Bölüm 44

3K 66 8
                                    

Evet arkadaşlar geçen bölümün üstünden biraz uzun zaman geçti. Bunun için sizden çok özür diliyorum çünkü tatildeyim ve yazıcak zaman bulamıyorum. Haftaya cumartesi günü istanbula dönücem ve daha rahat bir şekilde az aralıklarla size bölüm yazıcam. Şimdi arkadaşlar baştan uyarımı yapayım bölümün sonu +18 o yüzden rahatsız olucaklar varsa oraları atlayıp okuyun. Iyi okumalar Sarangheyooo ♥ ♥ ♥

Nina'nin ağzından

Gözlerimi yavaşça açtım. Gerinerek yataktan çıktım. Baekhyun gitmişti. Merdivenlerden aşağı inerken bir takım sesler duydum ve güzel bir koku aldım. Hmm karnım da açıkmıştı aslında. Mutfağa girdigimde bizim çocukların hepsini mutfakta bir sağa bir sola koşarken buldum. Geldiğimi fark etmemişlerdi. Do ocağın başında sanırsam krep yapıyordu. Bazıları ona yardım ediyor bazıları da masayı hazırlıyorlardı. Masanın ortasında beyaz ince cam vazonun içinde bir tane kırmızı gül vardı. Baekhyun nerde diye etrafa bakınırken belimde bir çift el hissettmemle başta irkildim. Daha sonra bunun Baek olduğunu baştan çıkarıcı dudaklarını çıplak omzumda hissedince anladım. Dudakları omzumdan kulaklarıma doğru yavaş yavaş çıktı ve kulak mememi emmeye başladı.

Baekhyun : Günaydın güzelim. diye baştan çıkarıcı bir şekilde fısıldadı.Geri çekilip yanıma geldi ve bana gülümseyip elimi tuttu ve mutfaga soktu. Mutfağa girince çocuklar bizi fark etti ve hepsi yaptıkları işi bıraktılar. Do ocağın altını kapattı ve gelip bana sarıldı. Bu şekilde hepsi tek tek gelip bana sarıldı ve geçmiş olsun dileklerini sundular. Hep birlikte masaya oturup Do'nun güzel kreplerinden yemeye başladık. Yemeğimiz bitince etrafı toplamaya yeltendim ama bana engel oldular. Çokta derdinde değildim yukarı çıkıp banyo yapmam lazımdı çünkü. Hemen odama çıkıp banyoma girdim.Rahatlatıcı ılık bir duşun ardından banyodan çıktım ve dolabımın karşısında dikildim. Siyah yırtık kot şortumu giyip üstümede sarı fosfor renkli kalın askılı tişörtümü giydim. Ayağama beyaz converslerimi giydim. Saçlarımı dağınık topuz yapıp güneş gözlüğümü başıma takarak aşağı indim.Bizimkiler mutfağı toplamış televizyon izliyorlardı. Yanlarına gidince hepsi bana döndü.

Ben : İşiniz var mı ? Çünkü yoksa dışarı çıkıp bir şeyler yapalım. Ne dersiniz ?

Suho : Exo-M'in bugün katılacağı bir televizyon programı var ama biz boşuz.

Ben : Tamam o zaman lunaparka gidiyoruz. dedim gülerek.

*****

Lunaparka geldiğimizde ilk olarak çarpışan arabalara binmiştik. Ben Baek'e çarpıp kaçıyor o da beni kovalıyor du. Bütün bunlar olurken kahkalar atıyorduk. Gerçekten de çok eğleniyordum. Çarpışan arabalardan indiğimizde Baek elimi tuttu ve parmaklarımızı iç içe geçirdi. Bunu yapınca vücuduma bir elektrik dalgası yayıldı adeta. Beni kendine çekip başımın üstüne bir öpücük kondurdu. Çocuklar bizim bu halimize kıkırdamadan edemediler. Kıskançlar ! Pamuk şeker gördüğüm anda Baekhyun'u o tarafa cekistirmeye başladım.

Ben : Pamuk Şeker ! dedim sevinçle. Baek bana güldü ve kendi hariç hepimize aldı.

Ben : Neden kendine almadın ?

Baekhyun : Seninkinden yiyeceğim.

Ben : ASLA ! Pamuk şekerim olmazzz. dedim ve kaçmaya başladım. Baek de peşimden kovalıyor du. Sonunda bilegimden yakalayıp kendine çekti. Aramızda çok az mesafe vardı. Kalbim küt küt çarpıyor du. Her seferinde böyle bir etkisi olması berbat bir şey.  Her seferinde kalbim ağrıyor. Midem tepe taklak oluyor du. Baek bana iyice yaklaştı ve dudaklarımızı buluşturdu. Tereddüt etmeden ona karşılık verdim. Dudaklarımız belirli bir ritim halinde hareket ediyordu. O benim alt dudağımı emerken ben onun üst dudağını emiyordum. Elim istemsizce yumuşak saçlarına kaydı ve orada oyalandı. O ise ellerini belime yerleştirmişti. Dillerimiz birbirine degince istemsizce inledim. Ben inleyince Baekhyun'un dudakları düz bir hal aldı. Gülümsediğini anladım. Nefes almak için geri çekildim ama fazla uzaklaşmama izin vermedi. Alınlarımız birbirine degerken nefesimizi düzenleştirmeye çalışıyorduk.Baek dudaklarini yaladı ve sırıttı.

Senden Nefret Ediyorum(Baekhyun)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin