0.3 | Dövme

11.4K 670 284
                                    

Yukarıda bir adet Şeyda var, biliyorum çok güzel.

~~~

"Gir!"

Kapıyı açıp bir anda odaya dalmamla hiçbir şey görememem bir oldu.

"H-hayal et?"

"Arkandayım!"

Şeyda'nın kalın ve sert ses tonu ile yerimde zıpladım ve arkamı döndüm.

"H-ha... Merhaba."

Kahve saçları, kalın dudakları ve küçük burnuyla çok güzel ve tatlı bir kadına benziyordu. Ne tuhaftır ki ses tonu ve tavırları hiç öyle değildi. Peh!

Elindeki dosyaları masaya vurarak aynı hizaya getirdi ve gözüne doğru düşen pelçemi eliyle kulağının arkasına koydu.

"Dilan Karakoç?"

"Hı?"

"Hı?" tek kaşını kaldırdı ve bilgisayar masasına benzeyen deri koltuğunu ayağıyla ittirerek masasından uzaklaştırdı.

"Şey yani... Efendim?"

"Demek işe dün alındın..."

"Evet."

"Desenler ve boyamacılık ile uğraşıyorsun."

"Evet."

"Belli zaten."

Bana laf çaktırmasını umursamadan gülümsedim ve ellerimi önümde birleştirip ayakkabıma bakmaya başladım.

"Bu işe bu kıyafetle mi gelmeyi düşünüyorsun Dilan?"

Üzerimde kırmızı beyaz şeritli bir tişört ve bol, yırtık, file detaylı bir kot pantolon vardı. Paçalarını kıvırmıştım ve converse ayakkabılarımın üzerinden gökkuşağı rengindeki çoraplarım görünüyordu.

Gökkuşağı detaylı şeyler giymeyi severdim. Eşcinselim ve bazı insanların bunu görünüşümden anlamasını istiyorum.

"Şey... Evet?"

"Şu kolundaki ne?"

"D-dövme o."

"Ne dövmesi?"

"Bir park."

"Anlamı ne?"

Yutkundum ve ona baktım.

"Çocukluk aşkımı bir parkta görmüştüm." dedim ayaklarımla yeri eşelerken.

Sanki dinlemekten keyif alıyormuş gibi koltuğunu yeniden masanın önüne getirdi ve elini çenesinin altına koyup hiçbir mimiğini oynatmadan "Otur." dedi.

Dediğini yaptım ve ona baktım. "Kaç yıl önceydi?" diye sorduğunda gülümsedim ve "Beş." dedim.

Şuan on dokuz yaşındaydım.

"Onu unutamadın mı?"

"H-hayır... Açıkçası onun hakkında hatırladığım tek şey ismi. Sadece ilk aşklar her zaman özeldirler ve kişiye çok şey öğretirler, ben de ilk aşkımı vücuduma kazıdım. Onu artık sevmiyorum veya özlemiyorum, onun bende bıraktığı... Anıları özlüyorum."

"Pekâlâ, artık benim asistanımsın haberin olsun."

"Ben mi!?"

Aniden bağırmamla bakışları sertleştiğinde oturduğum koltuğa sindim ve saçlarımla oynamaya başladım.

"Kendini özel sanma." dedi buz gibi soğuk olan sesiyle. Acaba burada ona bir lakap takmışlar mıdır? Umm, buzlar prensesi?

"Sadece yeni bir çalışanı asistanım yapmak istiyordum, eskileri benden nefret ediyor. Şimdi çık ve Murat'dan kapak tasarımı için yaptığı desenleri al."

"H-hemen!"

~~~

Vote vermeyi unutmayın, sizi seviyorum 💕

Kovuldum Dimi? (GxG Texting) (tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin