''FEZA DENİZ '' babamın gür sesi bütün evde yankılandığında okuduğum kitabı yere bırakarak hızla merdivenlere yöneldim. Merdivenleri inmeyi tam bitirmiştim ki arkamı döndüğüm de babamla burun buruna geldim.
''Bir kere söyleyeceğim iyi dinle.'' Babam konuşurken asla cevap veremezdim. Yine uymak zorunda olduğum bir emir geliyordu, hazırdım altı üstü ne olabilirdi ki? Artık ne kadar ileri gidebilirdi ki?
''Evime bir arkadaşım geliyor.'' babamın klasik eve erkek arkadaşlarını getirme prensibi... ''Tamam ben odamdan dışarı çıkmam, başka bir şey yoksa ben kitabı mı okumaya geri dönebilir miyim?'
Gözlerini kısarak bana baktığında bu bakışı yakından tanıyordum. Bu bakış iğrenme bakışıydı. Bakış bir deyişle 'salak, her şeyi annesine benzemiş.' bakışıydı. ''Bu sefer sende bizimle olacaksın, kızı geliyor , sakın bir mallık yapayım deme o kızla zorunlu kalmadığın sürece konuşmayacaksın. Yanında ben yokken oturmayacaksın bile duydun mu ? He ben bu dediklerine uymam diyorsan sonuç basit.'' Evet sonuç çok basitti. KOCAMAN KARANLIK BİR ODA DA YALNIZ KALMAK. Orası evimizin en alt katında ki bodrumdu. Ben oraya Ölüm Çukuru diyorum. Çünkü oraya girdiğim an bütün duyularımı kaybetme eşiğine geliyorum. Beni delirtebilecek kadar derin sessizlik ve sonu yokmuş gibi bir oda.
İlk Ölüm Çukuruyla tanıştığımda 6 yaşındaydım. Evin önünde bisiklet sürerken düşmüş ve dirseğimi tamamen soymuştum. Güvenlik için kapıda bekleyen adamlardan birisi yardım etmek isterken babam görmüştü. Tabi sonucu felaket olmuştu. Kolumdan tuttuğu gibi o odaya atmıştı. Korkunun ne demek olduğunu o zaman öğrendim. Bütün gece orada kalmıştım. Zamanla odaya girmeye alışırım sanmıştım ama yaşım büyüdükçe odanın da genişliği büyüyordu sanki ne kadar yürürsem yürüyeyim odanın duvarına asla ulaşamıyordum.
Kafamı aşağı yukarı sallayarak sadece ''tamam'' diyebildim babama. ''Aferin uslu kızıma. Şimdi kitabını okumaya geri dönebilirsin.'' Bazen kitaplarda ki kızlar gibi hayatım olsun istiyordum. Mesela onlar annelerini ve babalarını çok sevebiliyor bense sevmenin dahi ne demek olduğunu bilmeyen bir kızım.
Saat bi hayli geç olduğunda kitap okuduğum odadan aşağı indim. Babamın bahsettiği misafirlerin gelmesine yarım saat vardı. Kendi odama geçip hazırlanmaya başladım. Her zaman ki gibi boydan siyah bir askılı elbise altına babet giyip saçlarımı at kuyruğu yaptım. Makyaj yapmayı bilmezdim. Zaten makyaj malzemem de yoktu. Makyaj yasaklı maddelerin en başındaydı. Kapının çalan zili bütün evde yankılandığında son kez üstüme bakıp aşağı indim.
********
Başım öne eğik yemeğimi yemeye devam ederken eve babamın erkek arkadaşlarından birisi gelecek sanıyordum, benim yaşlarım da bir kız ve babamın yaşlarında bir kadın değil. Bu durum ne kadar sinirimi bozsa da babamın yaptığı işlere karışmaya ne ona yetecek gücüm ne de isteğim vardı. Ne yapmak isterse yapabilirdi ucu bana dokunmadığı sürece sorun yoktu benim için. Ben önümde ki pilavla uğraşırken babam bi anda konuşmaya başladı.
''Tatlım,Bade?'' Kibarlık ve babamı aynı cümlede bağdaştıramadığım da önüme eğik olan başımı hızla kaldırıp cidden babamın söyleyip söylemediğine baktım. 18 yıllık hayatımda ilk defa babamdan böyle şeyler duyuyordum.
''Efendim, Haluk Amca.'' Kızıl mı kırmızı mı ayırt edemediğim acayip saçlı acayip gözlü kız babamla konuşmaya başladığında kafamı önüme eğerek tabağımla uğraşmaya devam ettim. Tek isteğim bunların evden gitmesi ve benimde kitabıma kaldığım yerden devam etmem.
''Biz annenle evlenmeye karar verdik.'' Elimde ki çatal hızla tabağa düştüğünde Bade ağzında ki suyu bütün masaya püskürttü.
''Sen ne dediğinin farkında mısın Haluk Amca? Anne sen...sen farkında mısın?''
3 HAFTA SONRA
Her şey çok hızlı gelişmişti. Babamla Begüm Hanım evlenmiş evimize yerleşmiş şimdi de balayına gidiyorlardı. Yan odama Bade yerleşmişti. Babam ilk defa bir kız arkadaşım olmasına izin vermişti. Bade ve Begüm Hanım hayatımıza girdiği günden beri babam çoğu şeyi değiştirmişti. Artık evi güvenlikler korumuyordu sadece güvenlik kameraları koruyordu. Evde artık çalışan hizmetçiler vardı. Artık eve arkadaş getirilebiliyordu tabi bu olay pek beni ilgilendirmiyordu çünkü arkadaşım yoktu. Begümle çok iyi anlaştığımız söylenemezdi.. Biraz fazla rahat bir kız olsa da yine de iyiydi. Bana bir zararı yoktu tek konuşabileceğim kişi oydu.''Haftalık ve aylık çizelgelerini odana bıraktım. Onları sakın aksatma şoför seni götürecek ve geri getirecek.''
Değişmeyen tek şey babamın benim için oluşturmuş olduğu hayat. Spora git derslere git. Başarını asla bozma sporunu asla aksatma. Program dışında ki hiç bir yiyeceği yeme...Uymadığım halde cezam belliydi. Ölüm Çukuru.... ''Tamam.'' dedim ve çıkmalarını bekleyip kapıyı kapattım. ''Ee Haluk Amcayla annem 2 ay yoklar ne yapacağız?'' Yüzüne yerleştirdiği kocaman tebessüm ile bana bakmaya başladı. Ona uymak istesem de bugün boks günümdü ve 2 saat sonra başlayacaktı. Uymadığım da hocam babama direk haber veriyordu. ''Sen yapacaksın bende programıma uyacağım.'' Yüzünde ki tebessüm silindiğinde arkamı dönüp merdivenlere ilerledim. ''Ne kadar kuralcı bir ailesiniz siz ya. Sen programların dışına çıkmıyorsun, evden çıkmıyorsun, odandan çıkmıyorsun. Benim canım sıkılır. 2 ay böyle dayanamam ki.'' Merdivenlerin ortasına gelmiştim ki durup yüzümü ona döndüm. ''Keyfin ne yapmak istiyorsa onu yap gezmek istiyorsan gez, alışveriş yapmak istiyorsan yap. Fakat gittiğin ve yapacağın şeyleri bana önceden haber verirsen sevinirim. Başına bir şey gelirse sorumluluk benim üzerimde.'' Arkamı dönüp merdivenleri çıkmaya devam ettim.
Üstümü değiştirip aşağı indiğimde Bade'de ayakkabılıktan ayakkabılarını alıyordu. ''Nereye gidiyorsun?'' Ayakkabısının tekini ayağına geçirdiğinde doğrulup elime bir kağıt tutuşturdu. ''Arkadaşımın partisi var saat 12 olmadan dönerim. Gelmek istersen adres kağıtta yazıyor.''
********
Sporum bitmiş eve geleli tam 5 saat olmuştu ve saat 02.26 idi. Babam bu süreçte tam 2 defa aramış Bade'yi sormuştu. Bende odasında uyuduğunu ve kapısı kitli olduğu için giremediğimi söylemiştim. Sabah tekrar arayacağını söyleyerek kapatmıştı. Elimde ki telefonda Üvey Bade yazısına tıklayarak son bir kaç saattir yaptığım gibi çalmasına izin verdim. Telefon yine cevapsız kalmıştı ki kapının yumruklanması ile hızla kapıya ilerledim.
Gördüğüm manzara görmek isteyeceğim en son manzaraydı sanırım. Bütün kıyafetleri parçalanmış, saçı makyajı bir birine girmiş bir Bade ve arkasında kim olduğunu bilmediğim 1 kız 3 erkek. Hepsinin durumu bir birinden beterdi sanki savaştan çıkmış gibilerdi....
BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM ÇUKURU
Teen Fiction''Peki sen bu resmin neresinde yer alıyorsun?'' dedi. ''Ben çerçeveyim.'' dedim. '' Kırılıp, resim düşene kadar fark edilmem.''