3| Istırap

148 39 68
                                    


Thurisaz- Fare thee well

Thurisaz- Fare thee well

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🔪

Birini ardında bırakmak.

Bu cümle içimde bir tâbire oturtamıyordum. Karşıma alıp, konuşamıyordum. Çözemiyordum.

Yıllarca onun varlığı sayesinde, bunca kötülüğü göğüs kafesimde saklayabilmiştim. Onun desteğiyle. Şimdi bir destek yoktu bana. Fakat sanki o kötülüğü de alıp gitmişti içimden. Geleceğe dair kaygılarım, geçmişteki yaralarım, ruhumdaki zifirilik yok olup gitmişti.

Fakat içimdeki sızı bakiydi.

Yüreğimin tebessüm dolu odası, yas odasına dönmüştü öylece...gözyaşıyla temizlenen.

Hala durduramıyordum kendimi. Dilim usulca dönüyor, dudaklarım bitkinlikle açılıyordu. Gözlerim içinde sisli bir yangın vardı. Kapatamıyordum lakin açık da tutamıyordum.

Yarıda kalsın istemedim, türkümüz. Onu hala hissederken sessizce söylemeye devam ettim.

Gözlerim, arabanın camından geçtiğimiz tünelin sarı ışıklarında dolanıyordu. Betona bakıyordum, onun yüzünü görüyordum. Gülüyor, somurtuyor ve tokuşturmak için kadehini uzatıyordu. Görmek istemediğimden değil ama üzerimde hala onun kanı varken ve gözlerini kendi ellerimle kapatmışken bana gülümsesin istemediğimden yumdum gözlerimi.

Saltuk'un, direksiyonu hafifçe kırışını hissettim. Oturduğum yerde küçücük olmuş, onun ceketinin içine sinmiş, başımı kapıya yaslamıştım.

Telefon çaldı. Saltuk, arabanın içinde karşı tarafın sesinin yankılanmasını sağladı.

"Ne yaptınız?" Sesin sahibi Tamay'dı. Saltuk'un bakışları bana döndü. Dişlerini birbirine bastırıp direksiyonu mümkünmüş gibi daha da sıktı.

"Eve geliyoruz." dedi Saltuk. "Polisler ne alemde?"

Hışırtı sesi doldu arabanın içine. Ardından Tamay homurdandı. "Derin'i ifadeye çağırıyorlar. Yengi'yi aradım. Bize bir ifade gönderecek, Derin için. Sonra diğer savcı arkadaşlarıyla görüşecekmiş, üstü kapatılacak bir şekilde yani."

Dondum. O an dudaklarımın kıpırtısı, zihnimin ardında oluşan girdabın içine çekilip yok oldu. Midem yükselerek boğazıma dayanırken gözlerim arabanın içindeki küçük ekrana kitlenmişti.

Yengi...geçmişin ucu yanık bir sayfasıydı. Saklı gizli bir davaydı. Bir kramptı yüreğimin içinde. Eskiden olan, eskide kalmış. Yıllar sonra tekrar yüz yüze gelebilecek olmanın düşüncesi bile kahırıma kahır eklerken sadece titreyen ellerimi birbirine sardım.

Yapabileceğim hiçbir şey yoktu.

Yine, yutmam gereken şeylere bir yenisi eklenmişti.

DEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin