Birkaç dakika sonra altına bir eşofman ve üstüne birşey gelmeden geldi. Ne? Yine mi üstünde birşey yoktu. İç sesim "Ne halinden şikayet ediyon ne güzel yunan tanrısı gibi çocuğu bulmuşsun kendini düşünmüyorsan beni düşün azıcık gözüm gönlüm açılsın." dedi tamam iç ses senin şuan kendinde olmadığını düşünüyorum ve seni ciddiye almıyorum.
"Sen üstüne birşey giymezmisin " dedim
"Hayır böyle uyuyorum" diye cevap verdi ve yanıma oturdu. Elini omzuma attı ve beni kendine doğru çekti ve dudaklarıma küçük masum bir öpücük kondurdu.
"Yarın ne yapmayı planlıyoruz?" diye sordum.
"Süpriz olsun" dedi ve bana daha da sıkı sarıldı. Yaklaşık 1 saat kadar televizyon izledik aslında ben televizyon izledim Rüzgar beni izledi. Yukarı odama çıkmak için ayağa kalktım.
"İyi geceler" dedim tam arkamı dönmüş gidiyordum ki bir el kolumu tuttu.
"Bahar bu gece birlikte uyusak "
"Neden?"
"Nedenini sana sonra anlatırım ama lütfen şimdi benimle uyu."
Onu başımla onayladım ve birlikte onun eşyalarının olduğu odaya gittik. İkimizde yatağa uzandık ve Rüzgar elini belime koyup beni kendine daha çok çekti. Sanki kaçıcağımdan korkuyor gibiydi. Neden birlikte uyumak istediğini daha sonra kesinlikle soracaktım.
"Birşey unuttum." dedi ve dudaklarıma eğildi. Onun pembe dudakları benimkiler ile buluştu.
"İyi geceler öpücüğümü almadan uyuyamazdım" dedi. Ona gülerek karşılık verdim.
"Daha önce sana sapık olduğunu söylemiş miydim?"
"Hımm galiba" dedi ve ikimizde gülmeye başladık. Daha sonra beni kendine daha çok yaklaştırdı ve bana sıkıca sarıldı. Saçlarıma küçük bir öpücük kondurdu ve kokumu içine çekti. Onun kokusuyla uykuya daldım ama aklımda hala neden böyle birşey istediği vardı...
Multide Rüzgar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bahar Rüzgarı
Ficção Adolescente7 yaşındayken babasını iş kazasında kaybeden Rüzgar'ın annesi,onu babası öldükten birkaç ay sonra yalnız bırakmıştır.Bunun üzerine Rüzgar çocukluğunu yetiştirme yurdunda geçirmiştir.Kaba,havalı,yakışıklı ve aynı zamanda büyük bir şanslılıktan dolayı...