열셋

4.4K 380 105
                                    

rosé: SEN NE YAPTIN JENNIE???

jennie: ne yapmışım?

rosé: o kızla niye kavga ettin?

jennie: kavga mı etmişim?

jennie: yok ya, hiç yapmam ben öyle şeyler.

rosé: kızın burnu kırılmış, jennie.

jennie: sürtüklüktendir.

rosé: jennie????

rosé: bunu neden yaptın?

jennie: canım sıkılmıştı.

rosé: saçmalamayı kes artık.

rosé: bir sebebi olduğunu biliyorum.

rosé: birisini sırf canın sıkıldı diye dövecek kadar kaba biri değilsin.

jennie: yani yine de kaba biriyim?

rosé: ben ondan mı bahsediyorum?

jennie: birisi hakkında ileri geri konuşuyordu.

rosé: ileri geri derken?

jennie: lisa, voleybol takımına bir şey anlattı.

jennie: saçma sapan bir şeyler.

jennie: onlar da buna inandılar.

rosé: hiçbir şey anlamıyorum, jennie.

rosé: biraz daha açık konuşamaz mısın?

jennie: ufffff

jennie: peki

jennie: ama bu aramızda kalacak.

rosé: elimden geleni yaparım. :)

jennie: rosé, ciddiyim.

jennie: bu önemli.

rosé: ben de ciddiyim.

rosé: çenemi kapalı tutacağım.

jennie: geçen dönem lisa ve jisoo tuvalette öpüştüğünde jisoo bunun bir iddia olduğunu söylemişti, hatırlıyor musun?

rosé: evet?

jennie: bugün soyunma odasındayken lisa'ya bunun cidden bir iddia olup olmadığını sordum.

rosé: tam olarak... neden????

jennie: sadece merak etmiştim.

jennie: sonra lisa, jisoo'nun aslında bir lezbiyen olduğundan falan bahsetti.

rosé: siktir, ne?

jennie: o gittikten sonra kızlar arkasından saçma sapan şeyler söyledi.

jennie: ben de dayanamadım işte.

rosé: jisoo'yu tanımıyorsun bile, jennie.

jennie: evet ama birisinin arkasından öyle şeyler söyleniyorsa ve o kişi kendisini savunmak için orada değilse, o kişiyi savunmak benim görevimdir.

rosé: cümleyi anlamak için 3 kez okumam gerekti.

rosé: yaaani, doğru şeyi yapmışsın diyemeyeceğim.

rosé: ama yine de sana hak veriyorum.

rosé: aferin benim kızıma. :)

rosé: şimdi bunu jisoo'ya anlatmalıyım.

jennie: HAYIR

jennie: anlatma.

jennie: yanlış anlamasını istemiyorum.

rosé: nesini yanlış anlayacak?

rosé: bence sevinir bile.

jennie: voleybol takımının arkasından atıp tutmasına mı?

jennie: sanmıyorum.

rosé: tamam, haklısın.

rosé: sadece ona bir gün sana teşekkür etmesi gerektiğini hatırlatırım.

jennie: :)

oh, calamity! [jensoo]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin