Acı,Endişe,Mutluluk

501 24 1
                                    

Yağmur yağmaya devam ediyordu. Ceylin,Kıvanç ve Bülent ise yağmurdan kaçmaya çalışırken yağmura yakalanmışlardı. Onlara doğru koştum. Yanlarına geldiğimde Bülent bayılmıştı. Tüm kıyafetleri ve saçı ıslanmıştı. Bülent neden bayılmıştı? Acaba bu hastalığının belirtisi miydi? Ne saçmalıyordum ben? İnsan hasta olmadan önce bayılır mı hiç? Ya olabilirdi belki? Ben doktor değilim! Ve yine saçmalıyorum! Kıvanç,Bülenti taşıdı. Onu kendi evine götürdü ve bizde benim evime gittik. Saçımızı kuruttuk, yeni kıyafetler giydik. Umarım hasta olmazdık. Ceyline, Selinle olan konuşmamızı anlattım.

-Bülent ıslanırsa ne olurdu ki? Ya eğer hastalığı için endişelenseydi, üzüntülü bir ses tonuyla söylerdi bunu. Ama o öfkeyle söyledi.

-Melda,sana Selinin gücünü anlatacağım. Bak,dinle. O istediği birisini istediği birisine karşı soğutabliyor, nefret ettirebiliyor, o birisine karşı öfkelendirebiliyor falan. Bülentin ıslanmasından korktu çünkü onun tüm kıyafetleri ve saçı ıslansaydı  ve seni görseydi.. İşte o zaman güç etkisini kaybederdi ve senden bir daha nefret edemezdi. İşte Selin bundan korktu. Ve de korktuğu başına geldi. Bülentin bayılmasının sebebi buydu. Gücün etkisini kaybetmesi. Yani, iyiki yağmur yağdı.

Güldü,bu gerçekten çok güzel bir şeydi. Kendi gücüm sayesinde o aptalın gücünü etkisiz haline mi getirdiğime sevineyim yoksa Bülentin bir daha benden nefret etmeyeceğine mi,anlamadım. Gerçekten bu güç işleri bana saçma geliyordu. Ve hala bir türlü anlayamadım. 

Selini telefonla aradım. Tam üç kez aradım ve üçüncüsünde cevap vermişti. 

''Ne istiyorsun benden salak?! Ne var?'' 

''Sensin salak! Sadece o beni Bülentten soğutmuştun ya o gücünle, işte benim gücüm sayesinde artık soğutamayacaksın.'' kahkaha attım.

''Bülent bayıldı mı?!''

''Evet,bayıldı.''

''Lanet olsun,lanet!!! Sen.. senin o aptal gücün.. Geri zekalı!!'' Lanet lafını çok mu seviyordu da kullanıyordu?

''Kendi gücümü sevdirdin ya bana, nasıl teşekkür etsem azdır Selin'ciğim.'' Selin'ciğimi bastırarak söylemiştim. Evet,gıcıklık olsun diye. O bana acı çektirdi!! Şimdi acı çekme sırası ondaydı!

''Geri zekalı!! Senden nefret ediyorum!!!!''

''Efendim? Bir şey mi söyledin? Duyamadım?'' O anki yaşadığım his harikaydı.

''I hate you, diyorum!!! Anlar mısın bak İngilizce konuştum. Belki anlarsın!!'

''Ha-ha-ha. Bana acı çektirdiğin gibi çekeceksin. Bülent, benimle ilgilenecek. Benimle konuşacak. Benim yüzüme bakarken tebessüm edecek ve sen bizi acı içinde izleyeceksin.'' kahkaha attım.

''Çok komik. Unutma, o sadece senden nefret etmeyecek. Benimle hala sevgili!!! Bu sana acı veriyor olmalı.'' 

''Şimdilik öyle canım,şimdilik.'' Acımı yüzüme vurmuştu ve ağzımdan bu kelimeler çıkmıştı. 

Telefonumu yüzüme kapattı! Neyse, çok umrumdaydı sanki. Kıvancı aradım ve Bülentin nasıl olduğunu sordum.

''Kıvanç, Bülent iyi mi? İyi dimi?''

''İyi,merak etme. Ceylin yanında mı? O nasıl? .. Sen nasılsın?'' Bunu telefonu kapatır kapatmaz Ceyline söylemeliydim!

''İyi, iyiyiz.'' 

''Bülent seninle konuşmak istiyor. Telefonu ona veriyorum.'' Bülent..benimle..konuşmak istiyor! Yüzümdeki o tebessüm, içimdeki o kıpırtı.. Oh,tarif edilemezdi. 

''Alo,Melda. İyi misin?'' Sesi yorgun geliyordu. Kıyamam.

''İyiyim, asıl sen iyi misin? Bayıldın! Ben.. senin için endişelendim.''

''Beni merak etmene gerek yok. İyiyim ben. Gerçi hiçbir şey hatırlamıyorum. Ama iyiyim,teşekkürler.'' hiçbir şey hatırlamaması beni daha çok mutlu ediyordu. Bu da gücün etkisini kaybetmesinin bir sonucuydu. 

''İyi olmana sevindim'' 

''Ben de senin için öyle. Hasta olabilirdin''

''Ama olmadım'' Benim için endişelenmişti. Gülümsedim.

''Ben şimdi kapatıyorum. Beni merak etmene gerek yok. Kıvanç burda sağ olsun. Ben uyuyacağım artık. Yarın seni ararım. Görüşürüz.'' Beni yarın arayacaktı!

''Görüşürüz. Çok selam söyle. Ceylin de selam söylüyor.''

''Aleyküm selam,söylerim. Tekrardan görüşürüz.''

''Görüşürüz.'' 

Bülent,benimle konuşmak istedi. Benim için endişelenmişti. Ve beni yarın arayacaktı! Gel de mutlu olma şimdi. Gülümsedim. Ceylinin yanına gittim.

''Ceylin, Kıvanç seni sordu!! İlk seni sordu! Sonra beni sordu ama ilk seni sordu!!''

''Gerçekten mi!?''

''Gerçekten'' Güldük.

''Sonraaa,Bülent benimle konuşmak istedi! Benim için endişelenmiş! Ve yarın beni arayacak!''

''Çok güzel. Çok çok güzel. Şans artık bize gülecek,gülmeli. Ben buna inanıyorum.''

''Ben de'' Bülentin benden nefret ettiği günlerden sonra,ilk defa huzurlu uyumuştum. Huzurlu ve mutlu.

Fantastik(ler)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin