Kapıyı tıkladım ve ayaklarımla yere yavaşça vurmaya başladım.
O yıllar önce giydiğim tişörtü yeniden giymiştim. Biraz dar gelmişti, pek rahat değildim fakat bunu görmeliydi.
Şeyda kapıyı her zamanki donuk bakışı ile açtı ve gözlerime baktı.
"Bir sorun mu var?"
Hiçbir şey demeden yutkundum ve tişörtüme bakmasını bekledim. Bakışları yavaşça tişörtüme kayınca o da yutkunmuştu.
Hatırlamıştı.
Beni hatırlamıştı.
"Bu..."
"İkinci adının Naz olduğunu bilmiyordum."
"Ne?"
"Anlamıyor musun Şeyda? Dört yıl önce sana aşıktım! Ve sen de bana, bu o tişört! O çerçevede gördüğüm kişi sendin, yani çocukluk aşkımdı!" kolumdaki dövmeyi gösterdim sonra. "Bu dövme işte, seni ilk gördüğüm park! Ve senin de beni ilk gördüğün park."
Yutkundu ve bir adım geri çekildi.
"Dilan..."
Heyecandan saniyede beş yüz atan kalbim, konuşmama izin vermiyordu. Sımsıkı gözlerimi yumdum ve kirpiklerimden yanağıma süzülen bir damla yaşın sıcaklığını hissettim.
Onu bulmuştum.
Ve bu sefer kaybetmeye hiç niyetim yoktu.
Yanağımda hissettiğim el ile gözlerimi açtım.
Göz yaşımı siliyordu.
"Şeyda, ben oyum. İlk aşkınım."
İlk defa yüzünde gerçek hüznü gördüm. Gözleri dolmuştu. Gözleri hiç değişmemişti, pembe pelçemlerinin arasından parlayan o koyu kahve gözleri hiç değişmemişti.
Kahretsin, nasıl anlayamamıştım?
"Dilan ben... Seni sevemem."
"N-ne?"
"Seni sevemem işte. Babam Serhat'ı bir erkeği sevdiği için reddetmiş ve başka bir Ülke'ye göndermişken... Bunu yapamam." yavaşça kapıya kapatmaya çalıştığında elimle kapıyı tuttum ve onu durdurdum.
Demek Serhat'ın o gizemli gidişinin nedeni buydu. Babasının homofobik bakış açısı... Ve şimdi ise Şeyda'yı benden uzaklaştıracaktı.
"Şeyda, ben olduğumu hiç mi anlamadın?"
Dudakları titremeye başladığında kendimi geri çektim. Hayır, ağlamasına dayanamazdım.
"Daha fazla konuşmak istemiyorum." kapıyı yüzüme kapattığında omuzlarımızı düşürdüm ve yere düşen göz yaşlarımı izledim. Sadece donukça yere bakıyordum.
Onu kaybetmeyecektim. Bu sefer değil.
Kapıyı yaslandım ve yere oturup telefonumu çıkardım.
Dilan: Şeyda, bunu bize yapma
Dilan: Seni yeniden bulmuşken kaybedemem.
Dilan: Kapının diğer tarafında ağladığını biliyorum
Dilan: Lütfen aç kapıyı
Dilan: Benden uzaklaşmana gerek yok.
Gözümden akan yaşla Şeyda'nın bir zamanlar sevdiği çizgi film aklıma geldi. Karlar ülkesi...
Buruk bir gülümseme ile o şarkıyı söylemeye başladım;
Şeyda... Bak, ordasın kesin
Merak ediyorlar seni.
Cesaretli ol, diyorlar bana
Burdayım dışarda.
Çağır beni.
Yalnız ikimiz varız.
Yalnız sen ve ben.
Ayrılamayız ki
Kardan adam yapsak senle
Sadece oynasak birlikte...
Kapının diğer tarafından Şeyda'nın titreyen sesi geldi.
"Beni nasıl bu kadar sevebildin?"
Nefes alış verişim düzensizleştiğinde burnumu çektim ve yere bir yumruk attım.
"Peki ya sen?"
~~~
Ağlıyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kovuldum Dimi? (GxG Texting) (tamamlandı)
Short Story05*********: Kovuldum dimi? 05*********: Kesin kovuldum. 05*********: Niye kovuyonuz ki? [Yarı Texting]