oh, calamity! [jensoo]

이십삼

Kim Jisoo, hiç bu kadar büyük bir boşlukta hissetmemişti kendini. Önünde açık duran mesajlara bakıyordu ve gerçekten ne yapması gerektiğinden emin değildi. Hoşlandığı kıza karşı olan hisleri bile çok yeniydi, bilinmeyen numaranın kim olduğunu anlamaya çalışmak ise onu daha fazla yoruyordu.

Mezuniyet gecesini hatırlamaya çalıştı ama o geceyle ilgili pek bir şey kalmamıştı aklında. Bunun ilk sebebi oldukça stresli olmasıydı, ikincisi ise üzerinden neredeyse iki ay geçmiş olması. İnsanların yanına gelip onu tebrik ettiğini anımsıyordu fakat ayakkabılarıyla ilgili yorum yapmış biri ilişmemişti zihnine.

"Saçların çok güzel olmuş," demişti ona Lisa.

"Aferin kızım, harika bir iş çıkardın." Bu yorum edebiyat öğretmenindendi.

"Elbisen yakışmış," adını bile bilmediği üst sınıf bir çocuktan duymuştu bunu.

"Bir bardak su ister misin? Bayılacak gibi duruyorsun." Yardımına koşan Rosé olmuştu.

"Sahnede neredeyse düşüyordun, iyi misin?" Bunu soran da müzik öğretmeniydi.

Kendisine o gece boyunca söylenen her şeyi aklından geçirirken zihni tek bir cümlede durdu. "Bağcıkların açılmış." Kahverengi saçları hatırlıyordu, ve belli belirsiz baktığı minik gözleri. Tam kapıdan çıkarken duyduğu bu cümleyi ve cümlenin sahibini irdelerken beyninin durduğunu hissetti.

Bilinmeyen numara... Jennie Kim miydi?

öğk bu bölüm neydi kustum galiba

ama neyse en azından sonunda jisoo akıllandı