9 KASIM 2002
AMERİKA'DA BİLİNMEYEN BİR YERJames tek başına aracıyla Şeyh-ül Cebel’in istediği yere geldi. Gülen yalnız değil İsmail ile gelmişti. James müttefikine büyük bir tebessümle sarılarak onu tebrik etti. James:
-Erdoğan ne zaman başbakan olacak? Biliyorsun devlet çökmüş durumda, kurtarılmayı bekliyor, diyerek bir kahkaha patlattı. Şeyh-ül Cebel:
-Acele etme Sayın James, biz köklü bir devletiz. Öyle her şey bir çırpıda olmuyor. Sizler neden hep kaybediyorsunuz bilİyor musun James, dedi. “Sabırsız olduğunuz için” James’in yüzü ekşidi. Bakın Sayın James, ben size bu yola girerken şartlarımı söyledim. En önemlisi sabır. Ben kaç yıldır sabrediyorum ve bu seviyeye ulaştım. Bizim planımız birkaç yıllık değil biliyorsunuz. Ayrıca gizlilik konusunda da çok titiz olmanızı bekliyorum. Cadda tamam değil mi James, dedi Gülen. James, bu adamdan korkmaya baslamıştı. Ama Gülen, James’in yüzündeki o tedirginlikten anlamıştı Cadda’nın yaşadığını.
-Bir aksilik var sanırım, dedi. Ben bu işte yokum artık. James’in tedirginliği artmıştı.
-Bir dakika Sayın Cebel. Evet, bir aksilik oldu diyerek Cadda’nın olayını anlattı. Şeyh-ül Cebel:
-Ben aratıyorum Cadda’yı. Siz de arayın, Sayın James diyerek oradan uzaklaştı.
Bu adam nasıl bir insandı? James’in yanında Şeyh-ül Cebel, halkının yanında hoca efendi, müridlerinin yanında ise zat-ı muhterem… Ama zamanı geldiğinde bu isimlerin yanına “vatan haini” de eklenecekti. Bu adamın kaç yüzü vardı? Nasıl başarıyordu bunu? Elbet Türk milletinin gözünde gerçek kimliğine yani vatan hainliğine kavuşacaktı. Arabasına binip İsmail’e Cadda’nın yaşadığını ve bulunması için ne gerekiyorsa yapılmasını emretti.13 MART 2003
ABD/PENSİLVANYAPensilvanya’da müritleri ile toplantı halindeydi Gülen.
-Son durum nedir evlatlarim?
-Yarın Sayın Erdoğan başbakan oluyor.
-Onu biliyoruz, diyerek köpürdü. İsmail, bu Cadda meselesini soruyorum.
-Efendim, CIA’deki Jack’den aldığımız bilgiye göre sahte bir pasaportla Küba’ya kaçmış. Oradan da Afrika ülkesi Cibuti’ye kaçmış. Cebel gülerek:
-Kendi ayaklarıyla bize geliyor demek ki. Cibuti’deki müritlerimize haber verildi, değil mi?
-Evet, verildi efendim der.
-Bu adamın ailesi var mı?
-Hayır efendim, hiç evlenmemiş ama aşık olduğu bir kadın var. Kızın ailesi karşı çıkmış, evlenememişler.
-Tamam, şimdi o kadını bulun ve videoya çekerek öldürün. Görüntüleri de Cibuti’ye ve medyaya gönderin, ortaya çıkacaktır.25 MART 2003
CİBUTİCadda kendini artık güvende hissediyordu. En kısa zamanda Monica’yla iletişime geçip onu buraya kaçırmalı, estetik ameliyatla yüzünü değistirmeliydi. Gizli geçitte sakladığı bilgisayarını da yanına almıştı. Hemen açtı, ABD haber sitelerinde geziniyordu. “Türkiye seçimlerinde muhtar bile olamaz.” denen siyasetçi başbakan olmuştu. ABD, Irak’a girmişti. Kendisi şimdi ABD’de James’in yanında olsaydı çok yorucu günler geçirecekti. Ama şu anda tek hayali Monica’yı yanına alıp mutlu bir hayat sürmekti. Videolu bir haber başlığı: Vahşice ölüm. Ekrandaki haberi tıkladı. Monica’nın fotoğrafıyla karşılaştı. Videoda işkence edilerek öldürülen kadın hayatının ilk ve tek aşkıydı. Kendine kızıyordu. Bunu yapan James’ti. Ortaya çıkacağımı düşünüyordu. Evet, ortaya çıkacaktım ama intikam için. Cibuti sitelerine giriş yaptı ve yine aynı videoyla karşılaştı. Aklına gelen ilk şeyin üzerine gitti. Hemen diğer ülkelerdeki haber sitelerine baktı, böyle bir haber yoktu. Kendisinin burada olduğunu biliyorlardı. Bunu anlamıştı. Savaşçıdan savaş istiyorlardı. Peki, dedi Cadda. Hemen telefon bulmaya gitti. Madem burada olduğumu biliyorlardi. Yaklaşık aradan 1 saat geçtikten sonra telefon bulabilmişti. James’in çok gizli görüşmeleri yaptığı telefonu çevirdi. Telefonu açmasa bile ses kaydı bırakacaktı. James sıradan bir iş toplantısındaydı. Özel hatta telefonu çalınca odadan çıkarak telefonu cevapladı. Cadda’nın sesiyle irkildi. Cadda videoyu sordu ve James hiçbir şey anlamadığını ve öyle bir kızın varlığından bile haberdar olmadığını söyledi. Ama Cadda’nın sesini hiç böyle duymamıştı. James Cadda’ya:
-Neden bana ihanet ettin? Dedi.
-Siz beni tek seferde harcadınız. Sesinizden anladığım kadarıyla Monica’nın ölümünden haberiniz yok. O zaman, o ihtiyar yaptı. Onun bütün emellerini mahvedecegim ama öncelikle onun kim olduğunu çözmek lazım. James bunu kesinlikle yapmamasını söyledi ama telefon çoktan kapanmıştı.Cadda’nın beyni durmuştu. Monica’ya yapılanları hazmedemiyordu. Ne yaparsa yapsın içi soğumayacaktı. Ama ne olursa olsun intikamını alacaktı. Bir an önce Cibuti’yi terk etmeliydi.