4/2: "Chanyeol karmaşası ve Kyungin'in doğuşu"

721 87 35
                                    

Ben geldiiim!

Bu bölüm aslında dördüncü partın sonu olacaktı ama olamadı çünkü Chanyeol olayını bölmek istemedim, Kaisoo'dan kesmeye de kıyamadım, bir evvel aradan çıksın da diğerlerini yazayım diye bölüm atmaya karar verdim. Zaten aşırı uzun bölüm yazamıyorum, biraz fazla dağınık dikkatliyim.

Yani kısaca bir bölüm daha var.

Neyse, sizi minnoş kaisoo ile baş başa bırakayım😌

Yorum yapmayı da unutmayınnn😻

Yorum yapmayı da unutmayınnn😻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.














Kim Jongin, parmaklarını masanın cam yüzeyinde tıngırdatıyor. Hava yağışlı, hemen yan tarafımda hafif ışnıtılmış bir pencere var, rüzgar hafif hafif yağmur çiselemesi taşıyor sırtıma. Soğuk annemin aldığı kazağın boşluklarından sızıyor.

Jongin "Yani bilirsin," diyor. "Abin Kyungsoo çok fena. Hayatımda gördüğüm en baş belası insan." Parmakları hâlâ masada şaklamakta. Sonra elindeki külah dondurmadan bir ısırık daha alıp konuşmaya devam ediyor. Aslında bana, beni kötülüyor. "Tamam, başarılı bir asistan olabilir, ama yani geldiğinde çok vasattı. Bildiği her şeyi ben öğrettim."

O öğretmişmiş! Külliyen yalan! Babası vefat edip de yerine geçtiğinde ilk üç ay her evrak işini kendim hallettim. Kısaca ona bildiği her şeyi ben öğrettim. Yine de sessiz kalmam gerektiğini bildiğim için önümdeki dondurmayı yemeye devam ediyorum. Mayhoş bir tadı var, havada ahmak ıslatan narin narin yağıyor, aroma dilimde kayıyor. Neli olduğunu sormak istiyorum ama susmam lazım. Çünkü şu anda Kyungin'im ve dilsizim. Bu yüzden Jongin'in tahriklerine katlanıyorum.

"Ayrıca biraz da tarzsız. Bilirsin, her hafta saçı üçe vurdurup gidip babaanne kazakları giyiyor. Sahiden kim alıyor o kazakları? Anneniz mi?"

Evet? Konuşmamak için dilimi ısırıyorum.

Bu dondurma acaba neli? Yani böğütlene de benziyor ama böğütlenden daha farklı tatlar da var içinde.

"Ayrıca diğer kız kardeşlerini gördüm. Baekhee ve Luhan'ı. Baekhee oldukça neşeli, ve Luhan..." Luhan'ı niteleceyek kelime? Uykulu? Can çekişmesine gülümseyerek dondurmadan bir ısırık daha alıyorum. "Yani demek istediğim Baekhee neşeli." Kullanacak sıfat bulamıyor, çaktırmamaya çalışarak pes ediyor. Bunu da bir kenara yazıyorum. "Abiniz neden böyle oldu merak ediyorum. Şey... Suratsız?"

Dondurma dilimde kayıyor, ahmak ıslatan devam ediyor. Japonya'da muson yağmuru olur, muhtemelen bir yerlere yağıyordur da. Ama ahmak ıslatan öyle değil. Birden şar diye inmiyor muson gibi, gece parıltısına işliyor. Bir an eve nasıl döneceğimi düşünüyorum.

rüyamın peşine taksi tuttum da cüzdanımı unuttumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin