Hediyeler/Part 2

25 4 3
                                    

O an gözlerim karardı yere düştüm, hıçkıra hıçkıra ağlarken notu okumaya çalıştım.
22. Yaş gününü en içten dileklerimle kutlarım. Bu mutlu gününde sana üç  hediye vermek istedim. Üçüncüsü yastığın altında.
-SEKİZ
------
Aradan 1 gün geçti.
Gözümü açtığımda etrafta arkadaşlarım ve ailem vardı vardı. Annem bana tebessüm ederek ağlıyordu, sanırım sevinç göz yaşları, ben ise boş boş etrafa bakıyordum. Kolumu kaldıracak gücü bulamıyordum kendimde gözümü kapadım herşeyi düşündüm. O geceyi, Oğuzun cansız bedenini ve notu. SEKİZ kim ? Ne anlama geliyor ? Neden ben ? Kafamda yüzlerce soru vardı o an göz yaşlarımı tutamadım.
Kapı açıldı.
-geçmiş olsun.
-sağ olun memur bey.
Annem polislerle konuşuyordu.
-hastanın ifadesini almamız gerekiyor.
-kızım şu an ifade verebilecek durumda değil.
-peki tekrar geliriz, geçmiş olsun; dedi ve tam odadan çıkacaklarken.
-durun lütfen ifade vermek istiyorum; dedim yüzümdeki gözyaşlarımı sildim.
Polisler yaklaştılar.
-dün gece ne oldu bayan ? Diye sordu bir polis. Ben de SEKİZ'in benden istediği gibi olaya notları ve saati dahil etmeden anlattım. Dün geceki üçüncü hediyemi gördükten sonrasını hatırlamıyorum. Üçüncü hediyem bir tehditti. Notta; Benim hakkımda polislere tek kelime etme yoksa ailen ve arkadaşların da ölen sevgilinle aynı kaderi paylaşmak zorunda kalır.
-SEKİZ
----------
2 hafta sonra...
-sakin kalmaya çalış Deniz;dedi psikolog
-nasıl yapabilirim ben hem sevgilimin ölümünü gördüm hem de beni aldattığını öğrendim ne hissediyorum ben bile bilmiyorum artık.
-peki bunu nasıl öğrendin bir daha anlatmak istermisin ? Diye sordu psikolog.
-buradan eve dönüyordum arabamın kapısını açtım ve direksiyonda fotoğrafları gördüm beni en yakın arkadaşım ile aldatıyormuş.
-----
Tabiki de eksik anlattım bir de not vardı üstünde.
Sana hediyem olsun belki gerçekleri polisten saklamanın verdiği pişmanlık ve acı geçer.
-SEKİZ
-----
-peki fotoğrafı görünce ne hissettin ?
-hiçbir şey.
Biraz sessizlik oldu.
-söz veriyorum Deniz senin için elimden geleni yapacağım.
Teşekkür ettim ücreti ödeyip ailemin zorla getirdiği psikologdan çıktım. Biraz da olsa anlattığım şeyler için rahatladım.
Arabama bindim tuhaf olan ise bu olaylardan sonra SEKİZ'e bir öfke beslemeyişimdi. Tek canımı sıkan taraf beni ailem ile tehdit etmesiydi.  Arabayı sürerken kahve içmek için etrafa bakıyordum. Starbucks'a girdim ve kahve söylemeye gittim.
-bir expresso lütfen.
-tabii efendim isminiz neydi
-Deniz; dedim.
Karton bardağa ismimi yazdı.
-biraz bekletmem gerek siz geçebilirsiniz masanıza.
-teşekkür ederim; dedim ve ücreti uzattım.
Masaya geçtim çantadan telefonu çıkardım annemi aradım.
-alo kızım.
-anne çıktım psikologdan kahve içmek için biryere oturdum.
-tamam kızım biz de akşama doğru dışarı çıkıyoruz sen keyfine bak görüşürüz.
-görüşürüz.
Kahvem geldi bir yudum içtim ve masadaki telefona çarptı elim yere düştü tam o an tanımadığım biri geldi ve telefonumu yerden kaldırdı bana uzattı.
-bence biraz dikkatli ol Deniz; dedi.
Şaşırmıştım...

Şimdilik sıkılmamanız için kısa kısa yazıyorum. Şayet hikayemi beğenirseniz aşağıdaki yıldıza basmanız hem benim için hem de hikayenin devamı için olumlu olur dostlar. Kendinize iyi bakin. :)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 18, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gizemli MesajlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin