열넷

4.5K 405 110
                                    

yabancı: biliyorum, sana mesaj atmamam gerekiyor.

yabancı: ve eminim ki şu an konuşmak istediğin son insan benimdir.

yabancı: çünkü... biliyorsun, ben sadece sana rahatsızlık veriyorum.

yabancı: ama iyi olup olmadığını merak ettim.

jisoo: beni rahat bırak demem senin için gerçekten hiçbir anlam ifade etmiyor, değil mi?

yabancı: açıkçası ediyor.

yabancı: çünkü senin o güzel aklından geçen ve bana yazdığın her şey benim için değerli.

yabancı: ama ben yanında olmak istiyorum.

jisoo: ben bunu istemiyorum.

yabancı: sadece bu gecelik, jisoo.

yabancı: izin ver.

yabancı: dertlerini kimseye anlatmayı sevmediğini biliyorum,

yabancı: ama sadece bir seferliğine birini kalbinin duvarlarından içeriye al.

jisoo: kalbimin etrafında duvarlar yok.

jisoo: beni tanımayan birinin onu kalbime alacağımı düşünmesi ise saçmalık.

yabancı: o kızların dediklerini umursadığını biliyorum.

yabancı: her ne kadar umursamıyormuş gibi davransan da.

jisoo: sen de mi biliyorsun?

jisoo: sikeyim, her şey ne kadar çabuk yayılıyor bu küçük boktan okulda.

yabancı: ve bütün bunların sebebinin lisa olduğunu da biliyorum.

yabancı: ama bildiğim bir başka şey de,

yabancı: söylediklerinin doğru olmadığı.

jisoo: ne yani, lezbiyen olduğumu düşünmüyor musun?

yabancı: bahsettiğim şey bu değildi, jisoo.

yabancı: sen hastalıklı değilsin.

yabancı: bu hisler, bu aşk...

yabancı: geri kalan her şey kadar normal.

jisoo: ama voleybol takımı ve okulun geri kalanı öyle düşünmüyor.

yabancı: canları cehenneme.

jisoo: biliyor musun, onlar da benim hakkımda böyle düşünüyor.

jisoo: cehenneme gideceğimi.

yabancı: ah, hadi ama, jisoo.

yabancı: sen zeki bir kızsın.

yabancı: tanrı'nın canlıları seven, onlara yardım eden ve kendisine ibadet eden herkesi sevdiğini biliyorsun.

yabancı: masum bir kalbi kırmanın tanrı'nın gözündeki cezası çok daha büyük olsa gerek.

jisoo: adını bilmediğim biriyle gecenin bir yarısı tanrı hakkında konuşmak...

jisoo: ölmeden önce yapılacaklar listemde yoktu ama halletmiş oldum.

yabancı: haklı olduğumu biliyorsun.

yabancı: ama elbette bunu itiraf edemeyecek kadar dikbaşlısın.

yabancı: sorun değil, jisoo.

jisoo: jennie'yi tanıyor musun?

yabancı: jennie kim?

jisoo: evet?

yabancı: hayır, hangi jennie?

jisoo: KAHDKAHKDSSKJLSF

jisoo: pardon, ama adı bu

jisoo: jennie kim

jisoo: seninle aynı dönemde

yabancı: evet, tanıoyrum

yabancı: tanıyorum*

yabancı: neden, ne olmuş ona?

jisoo: hiç, sadece sordum.

yabancı: bilmek istiyorum, lütfen.

jisoo: voleybol takımında biraz kargaşa çıkarmış da.

yabancı: ve sen bunu biliyorsun, çünkü?

jisoo: dedim ya, küçük bir okul.

jisoo: her şey çabuk yayılıyor.

yabancı: kargaşadan kastının ne olduğuna göre bu değişebilir.

jisoo: kızlardan birinin burnunu kırmış sanırım.

jisoo: insanlar, onların bana dedikleriyle ilgili olduğunu söyledi.

jisoo: tanımadığım birinin bunu yapması...

yabancı: evet?

jisoo: yani, bilmiyorum

jisoo: değerli hissettirdi.

jisoo: sanki bir bok çuvalından fazlasıymışım gibi.

yabancı: jisoo,

yabancı: siktir, kendin hakkında cidden öyle mi düşünüyorsun?

jisoo: bazı şeyler değişmiyor, bilirsin.

yabancı: benim için bundan fazlasısın.

jisoo: teşekkürler. :)

jisoo: bu arada...

jisoo: benim için jennie'ye teşekkür edebilir misin?

yabancı: neden gidip kendin etmiyorsun?

jisoo: benim yüzümden başına bela aldı zaten.

jisoo: sanırım bunu yapacak yüzüm yok.

yabancı: onun böyle düşüneceğini zannetmiyorum,

yabancı: ama elbette,

yabancı: senin adına jennie'ye teşekkür ederim.

oh, calamity! [jensoo]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin