Yeni Yeniden

297 15 1
                                    

Tüm gün ağlayarak bir şey yapamazdım. Bülentin yanına gidip de 'Beni hatırlamıyor musun? Ben sevgilindim!' diyecek halim de yok ya. Madem oyun oynamak istiyorlar,oynarız. Bülentin karşısına çıkacaktım. Yine,  yeniden hayatına girecektim. İlk karşılaşma... Güzel olmalıydı değil mi?

---

-Ceylin!!! Hadi iki saattir bekliyorum. Çıkamadın bir türlü hadii!

-Tamam!! Ne yapayım biraz daha bekle!! 

-Görende birisiyle karşılaşmaya giden ben değil de sen zannedecek. O birisi de sevdiğim çocuk yani düşün.

-Ay tamam. Gel gir hadi. Bu arada nasıl olmuşum? Kıvanç benden nefret ediyor olabilir. Yine de güzel olmam lazım. Belki güzel görünürüm? Of ne saçmalıyorum ya.

-Ne saçmalıyorsun ya? Hadi hadi bekleme sırası sende.

-Neyse ki sen çabuk hazırlanıyorsun. O yüzden rahatım.

-Sen öyle san. Bu sefer de çabuk hazırlanacağımı mı düşünüyorsun? Yanılıyorsun canım, güzel olmam lazım.

-Tamam. Peki. Of. İyi ben beklerim.

Olabildiğim kadar güzel olmaya çalıştım. Ceylin gibi yani. Bazen halimize gülüyordum.

-Sonunda hazırsın. Bakayım bir şöyle sana.. Güzelsin güzel.

-Teşekkür ederim. Sen de öylesin. Hadi çıkalım artık.

Yanlarında o salaklar yokken bu fırsatı kaçırmayacaktık herhalde değil mi? Duru ve Deniz sağ olsun, onlar sayesinde bugün nerede olduklarını biliyoruz. Yeni yeniden Bülentle tanışma vakti....

---

İşte ordaydılar. Ceylinle aynı anda ağzımızdan çıkan 'Uzaktan ayrı bir yakışıklılar mı ne?' sözü derin bir kahkaha atmamıza sebep olacak ki bize baktıklarını fark ettim. Bülent ister beni unutsun, ister benden nefret etsin.. Ben gülerken o da sırıtıyordu. Tamam benden nefret ettiği sıralarda alayla sırıtıyordu ama yine de sırıtıyordu(!) Of yine saçmalıyorum. Neyse, şaka bir yana gerçekten sırıtmıştı! Kıvanca bana bakarken bir şeyler mi söylemişti? Yoksa bana mı öyle geliyordu? Tamam, ben iyi değildim.

''Melda. Bülent sana bakarken Kıvanca bir şeyler söylüyor ve sırıtarak söylüyor! Kesin senden hoşlandı!'' 

''Ya Ceylin. Ya dalga geçiyorsa? Ya rezil olduysam? Ya..'' sözümü kesti.

''Ya senden hoşlandıysa?''

''İkimizde saçmalamayı kesebilir miyiz? Hadi onların yakınlarına gidelim ama yanlarına gitmeliyim.''

''Anladım. Yürü.'' o sırada gücüm sağ olsun hafiften rüzgar esti. 

'' Bülentin o bakışlar nasıl öyle?''

''Nasıl böyle?'' benim değimimle onların yakınlarında değil de yanlarına gittiğimiz sırada Bülentin bileğimi tuttuğunu fark ettim. Bu bana bir şeyi hatırlatmıştı. Rüya sandığım bir şeyi.

''Selam kızlar.'' Bülentin neşeli ve canlı ses tonu benim de neşeli ve canlı olmamı sağlıyordu.

''Selam.'' neşeli ve canlı ses tonumla karşılık verdim. 

''Seninle daha önceden tanışıyor muyuz? Tanıdık geldin de.'' ah, tabii ki tanıdık gelirim. 

''Bilmem. Tanışıyor olabilir miyiz?'' 

''Bölmek istemem de bu kızla niye takılıyorsun ki sen? Ne işin var senin burda ya?'' of Kıvanç. Bülentin benden nefret ettiği sıralarda 'Bu kızın burda ne işi var?' dediğini hatırladım. Ceylinin dediği gibi dedim bende.

''Bir kere o kız değil, Ceylin. Onun bir adı var.''

''Tamam, Ceylin. Takılma o kızla.'' Ceylin suratını yere düşürdü. Ah yağmur yağsaydı keşke.

''Ya neden? Ne zararım var sana?''

''Bilmem. Var işte. Gözüme gözükmezsen iyi edersin.''

''Gözükeceğim gözüne. Bir problem mi var?''

''Var.''

''Neymiş o?''

''Sevmiyorum seni, nefret ediyorum oldu mu!!? Problem bu!''

''Oldu!!'' yazık Ceyline. Gözleri dolmuştu. Bu sözler canını çok yakmış olmalıydı. Ama benim adım Meldaysa bu gücü etkisiz hale getireceğim. Tıpkı Bülentte olduğu gibi.

''Ceylin sakın ağlama. Lütfen bak.''

''Nasıl ağlamayayım. Canım acıdı anlasana. Gidelim burdan ne olur.'' Kıvanç Ceyline bakıyordu. Acımış gibiydi. Masum bir acıma yüz ifadesi vardı. Anlam veremedim.

''Hop hop. Valla sen istediğin yere gidebilirsin eyvallah da o burda kalacak.'' öküz. Gerçekten öküzdü.

''Gitmeliyim kusura bakma. Yarın yine gelirim tamam mı? Görüşürüz.'' Ceylin daha da kötü olmadan gitmeliydik. 

''Görüşürüz.''

Fantastik(ler)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin