Sabah olmuştu. Herkes sınıfta ders işleniyordu. Dersten sonra göreve gitçeklerdi. Sınıftaki bazı öğrenciler söylenmeye başlamıştı bile. Hiç tahmin etmedikleri kişiler birlik enerjisine kavuşmuştu. Ama Goro birlik enerjisine kavuşmadığı için tam takım denilmezdi. Sonunda yine yılan takımı ayrı ayrı çalışma yaptı. Goro normal yolun hemen kenarında dinleniyor ve nöbet tutuyordu. Aynı zamanda olanları düşünüyordu. Takım arkadaşları onun birlik enerjisine kavuşucağına inanıyordu. Ama Goro yine tedbirliydi. Bunları düşünürken koşan bir insanın ayak sesleri duyuldu. Goro kalkıp etrafa bakındı ve karşına bir çocuk çıktı. Çocuğa kollarını açtı ve onu yakaladı. Sonra ona sordu " ne oldu? " diye. Çocuk " lütfen yardım edin " diyordu. Goro ilk başta ne olduğunu anlamadı. Ama sonra o gözüktü. Bu kesinlikle güçlü bir canavarın uğultusuydu. Goro hemen hazırlandı. Çocuğu arkasına aldı. Canavar çıkmıştı ortaya, ilk önce panik yapsada sakinledi Goro. Bir anda canavar saldırdı. Goro sarmaşıklardan kendini korudu. Canavar güçlüydü ama Goro çocuğu korumalıydı. Bu sefer o saldırdı. Canavarı yakaladı ama o kadar güçlüydü ki canavar Goro'nun yaptığı sarmaşıkları kopardı. Goro bir adım geri geldi. Bir şey yapamacağını anladı. Ama yine de çocuğa bir şey olmaması için kendi vücudunu ortaya koydu. Canavar saldırdı ve tam o sırada bir ışık belirdi. Goro'dan gelen ışık daha da arttı. Kendisine geldiğinde Goro başka bir boyuttaydı. Muhafız ona yaklaştı ve sözleri söyledi. Şokta olan Goro ilk başta ne diyeceğini bilemedi. Sonra kendini toparlayıp kabul etti. Sonunda onun etrafında bir yılan görüldü. Goro yılana işaret verdi. Yılan canavara saldırdı. Canavarın etrafı koparılmayacak bir şekilde sarmaşıkla doldu. Canavar sıkılarak yok edildi. Yılan kayboldu. Goro sakinledi ve çocuğa döndü. " sen iyi misin? " dedi. Çocuk kafa salladı. Goro onu görevlilere götürdü. Mutluydu. Arkadan gelen seslerle irkildi. Bu arkadaşlarıydı. Goro herşeyi anlattı. Herkes onun için mutlu oldu. Tesise döndüklerinde Goro'ya kıyafeti verildi ve Goro onu giydi. Artık yılan takımının hepsi birlik enerjisine kavuşmuştu. Müdürün odasına çağırılan yılan takımı müdürü görünce şaşkın oldular. Müdür onların elini sıkıp sürekli ağlıyordu. Müdür onlara yeni isim vermeye karar verdi. Onların ismi artık " YILAN BİRLİĞİ " idi. Yılan birliği artık o tesisten çıkıp yeni bir yere yerleşti. Özel eğitim görmeye başladılar.
2 yıl sonra...
Aile görüşmesi, aileler çocuklarının ne durumda olduğunu öğrenmek için bir arada toplanırlar. Tabiki de Yılan Birliği'nde aileleri var. Hotaru'nun annesi babası abisi, Kibuchi'nin annesi babası abisi, Sakura'nın annesi babası ablası, Goro'nun annesi babası abisi vardı. Onlar özel olarak bir yerde toplandılar. Ama nedense birleştiklerinde yüzleri bir karış bekliyorlardı. Diğer ailelerle aynı yerde durmak istemiyorlardı. Onlar hala tesiste olduklarını ve en düşük puana sahip olduklarını sanıyorlardı. Hotaru'nun annesi " yakında kişiler arası turnuva olacak değil mi? Ahh doğru o turnuvayı benim oğlum kazanmıştı " dedi. İçinden kesinlikle gülüyordu. Goro'nun annesi " merak etmeyin bu sene pek güzel olmıcak gibi zaten " dedi. Herkes göz devirdi. Sonra ordan kapı açıldı. İçeriye Hotaru girdi. Annesi onu karşıladı ve " geldin demek kendinden utanmalısın sınıfın en düşükleriymişsiniz ve üstündeki kıyafet ne böyle gerçekten... " diye devam etti. Hotaru bir türlü konuşacak fırsat bulamıyordu. Annesinin sözü bittiğinde abisi konuşmaya başladı. " sen yoksa lens mi taktın? Sana hiç yakışmıyorlar çıkar şunları " dedi. De bu konuyla ne alakalıysa. Sonunda biraz sessizlik. Fırsat bulan Hotaru " aslında- " dedikten sonra kapı açıldı. Hotaru'nun sözü yine kesilmişti. İçeriye giren B sınıfı olan Kinomoto Euji'ydi. Çok bilmiş suratıyla Hotaru'ya ilerledi. Konuşmaya başladı " bakın burda kimler varmış Saichi Hotaru-kun. Buralarda çok meşursun D sınıfı olarak " dedi. Hotaru ona dönmek istemiyordu. Bir ohh çekip sesin geldiği yöne döndü. Euji onu görür görmez sırıtmaya başladı. Sonra " he? Gerçekten dedikleri gibi körmüşsün " dedi. Herkesin gözleri faltaşı gibi açıldı. Hotaru da şaşırdı. Oysa bu gözleri herkes lens sanıyordu. Hotaru odaya değneksiz gelmişti. Çünkü annesinin ona bağıracağını biliyordu. Böyle yolu bulabilirdi. Gözlerindekinide lens olarak geçiyordu insanların ağzında. Eğer bu yerde kör bir büyücü olduğunu öğrenilirse durum hiç iyi olmazdı. İlk önce skandal çıkardı ' özel muamele ' diye. Bir şekilde çevirmesi gerekiyordu. Hotaru " neden bahsediyorsun ben kör falan- " demeden sözü kesildi. Euji " ahh hadi ama beni kandırabileceğinizi mi sandınız? Çok safça... Hey belki bu durumdan yararlanabilirim galiba " dedi. Hotaru şaşırdı. Ne yapıcaktı. Burda sihir kullanmaması gerekiyordu. Euji'nin ellerinde elektrikler belirdi. Çok açıktı Hotaru'ya saldıracaktı. Hotaru bunu hissetti ve bir adım geriye geldi ama çok geçti. Euji hızlıydı ve bu durumda kesinlikle Hotaru'yu çarpıcaktı. Tam o sırada bir hava dalgası geldi ve Euji'nin elektriğini yok etti. Euji gelen havanın yönüne baktı. Bu Kibuchi idi. Kibuchi sinirle " hoy ne yaptığını sanıyorsun sen? Eğitim haricinde sihir kullanmamız yasak hemde velilerin önünde " dedi. Euji sırıtarak " sadece bir şeyi kontrol ediyordum. Onun kör olup olmadığını? Gerçekten haklıymışım " dedi. Kibuchi tekrar atladı " ve sen onun görme engelli olduğunu bile bile saldırdın. Bu affedilmez biliyorsun değil mi? " dedi. Euji " ne demek istiyorsun şimdi? " dedi. Kibuchi sırıtarak " Sakura bizi aydınlatır mısın? " dedi. Sakura yakınlaştı ve " görme engelli olsun yada başka bir yerinden engelli olsun ona karşı sihir kullanmak kesinlikle suçtur. Tam tamına 4 yıl hapis cezası var. Ahh eğer yarışmacılardan biriyse o zaman özel bir izin formu doldurup savaşabilirsin ve ayriyetten de hastanın izni gerekiyor " dedi. Euji'nin suratı astı. Euji tekrar kendinden emin bir şekilde " hıı siz beni böyle asla yakalayamazsınız, D sınıfı biri beni asla yenemez. Hatta bunu size şimdi burda gösterebilirim " dedi. Yine elleri elektriklenmeye başladı. Kibuchi bir off çekerek " başka çarem yok seni bu odadan en hızlı göndermenin yolu bu demek " dedi. Euji saldırmaya kalktı ama Kibuchi bir elini kaldırmasıyla güçlü bir rüzgar oluştu. Euji'nin elektriği yok oldu. Euji şaşkın bir ifadeyle " nasıl olur bu imkansız " dedi. Kibuchi " ahh bir şey demeyi unuttum. Biz D sınıfı değiliz. Biz aslında S sınıfıyız. Aklında bulunsun tamam mı canım? " dedi. Euji " hee? " dedi ve demesiyle kendini ilk önce duvarda sonra yerde buldu. Euji orda bayılmıştı. Hemşireleler onu götürürken veliler şaşkınlığını korudu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dışlanmış Bedenler✔
FanfictionÖzel bir tesis var tıpkı bir okul gibi. bu okulda özel insanlar var ve bu insanlar harika güçlere sahip. aynı zamanda bu tesiste gruplar var. hayvanların desenlerini çocukları gruplandırmak için kullanılıyor. ama bu puanlamayla oluyor. en düşük puan...