Mutluluk

459 17 1
                                    

 Nihayet dün beklediğim yarın gelmişti. Ve bugün Bülent beni arayacaktı. Onun telefondaki sesi bir ayrı hoş ve güzel geliyordu kulağıma. Telefonu açtım. Ve bir anda yerimde zıpladım. 'Bülent adlı kişiden mesaj:Günaydın' yanına gülücük de koymuş! Ve mesajı attığı saat sabahın 8 buçuğu! O saatte mi uyanmıştı? Yada uyanır uyanmaz beni düşünüp,bana günaydın mesajı mı atmıştı!? Mesajı açtığımda bir tane daha mesaj gönderdi! 'Pişt güzellik,hala kalkmadın mı? Hadi ama öğlen oldu' saatte baktım. Saat 11 buçuktu ve yarım saat sonra gerçekten öğlen olacaktı. Ya ben ne diyorum! Bana güzellik demişti!! Hemen mesaj attım.

'Kalktım,günaydın demek için hala erken mi?' 

'Benim için hayır ama sen demek istiyorsan diyebilirsin. Yada birazcık bekle,yarım saat sonra iyi öğlenler mesajı atarsın?' 

'Yarım saat sonra atarım desem?'

'Bekliyorum desem? Attıktan hemen sonra seni arıycam'

'Bekliyoruum' 

Cümlenin sonuna nokta konur, kuralını değiştiriyorum! Kural mı dedim? Ah,neyse. Biz Bülentle cümlenin sonuna nokta değil gülücük koyuyorduk! Zamanın çabuk geçmesini diliyordum. Salona gittiğimde elindeki telefonuyla Ceylini gördüm. Yüzünde tuhaf bir tebessüm vardı.

''Napıyorsun burda Ceylincim?''

''Kıvançla mesajlaşıyorum.'' Meğer mutlu olan tek ben değilmişim. İşte buna sevinmiştim. Mutlu olan tek kişi ben olduğuma değil tabii ki. Ceylinin Kıvançla mesajlaşmasına sevindim.

''Bende az önce Bülentle mesajlaşıyordum. Sanırım şans bize gülmeye başlıyor.''

''Ne diyor? Ne konuştunuz. Aynen öyle. Şans bize gülmeye başlıyor!! Ama Ezgi ve Selin geri zekalısından kurtulmamız lazım.''

''Aynen öyle! Ne yapıp edip kurtulmalıyız onlardan!''

''Ne konuştunuz siz? Anlatasana biraz.'' Gülmüştü.

''Sabahın 8 buçuğunda günaydın mesajı atmış! Sonra bana güzellik dedi! Peki siz ne konuştunuz?''

''Sadece benle parka gitmeyi istedi. İnanabiliyor musun? Sadece benle!''

''Oh,bu çok güzel Ceylin! Harika hatta. Size iyi eğlenceler!''

''Teşekkürler'' 

Saatte baktım tam 12 buçuktu ve Bülente mesaj atmam gerekiyordu! Hemen iyi öğlenler mesajı attım. Sonra dediği gibi beni aradı!

''İyi öğlenler Meldacım. Nasıl geçiyor öğlenin?'' Neşeli bir ses tonu vardı. Meldacım demişti!

''Salak. İyi geçiyor, senin?'' Ben de neşeli bir ses tonuyla söyledim.

''İyi geçiyor. Dediğimi yerime getirdim. Böylece sesini de duymuş oldum. Şimdi kapatıyorum,telefona bak. Çünkü az sonra mesaj gelecek sana. Bil bakalım kimden?''

''Bülent diye bir salaktan olabilir mi acaba?'' Güldüm.

''Ta kendisi efendim.''

''Bakıyorum o zaman.''

''Bak o zaman.'' Telefonu kapattı ve biraz sonra mesaj gönderdi.

'Diyorum ki senle ben lunaparka mı gitsek? Eğlenmiş oluruz ha? Ne dersin?' Beni lunaparka davet etmişti!!!!

'Çok iyi olur. Buna ihtiyacım var.'

'Benim de.'

'Ee ne zaman gidiyoruz?'

'Yarın öğlen 12'de?'

'Tamamdır.'

'O zaman evinin adresini at da seni almaya gelebileyim dimi?' Evimin adresini istemişti! Beni alacaktı! Ve sadece ikimiz lunaparka gidecektik. Al sana mutluluk. Hemen evin adresini attım.

'Yarın görüşürüz. Bu arada Turuncu giyinirsen sevinirim. Sana yakışıyor.'

'Tamam,turuncu giyerim. Yarın görüşürüz o zaman.'

'Görüşürüz.'

Evin içinde danslar etmeye başladık. Ceylin Kıvançla, ben ise Bülentle takılacaktık! Ne kadar onların bir sevgilisi olsada, bunu aldırmıyorduk. Yani, tabii ki aldırıyorduk. Ama aramıza giremezlerdi ki. Selinin gücü bile benim gücüm sayesinde etkisini kaybetmişti. Bu gücün etkisini kaybettiğinden beri mutluydum. Rüya görüyor gibiydim. Ve bu rüyadan uyanmayı hiç istemiyordum.

Fantastik(ler)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin